Murat Yılmaz

Murat Yılmaz

Yurtdışında seçimler

Yurtdışında seçimler
Çoğu gençler bilmezler belki.
AK Partisi iktidarları döneminden önce, yurtdışında yaşayan insanlarımız, eğer Türkiye seçimlerinde oy kullanmak istediklerinde, mecburen, bir sınır kapısına gelirler, ancak o şekilde oy kullanabilirlerdi.

Bunu yapmak isteyen yurtdışında yaşayan insanlarımız, birkaç günlüğüne de olsa, uçak biletlerini alırlar ve havalimanlarında, tercihlerini beyan ederlerdi.

AK Partisi iktidarı bu eziyete bir son verdi ve yurtdışında yaşayan insanlarımıza, bulundukları ülkelerin diplomatik temsilciliklerinde oy kullanma hakkını yasal düzenleme ile getirdi.

O gündür, eski tabiriyle gurbetçilerimiz, yeni tabiri ile Avrupa Türkleri ve daha global alırsak, yurtdışında yaşayan Türkler, imkanları müsait olmasa da, tercihlerini, bulundukları ülkelerde yapabiliyorlar.

Sadece Avrupa'da beş milyon insanımız var, tüm dünyada beş milyonu geçen insanımız yaşamakta.

Bu tabii ki de çok önemli bir oy potansiyeli ve göz ardı edilemeyecek kadar da önemli bir sayı.

Komple yurtdışından gelen oylar, yüzde ikiye tekabül etmekte ve evet, bu oran bir seçimi kazandırabilir, veya kaybettirebilir.

Ve maalesef, eksik olan, yurtdışını, Avrupa'yı bir seçim bölgesi olarak tanımlanmamış olma gerçeği ve oradan da, bu orana layık bir Milletvekili kontenjanı verilmemiş olmasıdır.

Yurtdışında yaşayan insanlarımız bu konuda serzenişte bulunanlar da, bu iki konunun, hakkaniyetli bir çözüme kavuşacaklarına inançları tamdır.

Bir kaç konuda da, istekleri var.
Mesela, telefon kaydı harçları.
Mesela yurtdışından gelen araçların kullanım süresi.

Çoğu emeklilerimiz, Avrupa'dan araçları ile geliyor ve iki yıl sonra mecburen çıkartmak zorunda kalıyor.

Halbuki yaşları ilerlemiş bu insanlarımızın, böyle bir atraksiyon ayıracak belki kuvvetleri olmayabiliyor.
Bu süreler kalksa, ya da uzasa, insanımız da sevinse.

Bir diğer konu ise konsolosluklarımız ve orada maruz kaldıkları muamele.
Bu konuda, çok, gerçekten de çok şikayetler var, insanlarımız muzdarip.

Halen monşer zihniyetinde, elitist geçinen bir güruh tarafından, konsolosluk işlemlerinde, insanlarımıza, türlü eziyetler edilmekte, hakir görülmekte, hatta aşağılanmakta.

2023 senesinde, ideolojik baskılara kimsenin maruz kalmaması lazımdır, aslolan budur.

Avrupa'da alınan medeni durumlar ile alakalı mahkeme kararlarının, yurtiçinde gerektiği şekilde tanınmaması da halen süregelen bir sıkıntı.

Halbuki, mesela Alman aile Mahkemeleri, bu kararları, Türk Medeni Kanununu esas alarak verir, ve de belirtir.

Bu konuda da köklü bir reform halen yapılmadı maalesef, dolayısıyla insanlarımız mağdur olmaya da devam ediyor.

Seçim mahali ve güvenliği.

Berlin'de yaşayan ve çalışan Siyasal Bilimci Hakan Işık, son seçimlerde, özellikle de HDP'nin sandık görevlileri tarafından, dolayı yoldan, seçmenlerin tehdit edildiğini, hakaretler edildiğini ve yetkililerin yetersiz kaldığını, PKK'lı grupların da temsilciliklerin dışında, seçmenlere, hatta saldırdıklarını ve mesela Alman polisinin şikayetlere kayıtsız kaldıklarını bildirdi.

Hakan Işık; "Gençlerimiz bunlara pabuç bırakmaz, bırakmadı, ancak yaşı ilerlemiş olan insanlarımız, gerçekten de tedirgin oluyor. Hele de temsilciliklerin önlerinde oluşan kuyruklarda beklemek, insanlarımızı tedirgin ediyor, zira Alman emniyet güçleri, bir arbede çıkmadıkça, hiçbir şekilde müdahale etmiyorlar."

Başka bir mesele ise Avrupa ülkelerinin, özellikle de Alman devletinin uyguladığı demokrasi ayıbı.

Işık: "Alman devleti, Cumhur ittifakı üyelerinin, özellikle de Sayın Erdoğan'ın, seçim çalışması için, ülkelerinde insanlarımız ile bir araya gelmesini, yıllardır engelliyor, hatta o zaman bakan olan Sayın Betül Sayan Kara, Hollanda'da bir guruba konuşma yapmak için gittiğinde, diplomatik kriz çıkartmışlardı.

Ancak bu yasaklar, nedense, Millet İttifakı bileşenleri için, özellikle de CHP, HDP için nedense hiç geçerli değil, çünkü onlar istedikleri yerlerde, istedikleri kadar insana hitap edebiliyorlar, hiçbir engel olmuyor."

Elbette konsolosluklarda istihdam edilen insanların sayıları belli.

Ancak, seçim dönemleri için, gerek idari personel, gerek ise güvenlik güçleri takviyesi yapmak da, çok da büyük bir sorun olmasa gerek.
Hele de yeni Türkiye için, hiç olmasa gerek.

Nitekim, seçim günleri için, yurtiçinde de seçim mahallerine, önemli ölçüde güvenlik takviyesi yapılıyor, aynı önlemler yurtdışı temsilciliklerimize de gayet rahat yapılabilir diye düşünüyorum.

Bu konu ile alakalı olarak da diplomatik kanallar ile muhatap ülkelere, dış güvenlik ile alakalı hassasiyetlerimiz de bildirilip, takipçisi olunabilir.

Zira Türkiye ve Türk devleti de, artık herhangi bir ülke, herhangi bir devlet değil.

Yirmi yıl önceki ağırlığı ile bugünkü ağırlığı ve ehemmiyeti karşılaştırılamaz bile.
Bu ağırlık gayette kullanılabilir.

Dipnot:
İslami hassasiyet, bir insanda ya vardır ya da yoktur.

Bir insanın dini ve kültürel hassasiyeti var ise ülkemizdeki insanların, üzerinde ibadet ettikleri, dua ettikleri seccadeyi ayakkabılar ile çiğnemez.

Bu günah olmayabilir.
Seccade kutsal olmayabilir.

Ancak herhangi bir kilim parçası da değildir.
Dolayısıyla, bunu ayakkabılar ile çiğnemek, günah olmasa da, terbiyesizliktir, ahlak yoksunluğudur, saygısızlıktır.

Anadolu irfanına uzaklıktır, bu milletin hassasiyeti olan konulara hakarettir.

Bu ise, bir Türk Partisinin Genel Başkanına asla yakışmaz ve özür götürmez.


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı