Yabancı istihbarat sistemi
Geçtiğimiz günlerin önde giden konusu, Kılıçdaroğlu'nun olup olmadığı bile muallak olan bir tape konusu.
İşin içinde, en can alıcı nokta, Engin Özkoç'un bu konuda yaptığı açıklamanın içindeki bir cümle, can alıcı bir cümle.
Ne demişti: "Yabancı bir istihbarat sistemine takılmış, onlarda Genel Başkanımıza haber vermişler."
Pardon?
Ne oluyoruz yahu?
Bu ülkenin bir siyasi parti lideri, dahi Cumhurbaşkanı adayı olan Kılıçdaroğlu, neden, hangi ülke veya ülkelerin istihbarat servis veya servislerinden jurnal alır, istihbarat alır?
Bu nasıl bir tezat?
Ne demek, Yabancı bir istihbarat servisi haber verdi?
Bay Kemal, Yabancı istihbarat servisleri ile senin ne işin var?
Kimler, neden, hangi beklentiler içinde, bir ülkenin muhalefet liderine koltuk çıkar, ona istihbarat sağlar?
Bu kişi, es kaza, bu ülkenin yönetimine gelirse, acaba hangi ülke veya ülkelerin istihbarat servislerine minnet borcu ile gelecek?
Herhangi bir ülke, ne hakla, Türkiye seçimlerine müdahale etme cüretini kendinde bulur?
Hani derler ya, özrü kabahatinden beter.
Bu ülkenin istihbaratı, güvenlik güçleri yetmemiş, Yabancı istihbarat servisleri işin içine girmiş?!
Olacak gibi değil.
Neresinden tutarsan tut, elinde kalıyor, kalır.
Şimdi bu millet sormaz mı, bu tabancı istihbarat servisleri ile ilişkileriniz ne kadar geniş, ne kadar derin?
Öyle ya, kimse kimseye, babasının hayrına iş yapmaz, hele de istihbarat servisleri, asla ve kat a yapmaz.
Yani, karşılığı ne bu işbirliğinin?
Ne kadar iç içesiniz?
Ve tabii, hangi ülke bu ülke ve sizinle menfaatleri nedir?
Neresinden bakarsak bakalım, bu iş çok toz kaldırır, çok.
Evet, Avrupa'daki ana akım medyası, ful artı ful Kılıçdaroğlu için uğraşıyor.
Alman ırkçı siyasetçi Höcke, bir konuşmasında, asıl niyetlerini ayan beyan ortaya çıkarttı.
"Erdoğan giderse, Boğaz içindeki (İstanbul) Ezanı, İslami ve Müslümanları temizleyeceğiz!"
Hadi ya, buna ağababalarının gücü yetmemiş, be hey ahmak, sizin mi gücünüz yetecek?
Ama evet, son haftalarda ülkemizde olun bitenler, elbette ki tüm Batıyı, emperyalistleri, çok, çok rahatsız etti.
• Türkiye kendi arabasını yaptı.
• Türkiye doğalgazı karaya çıkarttı.
• Türkiye TCG ANADOLU yu hizmete aldı.
• Türkiye ALTAY tankını yaptı.
• Türkiye KAAN, 5. Nesil savaş uçağını yaptı.
• Türkiye İnsansız savaş uçağını yaptı.
Ve tabii, Cudi'de, Gabar'da, petrol fışkırıyor.
Bu elbette alayını rahatsız edecek, ederse de etsin.
Savunma sanayiiniz güçlü ise size silah satamazlar.
Otomotiv endüstriniz varsa, size araba satamazlar.
Size diş geçiremez, dikte edemezler.
Teknolojiniz ileride ise Pazar olarak sizi kaybederler.
Artık, o dönemler bitti ve göz hizasında bir Türkiye var bu onların asla istemedikleri bir şeydi.
Ancak oldu ve elbette öfke nöbetleri geçirecekler.
Evet, Bay Kemal, bu işten nasıl sıyrılırsın, merak ediyorum.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
İşin içinde, en can alıcı nokta, Engin Özkoç'un bu konuda yaptığı açıklamanın içindeki bir cümle, can alıcı bir cümle.
Ne demişti: "Yabancı bir istihbarat sistemine takılmış, onlarda Genel Başkanımıza haber vermişler."
Pardon?
Ne oluyoruz yahu?
Bu ülkenin bir siyasi parti lideri, dahi Cumhurbaşkanı adayı olan Kılıçdaroğlu, neden, hangi ülke veya ülkelerin istihbarat servis veya servislerinden jurnal alır, istihbarat alır?
Bu nasıl bir tezat?
Ne demek, Yabancı bir istihbarat servisi haber verdi?
Bay Kemal, Yabancı istihbarat servisleri ile senin ne işin var?
Kimler, neden, hangi beklentiler içinde, bir ülkenin muhalefet liderine koltuk çıkar, ona istihbarat sağlar?
Bu kişi, es kaza, bu ülkenin yönetimine gelirse, acaba hangi ülke veya ülkelerin istihbarat servislerine minnet borcu ile gelecek?
Herhangi bir ülke, ne hakla, Türkiye seçimlerine müdahale etme cüretini kendinde bulur?
Hani derler ya, özrü kabahatinden beter.
Bu ülkenin istihbaratı, güvenlik güçleri yetmemiş, Yabancı istihbarat servisleri işin içine girmiş?!
Olacak gibi değil.
Neresinden tutarsan tut, elinde kalıyor, kalır.
Şimdi bu millet sormaz mı, bu tabancı istihbarat servisleri ile ilişkileriniz ne kadar geniş, ne kadar derin?
Öyle ya, kimse kimseye, babasının hayrına iş yapmaz, hele de istihbarat servisleri, asla ve kat a yapmaz.
Yani, karşılığı ne bu işbirliğinin?
Ne kadar iç içesiniz?
Ve tabii, hangi ülke bu ülke ve sizinle menfaatleri nedir?
Neresinden bakarsak bakalım, bu iş çok toz kaldırır, çok.
Evet, Avrupa'daki ana akım medyası, ful artı ful Kılıçdaroğlu için uğraşıyor.
Alman ırkçı siyasetçi Höcke, bir konuşmasında, asıl niyetlerini ayan beyan ortaya çıkarttı.
"Erdoğan giderse, Boğaz içindeki (İstanbul) Ezanı, İslami ve Müslümanları temizleyeceğiz!"
Hadi ya, buna ağababalarının gücü yetmemiş, be hey ahmak, sizin mi gücünüz yetecek?
Ama evet, son haftalarda ülkemizde olun bitenler, elbette ki tüm Batıyı, emperyalistleri, çok, çok rahatsız etti.
• Türkiye kendi arabasını yaptı.
• Türkiye doğalgazı karaya çıkarttı.
• Türkiye TCG ANADOLU yu hizmete aldı.
• Türkiye ALTAY tankını yaptı.
• Türkiye KAAN, 5. Nesil savaş uçağını yaptı.
• Türkiye İnsansız savaş uçağını yaptı.
Ve tabii, Cudi'de, Gabar'da, petrol fışkırıyor.
Bu elbette alayını rahatsız edecek, ederse de etsin.
Savunma sanayiiniz güçlü ise size silah satamazlar.
Otomotiv endüstriniz varsa, size araba satamazlar.
Size diş geçiremez, dikte edemezler.
Teknolojiniz ileride ise Pazar olarak sizi kaybederler.
Artık, o dönemler bitti ve göz hizasında bir Türkiye var bu onların asla istemedikleri bir şeydi.
Ancak oldu ve elbette öfke nöbetleri geçirecekler.
Evet, Bay Kemal, bu işten nasıl sıyrılırsın, merak ediyorum.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
