Ne sosyal medyaymış birader
Doksanlardan sonra doğanlar pek bilmezler.
Bu ülkede eskiden gazeteler okunurdu, insanlar birbirleri ile muhabbet ederlerdi, kitap okurlardı, komşuluk denilen bir şey vardı, dostluk, muhabbet, samimiyet vardı.
Televizyon tek kanaldı, radyo desen ona keza, üstelik sınırlı zamanlarda yayın yaparlardı.
Öyle her evde 50 telefon yoktu, bırak her mahallede bile yoktu.
Her evde en az bir araba da yoktu, hatta her sokakta, her mahallede de yoktu, yani vızır vızır trafik te yoktu, dolayısıyla sokaklarda çocuklar, gönül rahatlığıyla oyunlar oynarlardı.
Evet belki sofralarda çok çeşitler yoktu, ama herkes doyardı, mutluydu.
Sonra biz çağ atladık...
Neyse, bugünkü durum ortada.
Herkesin elinde bir aygıt, her evde iki, üç tv, muhabbet, sıfır, ikili ilişkiler sıfır.
Herkes kendi dünyasında, kendi içinde yaşıyor.
Sohbet yok, muhabbet yok, görüntülü görüşme var.
İnsanlar artık sosyal medyada sosyalleşiyor, sahte bir dünyada, sahte kimlikler ile, sahte muhabbetler ile...
İşte şimdi o sosyal medyayı bir inceleyelim...
Orantısız bir güç.
Milyarlarca müşteri, etkileşim gücü.
Her türlü manipülasyon, algı operasyonları, toplum mühendisliği, hepsi ellerinde.
Peki kin kontrol ediyor bu gücü?
Parayı bastıran herkes.
Çünkü kanun yok, hak yok, hukuk yok, kendileri çalıp kendileri oynuyorlar.
ABD yasalarına uyuyorlar, çünkü merkezleri ABD de.
Almanya ve bazı AB ülkelerinin yasalarına da uyuyorlar, mecbur edildiler, boyun eğdiler.
O ülkelerde merkez açtılar, sorumlu atadılar, vergi ödüyorlar.
Peki bizde...
Ne yasalara uyuyorlar ne kanun dinliyorlar, hele vergi hiç ödemiyorlar.
Şimdi bunlardan bir tanesi, Instagram bir yaptırım ile karşı karşıya kaldı.
Neden?
Çünkü sansür uyguladı, hem de global bir sansür.
Konu İsmail Haniye cinayeti.
Bunun hakkında olumlu her türlü paylaşımı sildiler, hatta öyle devlet büyü, ülke lideri falan da ayırt etmeden.
Bunun karşılığında Türkiye de onların erişimini kısıtladı.
Aman Allahım, sanki yer yerinden oynadı.
Ne kadar muhalif varsa, “sansür kabul edilemez, basın özgürlüğü, fikir özgürlüğü” diye mangalda kül bırakmadılar, bırakmıyorlar.
Şimdi soru şu:
Gazze de dokuz ayda kaç basın mensubu öldürüldü, tutuklandı?
Avrupa da, ABD de, Filistin yanlısı gösterilerde tutuklanan binlerce insan oldu.
Hiçbirine ses çıkartmadınız da, Instagram kapanınca mı sesiniz çıktı?
Neymiş efendim o platform artık bir sektör imiş, ekmek parası kazananlar varmış.
Doğru, vardır, kolay para kazanmanın yolu, ne de olsa.
Instagram, Tiktok, ve benzeri siteler kapansın, ülkede üretim en az %30 artar.
Peki Türkiye ne diyor?
Ülkemizde temsilcilik kuracaksınız, sorumlu atayacaksınız, Türk kanunlarını uygulacaksınız, Türk yargısının kararlarını uygulayacaksınız, tıpış tıpış verginizi ödeyeceksiniz.
Bu şartlarda devam edebilirsiniz.
Peki bunda ne beis var?
Avrupa da oluyor da bizde neden olmayacakmış?
Müstemleke miyiz biz?
Bence Türk devleti bunu yapmakla çok geç bile kaldı...
Muhalefete gelince.
Tabii sosyal medya onlar için çok önemli.
Bu mecralar üzerinden algı operasyonları yapıyorlar, iftira kampanyaları, karalama kampanyaları yürütüyorlar.
Gençliği öjeni gibi, ırkçılık gibi, faşistlik gibi, sol marjinallikler ile, LGTBİQ gibi şeyler ile zehirliyorlar.
Bu enstrüman ellerinden giderse ne yaparlar?
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.