Bizim ülkemizde bir Muhalefet var, yani en azından kâğıt üzerinde var gibi duruyor.
Bunu neden mi söylüyorum?
Çok basit.

Dünya siyasetini de gayet iyi bilir, takip ederim, neticede işimin de bir parçası, kaldı ki, uzun yıllar Avrupa'da yaşadım ve elbette orada da siyasetin nasıl işlediğini gördüm, görüyorum.

Bizim ülkemizin dışında, muhalefet iktidar ile birlikte yürümese de ülkelerindeki sorunlara çözüm bulmak içinde, proje üretmek ile meşgul olurlar.
İktidarı eleştirirler, evet, ama eleştirdikleri için de alternatifler sunarlar.

Yani salt "istemezük" demekle yetinip, sonra yine 10 dönüm bostan, yan gel Osman yapmıyorlar.

Bizim muhalefet ise tam da bunu yapıyor.
Onu istemez, bunu istemez, şu olmaz, bu olmaz...
Peki alternatif çözüm önermesi?
Yok, sıfır.
Sadece itiraz, sadece istemezük, gerisi angarya.

Zaten ne kadar da rahat değil mi?
Yedi dönem, ya da daha fazla vekillik yap, parti yönetiminde ol, ye babam ye, tüm imkanları, imtiyazları sonuna kadar kullan, iş çalışmaya gelince, iki eleştir, ama asla, zinhar, alternatif bir şey için sakın yorulma, çünkü bekleyen de yok zaten, ne gerek var.

Valla böyle bir statüko için ben de sonuna kadar mücadele ederim.
Zaten bu ülkenin en büyük sorunu da bu ya, muhalefetin olmaması.
Eh, ne yaparsın, olmayınca, iktidar da sensin, muhalefet de sen olmak zorundasın.

Peki, akıl erdirmek zor dediğim neydi.

Şöyle izah edeyim.
Hükümet faizleri yükseltmez, neden yükseltmezsiniz derler.
Yükseltir, neden yükselttiniz derler.
Maaşlara zam yap derler, yaparsın, bunu finanse etmek için de ek gelir genere etmek zorunda kalırsın, neden yaptın derler.

A, dersin olmaz, B dersin olmaz.
Körü körüne, mütemadiyen itiraz.
Hatta bunun evresi de var: İnkar.

Savunma sanayiini geliştir, dünyanın en saygıları sırasına sokarsın, inkar ederler.
Türkiye de yerli ve milli bir araba yaparsın, öyle bir fabrika yok derler.
Petrol bulursun, yok derler.
Gaz bulursun, hatta Anakaraya çıkartırsın, inkar ederler.

Aslında hastalıklı bir ruh hali gibi bir şey.

Peki, hadi bakalım, işsizliğe çözüm üretin denilir.
Her Muhtara bir özel kalem gibi, absürt, hiçbir tutulur tarafı olmayan bir şey duyarsınız.
Ailelere katkı için proje üretin dersiniz, her aileye bir tam altın, hem de ayda, gibi saçma sapan bir şey duyarsınız.
Hani kaynak dediğinizde ise, ülkenin altın rezervini işaret ederler, ki onunda varlığını daha önce inkar etmişlerdi.

Gerçekten sosyologları, psikologları ilgilendiren bir durum aslında.

İşin en garip tarafı ise, bu kafa yapısı ile, neden seçim kazanamıyorlar, bunu sorgularlar, yetmez bir de bu milleti cahillikle suçlarlar.

Eğer bu millet cahil olsaydı, sizin gibi boş vaat üretip, icraatın yanından bile geçmeyenlere teveccüh ederdi.
Zaten ideolojik körlükten dolayı tasvip eden bir kesim var halen, maalesef.
Bu millet sizi senelerdir gördü, görüyor, notunu da verdi, oyunu da kullandı.

Şimdi yenildikten sonra, orada burada, "seçim meşruiyet kazandırmaz" demek, milleti isyana teşvik etmektir, o da en naif tabiriyle.
Bu millet bunu da gördü...


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam.