Hemen izah edeyim, Latince Lex kanun, contra ise muhalefet demek.
Konumuz da, bugünlerde tam olarak bu.
Sanki bu ülkede, muhalefete özgü, muhaliflere özel bir kanun/uygulama var, ama biz mi bilmiyoruz?
Yani bir Lex CHP mi var?
Çünkü mantık şu;
Muhalifsin, CHP yandaşısın, onun için herkese hakaret edersin, yalan yanlış haberler yaparsın, devleti, devletin yargı organlarını, kolluk kuvvetlerini tehdit edersin, hatta saldırırsın.
Ve kimde sizden hesap soramaz.
Yolsuzluk kelimesi yanınızda kifayetsiz kalır, siz kitabını yazarsınız, usulsüzlük, ihmalkarlık, rüşvet, gırla döner, ayyuka çıkar, elleriniz kirlidir.
Amiyane tabiriyle malı deve yükü ile götürürsünüz.
Ama kimse sizden hesap soramaz.
Çalarsınız, çırparsınız, her türlü ahlaksızlığı yaparsınız.
Ama sizden kimse hesap soramaz.
Terör ile iltisaklı kim var kim yoksa, savunursunuz, işe, kadroya doldurursunuz.
Ama kimse sizden hesap soramaz.
Sormaya mı kalktı...
Aboooovvv.
Bir yaygara, bir velvele, bir medya furyası, ünlü, ünsüz, kim var kim yoksa, devlete, adalete, hükümete başlar saldırmaya.
Suçlu ol, olma, ne fark eder?
Sen Muhalifsin, CHP lisin, suçlu da olsan, sana kimse salça olamaz!
Müsaade etmezler, %100 suçlu olsan bile, sana dokundurtmamak için her türlü taklayı atarlar.

Affedersiniz ama, bu nasıl mantık?
Bu nasıl bir elitist kafa?
Rüşvetçi de olsa, yolsuzluk da yapsa, alenen suç da içlese, bizdendir, yapar, ne olmuş?
Böyle bir kafa faşizan bir kafadır.
Nazi kafası ile aynıdır.

Kimse kusura bakmasın ama, bu ülkede hiç kimse kanunlardan, hukuktan üstün de değildir, imtiyazlı da değildir, dokunulmaz hiç değildir.
Hasbelkader seçilmiş olmak da kimseye bir suç işleme hürriyetini vermez, bilmem hangi ideolojide olmak da vermez.
Evet maalesef bu hukuk, kanun, kural tanımamazlık sadece muhaliflere özgün bir şey de değil, aksine çok yaygın.
“Bizim semtin çocuğu, alamazsınız, sen benim kim olduğumu biliyor musun?”
Daha devam edeyim mi?
Ama heyhat, mesele siyasi bir kişi/lik ise, işte burada bir dur diyeceksin.
Siyasi figürler, topluma örnek olmak zorundadır, istedikleri gibi, sağda, solda, konuşmak olmaz, olamaz.
Eğer sizin öfke kontrolünüz yoksa, o zaman o mikrofonlara, kameralara uzak duracaksınız.
Yoksa, evet, kim olursanız olun, devlet sizden hesap sorar.

Nedense aklıma Can Dündar geldi.

Hani tüydükten sonra, nefesi İngiltere de almıştı ya.
Orada bir İngiliz TV sine röportaj veriyordu, konu MİT TIRlarını ifşa etmesiydi.
Karşısındaki spiker, bunun bir devlet sırrı olduğunu, ve kendisinin resmen ihanet ettiğini yüzüne söyleyince, beyefendi bir bozulup o militan vari tavrı ile, “hayır onlar Erdoğanın TIR ları” diye absürt bir cevap verince, İngiliz spiker, “bu işi burada yapsaydınız, sizi buhar ederler” demişti.
Can Dündar, buz kesmişti.
İşte mesele tam da bu.
Siz o ideolojik saplantılar ile dolu dünyanızda kendinize göre doğruları yontamazsınız.
Haydi yonttunuz, o zaman devletin hışmını da hesaba katacaksınız, bu iş bu kadar basit.

Burası muz cumhuriyeti değil!
Hak var, hukuk var, kanun var, nizam var.
Tüm bunlar var iken, siz kalkıp, devletin yargı mensuplarını tehdit edemezsiniz, hakaret edemezsiniz, ifşa edemezsiniz.
Hele ki, bunu siyasi kimlik ile, veyahutta, ki en fecaati de bu;
“Gazeteci kimliği” ile hiç yapamazsınız.
Bu mesleğin adını kirletmeye hakkınız yok!
Ederseniz, cezasına katlanırsınız.
Kimseye göre özel kanun yok!



Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam.