Irkçılığın en sert biçimini sergiledi. Ancak bunu yaparken de inanılmaz bir paralel akıllara düştü. 1933 de, Adolf Hitler’in ve propaganda bakanı Josef Goebels’in başlattığı ve Alman hükümranlığı altındaki tüm bölgelerde milyonlarca Yahudi’nin katli ile zirve yapan, Anti Semitizim ve Nasyonal Sosyalizimin başlangıçları!

 

O zaman da NSDAP’nin her yerde bağırdığı, duvar ve camlara yazdıkları slogan: ‘Yahudiden alışveriş yapmayın’ dı! 

 

Hitlerin sadık ve fanatik taraftarları SA ve sonra SS, yahudi dükkan ve şirketlerinin önünde nöbet tutarak, halkın buralara girmesini cebren engelliyordu. Yahudilerin cam, çerçeveleri indiriliyor, Reichsprogromnacht ve akabinde Reichskristallnacht cinnet gecelerinde bu dükkanlar, evler ve sinagoglar kül haline getirilmişti. Hitler, tüm gücü kendinde birleştiğinde, Gestapo yani Gizli Devlet Polisini de kurarak, SS elemanları ile tüm Almanya’da tek tek Yahudileri toplayıp, toplama kamplarına ya da önceden Gheto, yani dört tarafı duvarlarla kapatılmış, giriş, çıkışların kontrol altında olduğu semtlere kapatarak, ölüme terk etmişti. Kamplarda ise, ölüm fabrikaları kurarak, sistematik olarak milyonlarca Yahudiyi, kah gaz odalarında, kah aç bırakarak, kah kurşuna dizerek katletmişti!

 

 

Gazze Ablukası, son günlerde yaşananlar? Tam da Hitler rejiminin aynısı değil mi? Aradaki tek fark bu kez bu iğrençlikleri yapanların Yahudiler olması!

 

 

Adolf Hitler, 1. Cihan harbinde Alman ordusuna binbir hile ile giren bir Avusturya vatandaşı! İlginç olan ise, Avusturya ordusunun asker kaçağı olarak ararken Alman ordusuna katılması. Hitler, bu savaşta ancak onbaşı olabildi. Tahsilsiz be mesleksiz biri olan Hitler’in annesi, katıksız bir Yahudi’dir! Bu aslında kaymış bir hayatı olan Hitler, nasıl oldu da Almanya’da bu güce erişebildi? Hatta 2. Dünya savaşını çıkararak bugün malum olan sonuçların temelini atmayı nasıl başardı?

 

 

Hanfstaengel ailesi genç karı koca, %100 Yahudi olup, New York da Rockefeller bursu ile hukuk okuyan ve avukat olan bir çift. 1930’larda ise Almanya’ya dönerek ülkenin muhtelif yerlerinde ikamet ediyorlar. Münih’te Hitler, o esnalarda adı SAP olan partinin toplantılarında ‘konuşmacılık’ yapıyor. Hitabeti kuvvetli olan Hitler, bu ailenin ilgisini çekiyor, o zamana kadar karnını zor doyuran Hitler, Hanfstaengellerin apanajları ile konforlu bir hayat sürdürmeye başlıyor ve önemli isimler ile bir araya getiriliyor!

 

1. Dünya savaşının kahraman pilotu Göhring, Bormann, Hesse gibi isimler ile NSDAP Partisi kuruluyor ve Münih’te bir ihtilal girişimi yaşanıyor. Başarısız olan girişim sonrası Hitler ve avanesi 15 yıl zindana çarptırılsa da, çok kısa bir vakit sonra, üstelik de çok konforlu bir ev hapsinden sonra, tarih insanlığın en karanlık dönemlerinden birini yazmaya başlıyor.

 

Peki tüm Almanya’da Yahudiler, ya kaçarken ya da öldürülürken Hanftaengel ailesine ne oluyor? Hiç bir şey olmuyor, çünkü onlar çoktan New York’a dönmüşlerdi zaten.

 

Bu esnada Almanya’dan birkaç gemi ile uzaklaşan Yahudi göçmenler İstanbul’a geldikleri zaman, Hitlerin, İnönü’ye çektiği acil kodlu telegrafın içeriği de çok enteresan; “O gemileri İstanbul’a almayın, onların gitmeleri gereken yer Filistin’dir”

 

Bir başka ilginçlik ise Almanya’da hangi Yahudilerin öldürüldüğü, hangi ailelerin de zenginleştiğidir. Mauser, Walther, Bayer, Opel, Oppenheimer, Saal aileleri servetlerine servet katarken, orta gelirli yahudiler, beyin takımının kaçmasına göz yumulurken, fakir ve işçi takımının ve de Filistin’e gitmek istemeyen yahudilerin öldürüldüğü tarihi gerçeklerdir!

 

 

Bu tarihi gerçekleri göz önünde bulundurursak ortaya tam da bu gerçek çıkıyor. Bugün İsrail in, aynı yöntemleri Filistin’de kullanmaları da tam olarak bunu adeta çağrıştırıyor!