Özellikle de bilgi çağında, teknoloji çağında, bu iki gerçek, hiç olmadığı kadar yerinde sözlerdir.

Konu yalancılık, hatta siyasi yalancılık.
Failleri ise Ekrem İmamoğlu ve İBB yönetimi.

Mesele, engelleniyoruz, mağduruz!

Baz alınan ise Beylikdüzü – Sefaköy Metro hattı ve yeni otobüs alınımı.
İddia ise Cumhurbaşkanlığının bunları onaylamaması!

Ve bir İstanbullu olarak, İstanbul'da yaşayan biri olarak, kimse kusura bakmasın ama hiç de mülayim bir şekilde bunlara yaklaşamayacağım.

Çünkü İmamoğlu ve yönetimi, bu şehrin insanlarını, düpedüz aptal yerine koyuyor, zekâları ile alay ediyor ve fütursuzca yalan söylüyor.

Rakamlar ve resmî açıklamalar ile gerçekler çok yakın bir zamanda gerçeğe çıktı!

Birincisi ve en önemli mevzu, İBB'nin resmî borçlanma sınırını aşmış olmasıdır.
Hiçbir şekilde borç alması, kanunen mümkün değildir!

Otobüs alımlarının vetoya takılması bu yüzdendir.
Bunu da Ekrem İmamoğlu da yönetimi de çok iyi biliyor aslında.

Gelelim engellendiği denilen Beylikdüzü – Sefaköy Metrosuna.

Bakanlığa sunulan dosya eksik sunulmuş, en önemli konular, mesela sondaja dayalı zemin etüd raporu, jeolojik plan ve kesit kesin projeleri gibi bir sürü rapor, proje dosyada yok.
Hatırlatma yapılmış olmasına rağmen de düzeltilmemiş!
İşin en ilginç tarafı da bu.
Neden dosyayı tamamlamadınız?

Çünkü işleri icraat yapmak değil, algı yönetimi yapmak.

Beceriksizliklerini kamufle etmek.

Zira mesele icraat olsa idi, dört yıldır, her şeyi hazır, ihaleleri bile yapılmış paralel bir hat var:
Mahmutbey – Esenyurt hattı!

Sadece yapılmayı bekliyor, start bekliyor.

Ama yapmazlar, yapamazlar!
Çünkü niyetleri hizmet etmek değil, malı götürmek.

Aksi takdirde, 2022 yılı bütçesinde, kentsel dönüşüm için 492 milyon₺ ayıran İBB, Reklam için 849 Milyon₺ ayırmaz!
Nerdeyse bir milyar₺!
Devletin en mühim kurumlarından olan MİT'in senelik proje bütçesi bile 800 Milyon₺!!!

Ve İBB bundan daha fazla bir meblağı, reklam için ayırıyor!

Bu gülünç, bu kadar açık ve bariz, biz malı götürüyoruz denmez.
İşimizi algı ile yalan ile götürüyoruz demenin de en net yolu bu!

Şimdi soralım:
İBB'nin bütçesi senelik 30 Milyar.
Alınan borç 25 Milyar.
Şirket ve iştirakler dahil senelik 70 Milyar.

İki senelik bütçe 140 Milyar₺!
Ne yaptınız bu para ile?

Hangi yeni ve sadece sizin yaptığınız ne var?

Vaadler ne idi?
Yıllık 20.000 yeni konut.
Yapılan yok!

TEM'e Megabüs.
Yapılmadı!

630 km yeni metro hattı.
Yapılan yok!

100.000 araçlık YENİ otopark.
Yapılan yok.

Keza, yüzlerce yeni sağlık merkezleri, teknokentler, bilişim vadileri.
Yapılan yok!

140 Milyar₺ ile ne yaptın İmamoğlu?

Hükümet 2021'de 20 yerine 24 Milyar ₺ gönderdi.
Fazlası var azı yok, bir kuruş bile eksik gönderilmedi.

Hani engelleme?

2016/17/18 yıllarında İBB Meclis'ine gelen 6.504 dosyanın 1.871'ine CHP hayır oyu vermişti.

2019/20/21 döneminde aynı Meclis'e gelen 4.064 dosyanın, Cumhur İttifakı sadece 90'ını engellemiş.

Orantı belli!
1.871'e karşı 90, burada engelleme olsa, hepsi engellenir, hiçbiri geçirilmez.

2014/19 arası AK Partisi Meclis'e toplam 22 borçlanma teklifi getirmiş, CHP hepsine hayır demiş.

2019/21 arasında CHP, aynı Meclis'e 48 borçlanma teklifi getirmiş, bunların 47 sine ise Cumhur İttifakı onay vermiştir, çünkü dört yıl evvel başlayan proje ve hizmetlerin devam edilmesini sağlanmak istenmiştir.

Peki nerede engelleme?

Böyle bir engelleme söz konusu değil.

Olsaydı, Cumhur İttifakı üyelerinin ağırlıklı olduğu İBB Meclisi hiçbir dosyaya geçit vermez, tüm borçlanma tekliflerini reddeder, İBB'yi kilitlerdi!

Ancak, "İstanbul nimet, nimet" deyip, İstanbul'u öz kaynakları ile yöneteceğiz diye seçimlere girenler, o öz kaynakları da kuruttular!

Gerçek şu ki, mağdur olan İmamoğlu ve CHP değil, mağdur olan İstanbul oldu.
Ve maalesef de daha 2,5 sene İstanbul mağdur olmaya devam edecek.


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam