Edebi bilir misiniz?
Edep, bir insanı Kemal'e erdirir. Saygınlık kazandırır, en önemlisi ise edep insanı cehennemden korur.
Ancak özellikle de son zamanlarda da görüyoruz ki, birileri kendilerini her halde Türkiye'de, yani %99'u Müslüman olan bir ülkede (istatiksel), değil de Rio de Janerio'da, Las Vegas'da, San Fransico2da falan sanıyorlar!
Malum global olarak virüs ile yatıp, virüs ile kalkıyoruz.
Ancak, belli ki bu illet başımıza neden geldi, hiç sorgulamıyoruz.
Yahu ülkemizde, sırası ile CHP'nin, İYİ Parti'nin, HDP'nin ve şaşırtıcı bir şekilde SP'nin desteklediği ve cansiperane savunduğu bir LGTB var!
Bu topluluk, Allah'ın ve tüm Semai dinlerin lanetlediği eşcinselliği, cinsiyet değişikliğini savunan bir topluluk.
Geçtiğimiz senelerde, kaç kez gündem oldu, ben sayamadım.
Peki ne ile gündeme geldiler?
Tabii ki de edepsizlik ile.
Hatırlayın o ellerinde tuttukları dövizleri…
“Velev ki ibneyiz”, “Seks çalışanlarına eşitlik”, “Eşcinseller vardır”
Daha neler, neler.
En iğrenç tarafı ise bunu “Mustafa Kemal'in askerleriyiz biz” diyerek de gerçekleştirmeleri.
Yani bu ülkenin bir büyük devlet insanını, Cumhuriyetin kurucusu bir değeri, iğrençliklerine alet etmek de ne demek oluyor.
Ve o kadar çoğaldılar ki, o kadar azıttılar ki…
Karanlık çöktükten sonra, mesela şöyle bir çıkın Taksim'e, Harbiye'ye.
Uzaktan bakınca gayet delikanlı gibi gözükenler, el ele, kırıta kırıta dolaşıyor!
Sanki dünyanın en normal şeyi imiş gibi.
Değil Efendim. Ne normal ne de doğal!
Sapkın ve yanlış.
Tabiata da yaradılışa da ters!
Hiç kimse bunu bana, doğru bir şey imiş gibi anlatamaz. Çünkü değil.
Ve bunu hatırlatan, hem de Ayetleri ile hatırlatan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hoca, üç gündür saldırı odağı haline geldi.
Hatta hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
Bu nasıl bir garabettir?
Bu nasıl bir aymazlıktır?
Peki kim bu saldıranlar?
Sözümona İnsan hakları Derneği.
İzmir ve Ankara Baroları.
CHP ve tüm ne kadar marjinal örgüt var ise.
Ankara Barosu hatta, hızını alamadan, İslam'a, Peygamber efendimize, çirkin ve hadsiz saldırmalar da bulundular!
Zaten pek çok kez kaleme almıştık, bu odaların, baroların, yeni Türkiye'de miadları doldu diye.
Bugün de bir kez daha bunu ortaya koydular!
CHP'nin bu dolmuşa binmesi gayet doğaldır, çünkü parti felsefesi olarak, sadece seçim Arefe'lerinde, din tüccarlığı ve simsarlığı yaparlar.
Mesela 15 yıldır her gün Cuma namazı kılanları var.
Veya bir günde sayısız iftar açanları.
Lakin seçimler geçer geçmez, asıl suratları ortaya çıkar ve her fırsatta, her platformda, sayısız trollerinden de faydalanarak, İslama, İslami değerlere saldırı halindeler.
Sonra da çıkıp, kutuplaşmaktan, ayrımcılıktan bahsederler.
Yani her zaman yaptıkları gibi kendilerinin yedikleri haltları, karşı cenaha empoze etmeye çalışırlar.
Şimdi soralım:
HİV virüsü, yani AİDS, kim sayesinde dünyayı kapladı?
Eşcinseller ve fuhuş işçileri yüzünden değil mi?
Bir sürü cinsel hastalığı yine aynı insanlar yaymadı mı?
Ve şimdi, bugün, dünyanın haline bir bakalım.
Avrupa'da eşcinsel evlilikleri normal oldu.
Hatta, gerçek evlilikler ile aynı kanuni statüye alınmış.
Cinsiyetsizlik diye bir şey çıkmış.
Yani erkek var, kadın var, bir de işte cinsiyetsizler var.
Ve bu artık resmiyet kazanmış.
Tüm dünyada ve maalesef, bizim de ülkemizde, sayısız eşcinsel star, süperstar, fenomen falan yok mu?
Hatta Alman TV'sinde, eş bulma programlarına, bir de erkek eşcinseller için program yok mu?
Var.
Kore'den gelen ve K-Pop diye anılan starlarının ne oldukları belli değil.
Bunu gencecik çoluklara zerk etmeye çalışılıyor.
Gerçekten de başımıza taş yağmıyor ise şükür etmeliyiz.
Evet şükür etmeliyiz. Çünkü bunların yanlış, doğaya ve yaratılışa ters olduğunu bile bile, dinimizce haram ve hatta lanetli olduğunu bile bile, sustuk.
“Aman kim ne ederse etsin” dedik.
Üstümüze düşen ise buna elimizden gelen her türlü tepkiyi göstermekti.
Yapmadık.
Bir adam çıktı, haykırdı diye de şimdi toplu linçe uğruyor.
Bundan mı korktuk, yoksa gerçekten de alışmış mı olduk?
Gerçekten de bize bunu normal imiş gibi kabul mu ettirdiler?
Ben bir birey olarak, Sayın Erbaş'a yapılan tüm saldırıları esefle kınıyorum.
İslam'a, İslami değerlere saldıranları da esef ile iğrenerek kınıyorum.
Allah bizi affetsin.
Not:
Tünelin ucunda ışık göründü.
Az daha sabır, az daha disiplin.
Evde kalmaya devam edelim.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Malum global olarak virüs ile yatıp, virüs ile kalkıyoruz.
Ancak, belli ki bu illet başımıza neden geldi, hiç sorgulamıyoruz.
Yahu ülkemizde, sırası ile CHP'nin, İYİ Parti'nin, HDP'nin ve şaşırtıcı bir şekilde SP'nin desteklediği ve cansiperane savunduğu bir LGTB var!
Bu topluluk, Allah'ın ve tüm Semai dinlerin lanetlediği eşcinselliği, cinsiyet değişikliğini savunan bir topluluk.
Geçtiğimiz senelerde, kaç kez gündem oldu, ben sayamadım.
Peki ne ile gündeme geldiler?
Tabii ki de edepsizlik ile.
Hatırlayın o ellerinde tuttukları dövizleri…
“Velev ki ibneyiz”, “Seks çalışanlarına eşitlik”, “Eşcinseller vardır”
Daha neler, neler.
En iğrenç tarafı ise bunu “Mustafa Kemal'in askerleriyiz biz” diyerek de gerçekleştirmeleri.
Yani bu ülkenin bir büyük devlet insanını, Cumhuriyetin kurucusu bir değeri, iğrençliklerine alet etmek de ne demek oluyor.
Ve o kadar çoğaldılar ki, o kadar azıttılar ki…
Karanlık çöktükten sonra, mesela şöyle bir çıkın Taksim'e, Harbiye'ye.
Uzaktan bakınca gayet delikanlı gibi gözükenler, el ele, kırıta kırıta dolaşıyor!
Sanki dünyanın en normal şeyi imiş gibi.
Değil Efendim. Ne normal ne de doğal!
Sapkın ve yanlış.
Tabiata da yaradılışa da ters!
Hiç kimse bunu bana, doğru bir şey imiş gibi anlatamaz. Çünkü değil.
Ve bunu hatırlatan, hem de Ayetleri ile hatırlatan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hoca, üç gündür saldırı odağı haline geldi.
Hatta hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
Bu nasıl bir garabettir?
Bu nasıl bir aymazlıktır?
Peki kim bu saldıranlar?
Sözümona İnsan hakları Derneği.
İzmir ve Ankara Baroları.
CHP ve tüm ne kadar marjinal örgüt var ise.
Ankara Barosu hatta, hızını alamadan, İslam'a, Peygamber efendimize, çirkin ve hadsiz saldırmalar da bulundular!
Zaten pek çok kez kaleme almıştık, bu odaların, baroların, yeni Türkiye'de miadları doldu diye.
Bugün de bir kez daha bunu ortaya koydular!
CHP'nin bu dolmuşa binmesi gayet doğaldır, çünkü parti felsefesi olarak, sadece seçim Arefe'lerinde, din tüccarlığı ve simsarlığı yaparlar.
Mesela 15 yıldır her gün Cuma namazı kılanları var.
Veya bir günde sayısız iftar açanları.
Lakin seçimler geçer geçmez, asıl suratları ortaya çıkar ve her fırsatta, her platformda, sayısız trollerinden de faydalanarak, İslama, İslami değerlere saldırı halindeler.
Sonra da çıkıp, kutuplaşmaktan, ayrımcılıktan bahsederler.
Yani her zaman yaptıkları gibi kendilerinin yedikleri haltları, karşı cenaha empoze etmeye çalışırlar.
Şimdi soralım:
HİV virüsü, yani AİDS, kim sayesinde dünyayı kapladı?
Eşcinseller ve fuhuş işçileri yüzünden değil mi?
Bir sürü cinsel hastalığı yine aynı insanlar yaymadı mı?
Ve şimdi, bugün, dünyanın haline bir bakalım.
Avrupa'da eşcinsel evlilikleri normal oldu.
Hatta, gerçek evlilikler ile aynı kanuni statüye alınmış.
Cinsiyetsizlik diye bir şey çıkmış.
Yani erkek var, kadın var, bir de işte cinsiyetsizler var.
Ve bu artık resmiyet kazanmış.
Tüm dünyada ve maalesef, bizim de ülkemizde, sayısız eşcinsel star, süperstar, fenomen falan yok mu?
Hatta Alman TV'sinde, eş bulma programlarına, bir de erkek eşcinseller için program yok mu?
Var.
Kore'den gelen ve K-Pop diye anılan starlarının ne oldukları belli değil.
Bunu gencecik çoluklara zerk etmeye çalışılıyor.
Gerçekten de başımıza taş yağmıyor ise şükür etmeliyiz.
Evet şükür etmeliyiz. Çünkü bunların yanlış, doğaya ve yaratılışa ters olduğunu bile bile, dinimizce haram ve hatta lanetli olduğunu bile bile, sustuk.
“Aman kim ne ederse etsin” dedik.
Üstümüze düşen ise buna elimizden gelen her türlü tepkiyi göstermekti.
Yapmadık.
Bir adam çıktı, haykırdı diye de şimdi toplu linçe uğruyor.
Bundan mı korktuk, yoksa gerçekten de alışmış mı olduk?
Gerçekten de bize bunu normal imiş gibi kabul mu ettirdiler?
Ben bir birey olarak, Sayın Erbaş'a yapılan tüm saldırıları esefle kınıyorum.
İslam'a, İslami değerlere saldıranları da esef ile iğrenerek kınıyorum.
Allah bizi affetsin.
Not:
Tünelin ucunda ışık göründü.
Az daha sabır, az daha disiplin.
Evde kalmaya devam edelim.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
