Absürtistan ve Meral Akşener’in itirafı
Son günlerde, sosyal medyada olsun, başka platformlarda olsun, okuduklarım, izlediklerim, artık mantık sınırlarını zorlayan cinsten şeyler.
AK Partisi karşıtı, hatta ölümüne ve inadına karşıtı olan cenahın yumurtladığı cevherlerden bahsediyorum.
Muhalefet yapacağım diye, ortaya koydukları, gerçekten de absürt iddia ve “deneyler”!
Birisi mesela, Selçuk Bayraktar’ın imal ettiği İHA ve SİHA’ları, ciddi, ciddi, oyuncakçı dükkanında satılan dronelar ile kıyaslamaya kalkmış.
Hayır, trajik olmasa güleceğim de.
Çünkü bir Ferrari F40’ı, uzaktan kumandalı araba ile kıyaslamak gibi bir şey bu.
Tamamen saçma, sapan, absürt.
Beyin yakan bir paylaşım!
Bir başka sivri zekalı vatandaş, takmış yeni İzmir otobanına; Neymiş ölçmüşmüş ve hayatta, İstanbul/İzmir, 3,5 saatte alınmazmış!
Tabii vatandaş, 70, 80, 90 ile gitmiş! Çektiği video da kadran belli.
Be birader, otobanda hız sınırı 120 km/s!
Kaldı ki, hız tahdine uyan da kimse yok.
İstanbul/İzmir arası yeni yolda 400 km civarına düştü, eh 120 km/s hız ile gidersen de tam 3,5 saat ediyor.
Hesap ortada!
Fizik kanunları ortada.
El insaf.
Gelelim yeni havalimanına.
Efendim, uçaktan indikten sonra apronda uçak çok dolaşıyor imiş, uçaktan indikten sonra, kırk, elli dakikada ancak çıkılıyor imiş.
Taksi ile ulaşım en az 120 ₺ imiş.
Şimdi bu yeni havalimanı devasa bir proje.
Elbette iniş sonrası yürüyüş mesafesi de olacak, ki eski havalimanında da bu böyle idi.
İstanbul’un muhtelif yerlerinden, 7/24 servis otobüsleri sizi 20₺ taşıyor.
Yani tenkit edeceğim diye gülünç durumlara düşmenin alemi nedir, anlamadım gitti.
Hayır, biri değil, beşi değil, alayı bu kafa da.
Biz de kalkıp, mantıktan ırak insanlara, mantıklı, rasyonel cevaplar vermeye, argüman üretmeye kalkışıyoruz.
Don Kişot’un değirmenlere karşı savaşı gibi bir şey işte.
Meral Akşener’in ağzından çıkan itiraflar da kayda değer cinsten.
Birbirinden tutarsız, kendi içinde çelişkiler ile dolu konuşmaları ile ünlü Meral Akşener, en son gayri ihtiyari de olsa, güzel bir itirafta bulundu ve Ali Babacan’ın kuracağı partinin asıl görevini açıkladı.
Bu ara Davutoğlu’nu da ıskartaya çıkarmayı ihmal etmedi bayan.
“Erdoğan dindar kesim ile aramıza kalın bir duvar ördü, bu kesimin oylarını bizim alabilmemizin imkanı yok. Bu oylara Ali Babacan ile ulaşacağız!”
Demeç bu. İşin asıl yüzü de bu!
Davutoğlu’nun AK Partisi tabanında hiçbir karşılığı yok ve iddia ediyorum, parti kursa, oy oranı Saadet Partisi’nin altında olur.
Onun için, şu an gaz verseler de Davutoğlu bu, bozuk para gibi harcayacakları aşikardır.
Babacan’a ise verilen tek görev, AK Partisi oylarını bölmek ve böylelikle CHP’nin değirmenine su taşımaktır.
Bu projeyi Alman vakıfları önderliğinde yürütüyorlar.
Bu da itiraf edildi zaten.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Muhalefet yapacağım diye, ortaya koydukları, gerçekten de absürt iddia ve “deneyler”!
Birisi mesela, Selçuk Bayraktar’ın imal ettiği İHA ve SİHA’ları, ciddi, ciddi, oyuncakçı dükkanında satılan dronelar ile kıyaslamaya kalkmış.
Hayır, trajik olmasa güleceğim de.
Çünkü bir Ferrari F40’ı, uzaktan kumandalı araba ile kıyaslamak gibi bir şey bu.
Tamamen saçma, sapan, absürt.
Beyin yakan bir paylaşım!
Bir başka sivri zekalı vatandaş, takmış yeni İzmir otobanına; Neymiş ölçmüşmüş ve hayatta, İstanbul/İzmir, 3,5 saatte alınmazmış!
Tabii vatandaş, 70, 80, 90 ile gitmiş! Çektiği video da kadran belli.
Be birader, otobanda hız sınırı 120 km/s!
Kaldı ki, hız tahdine uyan da kimse yok.
İstanbul/İzmir arası yeni yolda 400 km civarına düştü, eh 120 km/s hız ile gidersen de tam 3,5 saat ediyor.
Hesap ortada!
Fizik kanunları ortada.
El insaf.
Gelelim yeni havalimanına.
Efendim, uçaktan indikten sonra apronda uçak çok dolaşıyor imiş, uçaktan indikten sonra, kırk, elli dakikada ancak çıkılıyor imiş.
Taksi ile ulaşım en az 120 ₺ imiş.
Şimdi bu yeni havalimanı devasa bir proje.
Elbette iniş sonrası yürüyüş mesafesi de olacak, ki eski havalimanında da bu böyle idi.
İstanbul’un muhtelif yerlerinden, 7/24 servis otobüsleri sizi 20₺ taşıyor.
Yani tenkit edeceğim diye gülünç durumlara düşmenin alemi nedir, anlamadım gitti.
Hayır, biri değil, beşi değil, alayı bu kafa da.
Biz de kalkıp, mantıktan ırak insanlara, mantıklı, rasyonel cevaplar vermeye, argüman üretmeye kalkışıyoruz.
Don Kişot’un değirmenlere karşı savaşı gibi bir şey işte.
Meral Akşener’in ağzından çıkan itiraflar da kayda değer cinsten.
Birbirinden tutarsız, kendi içinde çelişkiler ile dolu konuşmaları ile ünlü Meral Akşener, en son gayri ihtiyari de olsa, güzel bir itirafta bulundu ve Ali Babacan’ın kuracağı partinin asıl görevini açıkladı.
Bu ara Davutoğlu’nu da ıskartaya çıkarmayı ihmal etmedi bayan.
“Erdoğan dindar kesim ile aramıza kalın bir duvar ördü, bu kesimin oylarını bizim alabilmemizin imkanı yok. Bu oylara Ali Babacan ile ulaşacağız!”
Demeç bu. İşin asıl yüzü de bu!
Davutoğlu’nun AK Partisi tabanında hiçbir karşılığı yok ve iddia ediyorum, parti kursa, oy oranı Saadet Partisi’nin altında olur.
Onun için, şu an gaz verseler de Davutoğlu bu, bozuk para gibi harcayacakları aşikardır.
Babacan’a ise verilen tek görev, AK Partisi oylarını bölmek ve böylelikle CHP’nin değirmenine su taşımaktır.
Bu projeyi Alman vakıfları önderliğinde yürütüyorlar.
Bu da itiraf edildi zaten.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
