Mehmet Konuk

Mehmet Konuk

​Sözde 'Ayrılık'

Kadın-erkek ilişkilerine, beraberliklerdeki cinsiyet ayrılıklarından dolayı oluşan farklılıklara, çiftler arasındaki çatışmalara ilişkin çok fazla oyun yapılır.
​Sözde 'Ayrılık'
Hemen hemen her sezon bu nüvede oyunlar izleme durumumuz oluyor. Bazıları seviyesizliği diplere vurdururken, bazıları da sıradanlığı gözümüze gözümüze sokuyor ancak az da olsa nitelikli esprileri ile öne çıkan oyunlar da görebiliyoruz. Tiyatro Evi’nin Ayrılık oyunu son söylediğim kategorideki oyunlara örnek gösterilebilir.

Oyun, evi temizlemeye çalışan bir kadının kısmen dağınık ve rahat bir hâliyle başlıyor. Elektrik süpürgesi ile evin tozunu alan kadının sürekli olarak telefonu çalıyor ve fakat telefondaki kişi nefes seslerinden başka şey yapmıyor. Sık sık temizliği bölünmesine ve rahatsız olmasına rağmen yine de kadın her defasında telefonu açıyor. En sonunda arayan kişi konuşuyor. Meğer telefonun diğer ucundaki kişi kadının eski eşiymiş. Çok merak ettiğinden ve esasında özlediğinden ötürü aradığını itiraf ediyor. Konuşmaya başladıktan kısa bir süre sonra adam kadının evine geliyor ve o boşluk anıyla kadın da adamı içeri alıyor. İlk dakikalarda sessizliklerle ve bakışlarla ilerleyen ve özlemin dile getirildiği sohbet, bir aşamadan sonra eski defterlerin açılmasına dönüşüyor. Derken kavgalar yeniden baş gösteriyor. Ancak artık boşanmış olduklarından dolayı bu kavgaları bir yerden sonra ilerletmiyor, arkadaşlık potası içinde eritmeye başlıyorlar. Böylelikle esasında kavgaların çok da anlamlı olmadığını, salt ufak fikir ayrılıklarından mütevellit olduğunu, ilişki devam ederken boyutu ilerleyen çatışmaların böyle bir tonda da halledebileceğini fark ediyorlar.   

Yazar Behiç Ak, “Ayrılık”ta, evliliklerdeki sudan sebeplerden çıkan kavgaların ne kadar derinliksiz hattâ kimi zaman ne kadar da akıldan ve dahi gönülden yoksun olduğunu gözler önüne sererken, tartışmaların kahir ekseriyetinin konuşmayı beceremememizden kaynaklandığını da resmediyor. Oyundaki çift, evlilik öncesinde birbirlerinin farklı yönlerini anlamlandırmayı geçin, konuşmamışlar bile. Oysa iki bireyin birbirinden başka pencerelerden bakabileceklerini, olaylara değişik perspektiflerden de değerlendirme yapılabileceğini ve farklılıkları anlamak için çaba sarf ettikçe bu farklılıkların doğal olduğunu gördükten sonra ilişkiyi hayli hayli yürütebildiklerini ve ne denli hata yaptıklarını görebiliyorlar. Bunun da ancak konuşmaktan ve konuşmak kadar da dinlemekten geçtiğini anlıyorlar. Gerçek hayatta da gördüğümüz ilişkilerdeki en temel hatalardan biri de budur. Bireyler genelde ilişkide oldukları kişilerle ne yazık ki her şeyi en şeffaf ve açık hâliyle konuşmaktan öte görmezden gelmeye ve kaçınmaya çalışırlar. Kimi zaman da “Şimdi tatsızlık olmasın, neyse uğraşmayayım” diyerek, deyim yerindeyse sorunu halının altına süpürürler. Aslında böyle yaptıklarında, büyük tatsızlıklara yol açtıklarının yada o vakit daha uzun süre uğraşacakları bir sürece girdiklerinin farkında bile değillerdir.  Olması gereken, akla takılan, gönülde rahatsızlık yaratan her detayı konuşmaktan geçer. Şayet bu yapılmazsa evlilik ilerledikçe karşılıklı hayret edilen özellikler, hemen hemen her gün şaşkınlığa eşlik eden öfkeyle karşılanan durumlar, “seni tanıyamıyorum, çok değiştin” diye başlayan sitemler ve beraberinde bitmek tükenmek bilmeyen kavgalar alır başını gider.  

Oyunda, çiftin doğru düzgün iletişim kuramamasından ötürü evliliğe dair neredeyse her işlerinin yarım bırakıldığını, karşılıklı söylemek istediklerinin askıda kaldığını, duygularını da tam mânâsıyla yaşayamadıklarını da işliyor yazar. Bu sebeple ayrılıkları bile sözde kalıyor. Çünkü yaşanan diyalogda, ayrı kaldıkları yaklaşık bir yıllık sürede bile içsel olarak birbirleri ile konuştuklarını anlıyoruz. Kavgaya neden olan sebeplerin elle tutulur şeyler olmamasından dolayı aradaki sevginin ölmemesi, çiftlerin ayrı olsalar bile hâlâ aynı ilişkiyi sürdürüyorlarmış gibi hissetmelerine neden olmuş. Yazar, o sevginin diriliğini de diyaloglara çok naif bir biçimde yerleştirmiş.

Oyunun belirgin yönlerinden biri de esprilerinin hiç zorlama olmaması. Birçok ilişki komedisindeki esprilerden farklı espriler vardı. Sadece oyunun biraz uzun olması, kadın-erkek arasındaki her kontr olanı ve detayı verme gayreti bir yerden sonra sıkıyordu. 

Oyunun rejisi Semih Çelenk’e emanet. Rejide en beğendiğim ve beni etkileyen yan, duygusal anların çok yerinde ve tadında verilmesi. Rejisör, o anlara öyle esler yerleştirmiş ki insana en kızgın olduğu zamanlarda bile aşkın ve sevginin depreştiği anları hatırlatır nitelikteydi. Çelenk, bu oyun için çok doğru oyuncu seçimlerinde bulunmuş. Bundan da kaynaklı olarak oyunun temposu hiç düşmüyor. Metin biraz kısaltılmış olsaydı, daha iyi olabilirdi. Yazarın erkek ve kadına dair gerek varoluştan gerek toplumsal yüklemeden kaynaklı olarak altını çizdiği özellikleri rejide de görebiliyoruz; erkeğin mutfağa neredeyse hiç girmemesi yada girmek istememesi, sürekli geniş ve büyük hareketlerle kendini anlatması; kadının aşırı detaya girmesi, detayları da sürekli bitmek bilmeyen ve birbirini tekrar eden el kol hareketleri anlatması gibi…

Oyunda Sevinç Erbulak ve Fırat Tanış ikilisi rol alıyor. İkisi de kendilerini çok önceden ispat etmiş, birçok oyunda ve yapımda beğeni toplamış ve oyunculuklarının niteliği müsemma olan sanatçılar. Fırat Tanış’ın esnek bedeni, en arka sıradan dahi görülebilecek nitelikteki mimikleri, esprilere kattığı vurguları güldürüyü daha da arttırıyordu. Sevinç Erbulak’ın birçok oyunda yaptığı gibi yer yer hızlı konuşmaktan ötürü cümleleri anlaşılmıyor olsa da rolündeki anaçlığı, fedakârane tutumu, başkalarının hayatlarıyla ilgilenen meraklı hâli, çok detaylı anlatarak konuşması, tavırları sürekli bir duyguyla bağdaştırmaya çalışarak anlatması gibi detaylı özellikleri özümseyerek oynuyordu.

Oyunun, sahnenin her tarafını biraz da gereksiz şekilde dolduran dekor tasarımı Başak Özdoğan’a, müzikleri ise Ebruli Muharrem grubuna ait. Müziklere çok yer verilmemiş. Keşke müzik tercihi biraz daha fazla olsaydı. Sözün çok fazla olduğu uzun oyunun sıkıcı yönünü azaltmaya yardımcı olabilirdi. 

Bütün bu kritikler bağlamında son olarak söyleyeceğim söz; Tiyatro Evi bünyesinde İstanbul’daki birçok mekânda sahnelenen Ayrılık, çift ve evlilik komedisinden hoşlanan kişilerin gönül rahatlığıyla izleyebileceği kalitede oyunlardan biri. Çiftlere ayna tutması da elbette en önemli artısı. 

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı