Herkesin bir Cem Karaca'sı var..
Öte yandan salt ülke sınırları içinde kalmayıp, dışarıda da buraların sesini duyurma gayretinde olan, ancak bunu kısır bir milliyetçi ve tutucu tavırla değil, dünyanın başka zenginliklerini de edindiği tarza yedirmesini çok iyi bilen bir sanatçıdır. Kendisini sadece müzik adamı olarak tanımlamamış, yaşadığı dönemlerde vuku bulan siyasi ve toplumsal olaylara da bigâne kalmayıp, kendince mazlum olarak gördüğü kitlelere ses olmuş, sanatçıya yaraşır bir saygınlıkla eleştirilerini dile getirmiş, bunun için bedelini de ödemeyi göze almaktan çekinmemiş bir aydındır.
Kendisine haksızlıklar yapılmasına, aşığı olduğu memleketine girmesine müsaade edilmemesine, hatta vatandaşlıktan çıkarılmasına rağmen yine de doğru bildiklerini söylemekten vazgeçmemiş cesur bir delikanlıdır. Uğradığı haksız suçlamalara ve uygulamaların hiçbirinden ötürü ülkesine bir an bile kırgınlık dahi göstermemiş bir memleket sevdalısıdır. Hakkında söylenecek o kadar güzel şey var ki… Şu anda Cem Karaca’yı istediğimi kadar anlatmaya gayret edelim yine de eksik bir anlatım olacaktır. Bundan eminiz.
Cem Karaca’nın yanında yıllarca bulunmuş, beraber müzik yapmış isimlerden olan Renan Bilek, Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu ve Kolektif Sanat işbirliğinde, Eylem Pelit Orkestrası eşliğinde Cem Karaca’yı Ömrüm adlı bir oyunla anlatmaya gayret etmiş. Bir anlamda bize Cem Karaca’nın kişiliğini ve müzik yaşamındaki hatta bireysel hayatındaki hemen hemen bütün virajları aktarmış. Bunu da taraf tutmadan, sloganvari politik söylemlere girmeden, Karaca’nın bir dönem içinde bulunduğu siyasi gruplara selam çakma kaygısı gütmeden yapmış. Belli ki Renan Bilek’in derdi Karaca gibi bir ustaya saygı duruşunda bulunmak, ustanın şarkılarının yanı sıra yaşam öyküsünün de diri kalmasını sağlamak, yeni nesillere Cem Karaca gibi bir değeri yeniden hatırlatmaya çalışmak... Oyunun başında “Herkesin bir Cem Karaca’sı vardır.” demesi de rahmetli müzik adamının çok yönlülüğünü, her kesimden her gönle dokunabilme gücünün özetidir.
Ömrüm; Karaca’nın neredeyse doğumundan başlayıp vefatına kadar olan bütün bir Cem Karaca biyografisini bizlere sunuyor. Renan Bilek, anlatırken Cem Karaca’nın yaşamış olduğu kimi olayları da canlandırıyor. Anlattığı dönem yada olayla ilgili tam yerine denk gelecek şekilde hemen bir Cem Karaca şarkısı patlatıyor olması oyundan alınan hazzı bambaşka bir boyuta taşıyor. Dolayısıyla Ömrüm’e gittiğiniz vakit salt bir teatral gösteriyi izlemiş olmayacak, Renan Bilek’in güçlü sesiyle Cem Karaca diskografisinde yer alan çok kıymetli şarkıları da dinlemiş hatta eşlik etmiş olacaksınız. Ustaların şarkılarını seslendiren tecrübeli kişiler bile genelde ustalar gibi okumaya, onlara öykünmeye çalışırlar. Renan Bilek o hataya düşmüyor. Kendince bir yorumla ama özü de sarsmadan çok güzel bir dinleti hazırlamış. Oyun yaklaşık üç saat sürüyor ama vaktin nasıl geçtiğini anlayamadım. Çünkü Bilek, o denli içten ve keyifli anlatıyor ve şarkıları da öyle coşkulu okuyor ki adeta o gece arınmış bir şekilde salondan ayrıldım. Ancak bir “keşke”m de var… Cem Karaca’nın ömrünün sonlarına doğru tasavvufa yöneldiği neredeyse herkesin malumudur. Hatta bundan dolayı acımasızca eleştirildiği dahi olmuştur. Renan Bilek buraya hiç değinmemiş. Belki son dönemlerinde yanında olmamasından kaynaklı olabilir ama 1987 öncesinde de Renan Bilek, Cem Karaca’nın yanında bulunmamış ancak o tarihten öncesini gayet de başarılı biçimde ele alabilmiş. ’87 öncesini ele alıp hayli de anlatan Bilek, Karaca’nın son dönemini de aktarabilirdi. Bu dönemin atlanmış olması, kanımca, Cem Karaca’nın eksik anlatıması anlamına gelmektedir.
Eylem Pelit Orkestrası, çok başarılı. Ömrüm’ün tamamlayıcısı olmuş. Albüm kaydı dinliyor gibiydim. Ancak bazı eserlerde müzik Renan Bilek’in sesini bastırıyor ve sadece müziği dinliyor gibiydik. Bir de Renan Bilek’in kimi zaman kendileriyle paslaşmaya çalışmasına karşılık verseler oyuna teatral anlamda da destek vermiş olurlar ki yapacakları zor değil. Bilek’in enerjisine birkaç mimikle cevap vermeleri kâfi.
Bilinen-bilinmeyen tüm yönleriyle Cem Karaca gibi bir sanatçıyı ve halk adamını seyirciye anlatan Ömrüm bu sezonun en anlamlı ve başarılı işlerinden biri. Tiyatro ve müzikseverlerin kaçırmaması gereken ve gittikleri için “iyi ki” diyecekleri bir yapım. En azından rahmetli Karaca’nın öyküsü eşliğinde, memleketin girip çıktığı durumları da görebilmek adına izlenmeli…
Kendisine haksızlıklar yapılmasına, aşığı olduğu memleketine girmesine müsaade edilmemesine, hatta vatandaşlıktan çıkarılmasına rağmen yine de doğru bildiklerini söylemekten vazgeçmemiş cesur bir delikanlıdır. Uğradığı haksız suçlamalara ve uygulamaların hiçbirinden ötürü ülkesine bir an bile kırgınlık dahi göstermemiş bir memleket sevdalısıdır. Hakkında söylenecek o kadar güzel şey var ki… Şu anda Cem Karaca’yı istediğimi kadar anlatmaya gayret edelim yine de eksik bir anlatım olacaktır. Bundan eminiz.
Cem Karaca’nın yanında yıllarca bulunmuş, beraber müzik yapmış isimlerden olan Renan Bilek, Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu ve Kolektif Sanat işbirliğinde, Eylem Pelit Orkestrası eşliğinde Cem Karaca’yı Ömrüm adlı bir oyunla anlatmaya gayret etmiş. Bir anlamda bize Cem Karaca’nın kişiliğini ve müzik yaşamındaki hatta bireysel hayatındaki hemen hemen bütün virajları aktarmış. Bunu da taraf tutmadan, sloganvari politik söylemlere girmeden, Karaca’nın bir dönem içinde bulunduğu siyasi gruplara selam çakma kaygısı gütmeden yapmış. Belli ki Renan Bilek’in derdi Karaca gibi bir ustaya saygı duruşunda bulunmak, ustanın şarkılarının yanı sıra yaşam öyküsünün de diri kalmasını sağlamak, yeni nesillere Cem Karaca gibi bir değeri yeniden hatırlatmaya çalışmak... Oyunun başında “Herkesin bir Cem Karaca’sı vardır.” demesi de rahmetli müzik adamının çok yönlülüğünü, her kesimden her gönle dokunabilme gücünün özetidir.
Ömrüm; Karaca’nın neredeyse doğumundan başlayıp vefatına kadar olan bütün bir Cem Karaca biyografisini bizlere sunuyor. Renan Bilek, anlatırken Cem Karaca’nın yaşamış olduğu kimi olayları da canlandırıyor. Anlattığı dönem yada olayla ilgili tam yerine denk gelecek şekilde hemen bir Cem Karaca şarkısı patlatıyor olması oyundan alınan hazzı bambaşka bir boyuta taşıyor. Dolayısıyla Ömrüm’e gittiğiniz vakit salt bir teatral gösteriyi izlemiş olmayacak, Renan Bilek’in güçlü sesiyle Cem Karaca diskografisinde yer alan çok kıymetli şarkıları da dinlemiş hatta eşlik etmiş olacaksınız. Ustaların şarkılarını seslendiren tecrübeli kişiler bile genelde ustalar gibi okumaya, onlara öykünmeye çalışırlar. Renan Bilek o hataya düşmüyor. Kendince bir yorumla ama özü de sarsmadan çok güzel bir dinleti hazırlamış. Oyun yaklaşık üç saat sürüyor ama vaktin nasıl geçtiğini anlayamadım. Çünkü Bilek, o denli içten ve keyifli anlatıyor ve şarkıları da öyle coşkulu okuyor ki adeta o gece arınmış bir şekilde salondan ayrıldım. Ancak bir “keşke”m de var… Cem Karaca’nın ömrünün sonlarına doğru tasavvufa yöneldiği neredeyse herkesin malumudur. Hatta bundan dolayı acımasızca eleştirildiği dahi olmuştur. Renan Bilek buraya hiç değinmemiş. Belki son dönemlerinde yanında olmamasından kaynaklı olabilir ama 1987 öncesinde de Renan Bilek, Cem Karaca’nın yanında bulunmamış ancak o tarihten öncesini gayet de başarılı biçimde ele alabilmiş. ’87 öncesini ele alıp hayli de anlatan Bilek, Karaca’nın son dönemini de aktarabilirdi. Bu dönemin atlanmış olması, kanımca, Cem Karaca’nın eksik anlatıması anlamına gelmektedir.
Eylem Pelit Orkestrası, çok başarılı. Ömrüm’ün tamamlayıcısı olmuş. Albüm kaydı dinliyor gibiydim. Ancak bazı eserlerde müzik Renan Bilek’in sesini bastırıyor ve sadece müziği dinliyor gibiydik. Bir de Renan Bilek’in kimi zaman kendileriyle paslaşmaya çalışmasına karşılık verseler oyuna teatral anlamda da destek vermiş olurlar ki yapacakları zor değil. Bilek’in enerjisine birkaç mimikle cevap vermeleri kâfi.
Bilinen-bilinmeyen tüm yönleriyle Cem Karaca gibi bir sanatçıyı ve halk adamını seyirciye anlatan Ömrüm bu sezonun en anlamlı ve başarılı işlerinden biri. Tiyatro ve müzikseverlerin kaçırmaması gereken ve gittikleri için “iyi ki” diyecekleri bir yapım. En azından rahmetli Karaca’nın öyküsü eşliğinde, memleketin girip çıktığı durumları da görebilmek adına izlenmeli…
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.