Mehmet Konuk

Mehmet Konuk

2023-2024 Tiyatro sezonuna dair değerlendirmeler

2023-2024 Tiyatro sezonuna dair değerlendirmeler

Her ne kadar, 2012 yılında Hilmi Zafer Şahin’in İBB Şehir Tiyatrolarının Genel Sanat Yönetmenliği koltuğuna oturmasından sonra Mayıs ve Haziran aylarında da oyunlar sahnelenmeye devam etse de ne yazık ki Şehir Tiyatrolarında ondan önceki uzun yıllar boyunca, tiyatro sezonu 1 Ekim’de açılır, 30 Nisan’da da kapanırdı. Yalnızca Haziran ayının başında ya da Ağustos sonu, Eylül başı gibi iki üç gün Açık Hava Oyunları başlığı altında birkaç müzikli oyun sahnelenirdi. Yani bütün oyunlar hepi topu yedi aya sıkıştırılırdı. Maalesef Hilmi Bey’den sonra yine eski uygulamaya dönüldü. Daha sonra Devlet Tiyatroları, dönemin Genel Müdürü Mustafa Kurt ve İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Kubilay Karslıoğlu sayesinde, 2019 sezonuyla beraber İstanbul ve Ankara’da Eylül ayında perdelerini açmaya başladı. Üstüne bir de yaz boyunca bazı oyunları seyirciyle buluşturmaya devam ettiler. Çok da iyi yaptılar. Zira tiyatro severlerin yaz aylarında tiyatro gibi muazzam bir sanattan koparılması, akıl alır gibi değildi. Bazı tiyatrocular “Yeni sezonda çıkacak oyunlara çalışamıyoruz; sahne de biz de dinlenmeliyiz!” gibi pek de makul olmayan gerekçelerle buna itiraz etseler de yaz mevsimi demek; sahne sanatlarının duracağı, insanların tiyatrodan uzak tutulacağı sezon demek değildir. Kaldı ki her oyuncu, yeni sezonda sahnelenecek yeni işlerde yer almıyor zaten. Yönetimler de yazın devam edecek temsilleri, ağırlıklı olarak yeni yapımlarda rol almayacak oyuncuların oyunlarından seçiyorlar. Umarım, bütün ödenekli tiyatrolara örnek teşkil edecek bu uygulama, her bölgede yürürlüğe konulur da sanatseverlerin kesintisiz şekilde oyunlara ulaşma imkânı olur.

Gelelim sezon değerlendirmesine... Görece tiyatro sezonu, en azından İstanbul’da kısmen uzamış ve henüz sezon tam anlamıyla kapanmamış olsa da biz eleştirmenlerin bir kısmında gelenek hâline gelmiştir: Haziran ayında tafsilatlı bir sezon değerlendirmesi yapmak... Bu sezon da tiyatro dünyasına genel olarak baktığımızda, pandemi sonrasında hâlâ tam anlamıyla toparlanamamış bir tablo karşımıza çıkıyor. Sebep sadece pandemi değil tabi ki… Üstüne deprem felaketi, art arda gelen seçimler, savaşların yarattığı hüzün ve ekonomik sarsıntı da tiyatro ekiplerinin oyun niteliğini, çeşitliliğini ve sahnelenme sayısını etkiledi.

Tiyatro camiasındaki eleştirmenlerin, jüri üyelerinin, basın mensuplarının, yazarların, rejisörlerin, oyuncuların, tasarımcıların bir araya geldiği ve oyunların bir nevi görücüye çıktığı galalar, maalesef bu sezon da yapılmadı. Bu da son beş yıldır bir eksiğimiz olmaya devam ediyor.

Halen sıkıcı monodramlar; sahnelenen niteliksiz metinler; kerameti kendinden menkûl denemeler; kendini herkesten üstün görme hastalığını yenemeyen, lakaytlığı rahatlık, saçmalamayı özgürlük zanneden, adeta kültürel yozlaşmanın lokomotifi olmayı elden bırakmak istemeyen, birbirinin tekrarı içerikleri anlamsız rejilerle seyirciye yedirmeye çalışan, özentiliği modern olmak zanneden sözde “in yer face” çalışmalar devam ediyor olsa da önceki yıllara nazaran bu sezonun daha başarılı geçtiğini ifade edebiliriz. Onca sıkıntıya rağmen, gençlerin yeni tiyatro kurma girişimlerini de olumlu bir gelişme olarak gösterebiliriz.


Şehir Tiyatroları ve Devlet Tiyatroları, klâsiklerin yanı sıra yeni yazarlara ve yeni oyunlara da imkân tanıdı ve bütün oyunları yine kapalı gişe oynamaya devam etti. İBB Şehir Tiyatroları, neredeyse her ay; İstanbul Devlet Tiyatrosu ise son iki ay, art arda yeni oyunlarla izleyicinin karşısına çıktı. Ve her iki kurum tiyatrosunun Geleneksel Türk Tiyatrosu ögelerinin en ham ve doğal şekliyle işlendiği Ödüllü, Vakitlerden Bir Vakit, Acaib’ül Temaşa, Rumuz Goncagül oyunlarını repertuvarlarına alması, memnuniyet vericiydi.

Her ne kadar televizyon dünyasından tanınan simaların rol aldığı oyunlara yine çok fazla rağbet olsa da özel tiyatrolara teveccüh bir nebze olsun arttı. Özellikle muteber tiyatro ödül organizasyonlarının listelerinde yer alan, nitelikli eleştirmenler tarafından da haklarında yazı yazılan ve kulaktan kulağa iyi olduğu yayılan oyunlar, bu sene daha fazla seyirci topladı. Bunların bazılarının gelişim sürecine, verdikleri emeğe ve çektikleri sıkıntıya da şahit olan biri olarak, nihayetteki başarıya baktığımızda mutluluk vericiydi.

Çokça ünlünün olduğu ve fakat nitelik olarak yerlerde olan oyunlar da birer birer sona erdi. Esasında tiyatro izleyicisi şu mesajı vermiş oldu: “Sadece şöhret kişilerin oyunlarda olmasına değil; aynı zamanda oyunun kalitesine de bakıyoruz.”

Geçtiğimiz günlerde usta tiyatrocu Nedim Saban’ın dikkat çektiği bir noktaya değinmeden olmaz. Bazı özel tiyatroların bilindik dizi ve TV figürlerinden kaynaklı, oyunlarına fahiş bilet fiyatları belirlemeleri, ayda yılda bir tiyatroya giden seyircinin bütçe sıkıntısından dolayı başka oyunlara gidebilmesinin önüne set çekiyor. Çünkü zaten maddî açıdan zorlanan insanlar, bilet fiyatı çok yüksek olan bir oyuna gittikten sonra, beraber gittiği kişinin bilet ücretini, yol ve yemek masraflarını da dâhil ettiğinde, uzunca bir dönem başka bir tiyatroya, hatta sanatsal bir başka faaliyete bütçe ayıramıyorlar. Ayrıca bu oyunlar, bahsettiğimiz şöhret yüzlerin yoğun programından dolayı ayda en fazla birkaç kez oynanabiliyor. Bir yandan b durum, kendini o oyuna bağlamış ve başka işlere de bu yüzden söz veremeyen diğer ekip üyelerini de madden zorluyor. Baktığımız zaman, bu oyunların çoğunun yapımcılarının sanatsal alanlarla hiçbir alâkası olmayan, sadece tiyatro üzerinden para devşirmeye çalışan prodüksiyon şirketlerinin sahipleri olduğunu görmek de ayrıca hem sert bir tartışma sebebi hem de üzücü.

Gelelim, sezonun benim açımdan öne çıkan oyunlarına… Bu yıl, son dört sene olduğu gibi, yine Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Jürisinde yer aldım. Birçok tiyatro ödül ekibi, adaylarını hatta kazananlarını açıkladı. Biz de Eylül ayında açıklayacağız. Oradan bir tüyo vermeye çalışmadan tamamen kendime ait olan öne çıkanları listeliyorum. Herkese iyi seyirler diliyorum.


  1. Tarihte Yaşanmamış Olaylar – Kadıköy BOA Sahne
  2. Sevgi Soysal Yaşamakta Israr Ediyor – Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu
  3. Caesar İktidar Oyunu – KATS Sahne
  4. Çarpışma – İstanbul Devlet Tiyatrosu
  5. Herkes Yolunda – Ecoes Sahne
  6. Veda – Tiyatro Kare
  7. Kuğunun Şarkısı – İBB Şehir Tiyatroları
  8. Acaib’ül Temaşa – İstanbul Devlet Tiyatrosu
  9. Söz Veriyorum – Tiyatro Keyfi
  10. Babamın Kelimeleriyle – İstanbul Devlet Tiyatrosu
  11. Sır – Gate Prodüksiyon
  12. Othello! Seyircili İntikam Provası – YSTUDIO
  13. Parrhesia 2 – Echoes Sahne & Tiyatro KaST

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı