Sokaklar şahitsiniz…

Nerden başlamalıyım, nasıl anlatmalıyım bilemiyorum ama artık at izleri fena karıştı. Karıştığı yeri siz çok iyi biliyorsunuz.
Söylediğimiz sözler aynı, beste aynı…
Sokaklar mı? Yangın yeri.
Ama neden?
Ne için?
Kim haklı, kim saklı… Gelin birlikte bakalım.
Şehadetinin 16. Yılında sevgi, saygı ve özlemle yad ettiğim devlet ve millet adamı Şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun siyasi öğüdüyle başlayalım yazımıza; “Hiçbirimizin garantisi yok. Şurada ayakta duranın da oturanın da garantisi yok. Ruh bir saniyeliktir. Bir saniyenize bile hâkim değilsiniz. Bir saniyesine bile hâkim olamadığınız, hükmedemediğiniz bir hayat için, bir dünya için bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur. Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz. Dik duracağız, doğru gideceğiz.”
Sevgili siyasiler, bu öğüdü alın siyaset heybenizi doldurun ki siyasetinizin tadı kaçmasın.
Yeter!
Beyler, yeter artık durun ve düşünün. Biz ne yaptık ne yapıyoruz diye.
Farkında mısınız takke düştü kel gözüktü.
Necip milletimiz sizlere inandı, güvendi ve yetki verdi.
Reva mı bu yaşanılanlar. Siz milletin hayallerini, ekmeğini, geleceğini nasıl olur da üç beş kişi paylaşırsınız.
Aziz milletim, sizlere makamı hırsızlık, yolsuzluk yapın diye mi verdi?
Üzülmemek elde değil, yaşanılanlara anlam yükleyemiyorum. Adalet tesis edilmesin mi istiyordunuz? Kahraman polisimiz, şerefli savcılarımız, yiğit hakimlerimiz ve güvencemizin teminatı yargımız sizin istediğiniz gibi görmezden mi gelmeliydi?
Milletin hakkına el uzatmanıza müsaade mi etmesini bekliyordunuz?
Olmaz beyler olmaz, bu sefer olmaz. Sokaklara döktüğünüz milletimizin, neden orada olduğunu bilmeyen gençlerimizin ve Atatürk’ün arkasına saklanarak bu olayı ört pas edemezsiniz. Kalabalık sokaklarda kaos ortamı oluşturmayın.
Bu kalabalık yerlerden birinde genç omzuna al bayrağımızı almış ve polislerimize karşı bağırıyor; “Türkiye laiktir, laik kalacak” diyerek.
Yanına gittim. Neden böyle söylediğini sordum. Laiklik elden gidiyor abi, dedi. Hayretler içinde canım kardeşim karşıda barikat kuran ve bu soğuk havaya rağmen burada, senin benim hepimizin güvenliği için duran kardeşlerimizin de laiklikle ilgili bir sıkıntıları yok. Hatta laiklikle alakalı bir sıkıntı olsa senden önce onlar yine göğüslerini siper edecek. Mevzunun aslı şudur ki; İstanbul Belediye Başkanı senin oyunla geldiği makamında, senin ekmek hakkını, iyi yaşam hakkını almış.
Devletimizin şerefli memurları düşman gibi gördüğün ve bağırıp çağırdığın, polisimiz, hakimimiz, savcılarımız neden hakkın olmayanı çalıyorsun diye hesap soruyor. Yani senin hakkını senden daha çok düşünüyor. Sormasın mı? Sen hırsızlık yapsın diye mi oy attın, diye sorduğumda ise; hayır tabi ki hırsızlığa müsaade etmem dedi.
Sonrasında muhabbetimiz şöyle devam etti;
Genç adama dedim ki eğer bir yanlış karar varsa mutlaka ve mutlaka doğrusu ortaya çıkacaktır, merak etme. Ama bugün ki karar; yolsuzluktan tutukluluk hali ve eğer bunu başka argümanların arkasına saklanarak, örnek olarak “laiklik elden gidiyor, Mustafa Kemal’in askerleriyiz” gibi sözlerle yaşanılanlar meşruymuş gibi insanları sokaklara dökmek ne büyük talihsizliktir. Bu sözlerimden sonra genç adam; “Abi o zaman bizim başkanımız bizleri neden sokaklara çağırıyor dedi. Bu olayın aydınlanması için mücadele etsin. Biz antrenmandan çıktık geldik, ne için geldik ki hırsıza destek olmak için mi geldik” dedi.
Şimdi bu gencin ve bu genç gibi milyonların karşısına geçerek bir cevap vermeniz gerekiyor. Bugün sokakların şahit olduğu ekseninden saptırdığınız kirli siyasetinizi yapmaya devam ederseniz bunun kazananı olmaz. Gençlerimizi bu tür kelime oyunlarıyla zehirlemek yerine Şehit Muhsin Başkan gibi fırıldaklık yapmadan doğruya doğru diyeceksiniz ki asaletinizi alkışlayacağız.
Yazımızın başında söylediğimiz sözler aynı, beste aynı demiştik. Evet hepimiz Türkiye laiktir diyoruz.
O zaman neden bu gençler sokaklarda?
Ne için?
Hırsızlığı meşru mu göstermeye çalışıyorsunuz ya da yanlışa yanlış doğruya doğru diyecek kadar feraset sahibi değil misiniz?
Sözün özü gelin bildiğiniz doğruları söyleyecek kadar cesur olun. Sen nasıl çalarsın bu milletin hakkını demek zor değil.
Bu millet et ve tırnaktır.
Sağı solu yok, doğru ve yanlış var.
O zaman iyi insanların kervanında olalım.
Bunun için yalansız dolansız durun, doğru siyaset yapın yeterli olacaktır.
Bunu başarabilirsiniz sanırım.
Namusluların siyaset yapabileceğini bu millete inandıran Şehit liderim Muhsin Yazıcıoğlu ve tüm şehitlerimizi sevgi ve minnetle anıyorum.
Kalın sağlıcakla…
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.