Gerçekten de, ''Yavruvatan'' da Türk meşru mevcudiyetine uzanan ''çirkin'' eller gün geçtikçe ağırlığını his ettiriyor.
Her şeyden önce Kıbrıs konusunda daha doğrusu sorununda, Türklerin bir kısmı ve yetkililer yanılgılarında ısrar ediyor.
Rumların hiçbir şekilde ada da, Türk tarafını istemediklerini hele ayrı bir hükümranlıktan bahsedilmesinden bile ''tedirgin'' oldukları bir türlü fark edilmiyor.
Rumlar, yıllardan beri aynı görüşü, aynı tavrı ve aynı planı, çeşitli kılıflar altında savunuyor.
En büyük hedefleri ise, anlaşmalara dayalı haklarını kullanarak, Türk halkını ''soykırım''dan koruyan Türk Ordusu'nun adadan ayrılmaması olduğu biliniyor.
Buna rağmen, zaman zaman Ankara bile Rumların provokasyonlarını yutuyor.
Özellikle Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın makamından ayrılmasından sonra, daha da işi ileriye götüren Rumların tek gayesi Kıbrıs'ın tümüne sahip olmakla özetleniyor.
Ne yazık ki, uluslararası güçlerin de daima desteğini arkalarında bulan Rumlar işi santim santim götürüyor.
Oysa, her türlü engellemeye rağmen KKTC yıllardan beri dimdik ayakta duruyor.
Özellikle, turizm ve eğitim sahalarında, güney kesimini fersah fersah geçen KKTC'nin potansiyeli sanıldığından da, daha ''parlak'' hesap ediliyor.
Nitekim, gazetemiz OGÜN'ün aylarca önce belirttiği gibi Kuzey Kıbrıs, bir ''Las Vegas'' olma yolunda cesur ve parlak adımlar atıyor.
Girne, Gazi Magosa ve Lefkoşa'da bulunan otellerin yanı sıra, adaya 5 yıldızlı 15 otel daha, alışveriş merkezi, yat limanları, arıtma tesisleri inşa ediliyor.
Böylece Kuzey Kıbrıs, Ortdadoğunun bir dinlenme, eğlenme ve alışveriş merkezi olma vasfını elde edeceği belirtiyor.
Bütün böylesi güzel gelişmelere rağmen, Rum tarafının çirkin politikasına ''çanak'' tutmak için, ''dengesiz'' olmak gerekiyor.

 

 

kakin@ogunhaber.com


CRA- 01.Şubat.2009  Pazar - 04:10:00

Gazete baskısı için tıklayınız.