Gazete-Tv İnternet Savaşı !
Bir yandan televizyonlararası çekişme, öte yandan gazetelerarası yarış ve buna paralel olarak görsel ve yazılı basın arasında ''akıl almaz'' rekabet, medya dünyasını hareketlendiriyor. Üstüne üstlük, bir de internet devreye girince, savaş kızışıyor.
YAZILI BASININ DEVRİ GEÇMEZ
Gerçekten de, ''medya dünyası''ndaki bu çalkantının nerede duracağı bilinmez. Bu mücadelenin temelinde, her ne kadar, ''reklam pastası''ndan daha fazla pay almak yatıyorsa da, azıcık ''mesleki'' dürtüden bahsetmek gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, ülkemizdeki televizyonların çoğunun başında ''Babıali'' kökenli gazeteciler var. Yani istikbalin eninde sonunda gazetelerde olduğu öne sürülebiliyor. Olayları bir objektif sadakatıyla ve anında nakletmek gibi bir avantajı olan televizyonun karşısına, ''Niçin?'', ''Nererden?'', ''Ne olacak?'' gibi sorulara ''cesurane'' bir şekilde cevap arayan gazetelerin çıkışı, bu ''enformasyon savaşı''nı hareketlendiriyor, kızıştırıyor ve aktüel hale getiriyor. Televizyon, gazeteler ve internet siteleri arasında cereyan etmekte olan bu amansız savaşın galibi ''görüntülü basın'' olarak kabul ediliyorsa da, her şeyin bittiği iddia edilmiyor.
AKILLI OLAN KAZANIR
Her şeyden önce, ''yazılı basın''ın kalıcılık ve belgeselolma ''kozu'' daima geçerliliğini koruyor. Araştırma, inceleme ve sorgulama unsurlarının kullanıldığı, ''haber'' ağırlıklı bir eserin etki ve yankıları tartışılamaz. Bütün dünyada görülen ve ülkemizde de su üstüne çıkan televizyon-gazete çatışmasının temelinde sağlıklı, süratli ve özel haberler yattığına göre, savaşı ''akıllı'' davranan, okuyucusuna veya seyircisine ''saygı'' gösteren tarafın kazanacağı bir gerçek! Günden günü hatta saat saat yaşanan bu mücadelenin galipleri değişebilir, bu yüzden de sürekli dikkat, titiz çalışma ve en önemlisi ''objektiflik'', galibiyetin anahtarları olarak kabul ediliyor. Televizyonun türlü-çeşitli avantajlarına rağmen, gazetenin kendine has özellikleri mutlaka kullanılmalı. Unutulmamalıdır ki, ''tiryakilik'' gazetenin en önemli vasıflarından biri. Yıllar yılı gazetesini değiştirmeyen, daha doğrusu ona alışan bir okuyucuyu, hiçbir zaman ne televizyon, ne de internet tam anlamıyla ''tatmin'' etmiyor.
REKABET YENİ BAŞLIYOR
Gerçi internetin dar ekranına rağmen neredeyse sonsuza kadar derin olması, rekabeti biçimlendiriyor. Sonuç olarak denilebilir ki, yazılı basının, başarı için her türlü ihtimali deneme mecburiyeti hiçbir zaman göz ardı edilmemeli. Bu arada, internetin hem görsel, hem yazılı medyanın amansız rakibi olduğu gerçeği de gündeme oturuyor. Nitekim, internet izleyicileri günbe gün çoğalarak hatta gazeteleri de ekrandan izleyerek öne çıkma ihtimalleri zihinleri kurcalıyor.
kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/10-16.Şubat.2008/Sayı:59/Sayfa:06
Haberin gazete baskısı için tıklayın.
YAZILI BASININ DEVRİ GEÇMEZ
Gerçekten de, ''medya dünyası''ndaki bu çalkantının nerede duracağı bilinmez. Bu mücadelenin temelinde, her ne kadar, ''reklam pastası''ndan daha fazla pay almak yatıyorsa da, azıcık ''mesleki'' dürtüden bahsetmek gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, ülkemizdeki televizyonların çoğunun başında ''Babıali'' kökenli gazeteciler var. Yani istikbalin eninde sonunda gazetelerde olduğu öne sürülebiliyor. Olayları bir objektif sadakatıyla ve anında nakletmek gibi bir avantajı olan televizyonun karşısına, ''Niçin?'', ''Nererden?'', ''Ne olacak?'' gibi sorulara ''cesurane'' bir şekilde cevap arayan gazetelerin çıkışı, bu ''enformasyon savaşı''nı hareketlendiriyor, kızıştırıyor ve aktüel hale getiriyor. Televizyon, gazeteler ve internet siteleri arasında cereyan etmekte olan bu amansız savaşın galibi ''görüntülü basın'' olarak kabul ediliyorsa da, her şeyin bittiği iddia edilmiyor.
AKILLI OLAN KAZANIR
Her şeyden önce, ''yazılı basın''ın kalıcılık ve belgeselolma ''kozu'' daima geçerliliğini koruyor. Araştırma, inceleme ve sorgulama unsurlarının kullanıldığı, ''haber'' ağırlıklı bir eserin etki ve yankıları tartışılamaz. Bütün dünyada görülen ve ülkemizde de su üstüne çıkan televizyon-gazete çatışmasının temelinde sağlıklı, süratli ve özel haberler yattığına göre, savaşı ''akıllı'' davranan, okuyucusuna veya seyircisine ''saygı'' gösteren tarafın kazanacağı bir gerçek! Günden günü hatta saat saat yaşanan bu mücadelenin galipleri değişebilir, bu yüzden de sürekli dikkat, titiz çalışma ve en önemlisi ''objektiflik'', galibiyetin anahtarları olarak kabul ediliyor. Televizyonun türlü-çeşitli avantajlarına rağmen, gazetenin kendine has özellikleri mutlaka kullanılmalı. Unutulmamalıdır ki, ''tiryakilik'' gazetenin en önemli vasıflarından biri. Yıllar yılı gazetesini değiştirmeyen, daha doğrusu ona alışan bir okuyucuyu, hiçbir zaman ne televizyon, ne de internet tam anlamıyla ''tatmin'' etmiyor.
REKABET YENİ BAŞLIYOR
Gerçi internetin dar ekranına rağmen neredeyse sonsuza kadar derin olması, rekabeti biçimlendiriyor. Sonuç olarak denilebilir ki, yazılı basının, başarı için her türlü ihtimali deneme mecburiyeti hiçbir zaman göz ardı edilmemeli. Bu arada, internetin hem görsel, hem yazılı medyanın amansız rakibi olduğu gerçeği de gündeme oturuyor. Nitekim, internet izleyicileri günbe gün çoğalarak hatta gazeteleri de ekrandan izleyerek öne çıkma ihtimalleri zihinleri kurcalıyor.
kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/10-16.Şubat.2008/Sayı:59/Sayfa:06
Haberin gazete baskısı için tıklayın.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
