Türkiye'nin ekonomik durumunun gösterilmek istendiği gibi hiç de rayında olmadığını belirtmemizi gerektiriyor. Gerçekten de, ekonomimizin her hangi bir ''kriz'' karşısında, pek zarar görmeyeceği hem çoğu uzmanlar, hem de yönetmenler tarafından ''kesin'' bir dille ifade ediliyor. Böyle refah ve refahı işaretleyen demeçler, konuşmalar, yazılar insana ve piyasalara ister istemez ''güven'' duygusunu aşılıyor. Bu madalyonun pırıltılı yüzü, ne var ki arka yüzü ise ''krizin ayak sesleri''ni çağrıştırıyor. Zaten ''olağan'' bir süreç bunu gerektiriyor. Her şeyden önce, ABD'nin ekonomik hatta siyasi istikrarsızlıkları, dünyayı olumsuz bir şekilde etkilemeye devam ediyor. Global veya küresel adına ne denirse densin, bir ekonomik dalga dünyayı sararken, bundan etkilenmemek mümkün görünmüyor. Nitekim, son haftalarda borsalarda görülen düşüş, döviz fiyatlarının artışı bile, en basit şekli ile krizin sinyalleri olarak değerlendirmek icap ediyor. Dünya üzerinden, ekonomik bir dalga geçerken bazı sarsıntılar ülkeleri de sarsıyor. Türkiye'nin bundan payını almasından daha ''olağan'' ne olabilir ki. Üstelik, kalkınmasını özellikle ''özelleştirme''nin başını çektiği yabancı sermayeye bağlayan Türkiye'nin etkilenmeyeceğini sanmak beraberinde daha da ağırlıklar getiriyor. 40 milyar dolara doğru koşan ''cari açığımızın bu kırılgan ortamda doğurduğu hassasiyeti'' görmezlikten gelmek hiçbir iz'ana sığmıyor. Yol yakınken, içine düşülen bu durumun kritikliğini kabullenip, gereken acil önlemlerin alınması kaçınılmaz görünüyor. Global ekonomik dalgalanmanın yanı sıra ülkenin ''türban'' sürecinin etkileri de piyasayı sarsıyor. Çeşitli rakamlar vermekten öte bu uyarıyı yapanlara ''kulak asma''nın tam zamanı yaşanıyor. Ekonomik gidişatın geniş tahribatlara yol açmadan, siyasi atmosferi daha fazla germeden Türkiye'yi bir badireden kurtarmak hepimize düşüyor. Kapitalizm bütün dünyada sarsıntıya doğru giderken, cari açığımız daha da artarken, yabancı sermaye sinsice kaçmaya hazırlanırken, Merkez Bankası'nın neden faiz indirdiği bilinmiyor. Türkiye'nin bu ''kritik'' durumunu görmezlikten gelmek gafletin ötesinde ağırlık taşıyor.


kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/17-23.Şubat.2008/Sayı:60/Sayfa:06

 

Gazete baskısı için tıklayın.