Özellikle meşhur ''1 Mart Tezkeresi''nin Meclis'ten geçmemsinden sonra, ''düğmeye basan'' ABD'nin ''şer projesi''ni adım adım ve gayet serinkanlı bir şekilde uyguladığı anlaşılıyor. Aylardır işgal ettiği Irak'a her ne sebep ve ne suretle olursa olsun havadan,karadan girişimize çeşitli engeller çıkaran ABD'nin birden bire, yumuşamasının altında ''oyun'' olduğunu bizler gibi dile getirenlere artık hak vermek gerekiyor.

Belki de, ''şer projesi''nin bir gerçeği olmalı. Türkiye'nin Irak'ın kuzeyine havanın yanısıra karadan girmeye de adeta ''izin'' veren ABD'nin amaçları arasında PKK'yı ''forse'' etmenin ''sinsi'' belirtileri yavaş yavaş fark ediliyor.

Gerçekten de, çetin kış şartları altında kahramanca operasyon yapan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ''güç'' durumda kalmaları için ''sinsi'' çabaların harcandığı kuşkuları bir türlü silinmiyor.


Mehmetçik, belirli ve sınırlı görevini bitirip çekilme aşamasında iken, ABD'nin ortaya fırlaması başlı başına bir ''delil'' olarak kabulleniliyor. Yakın bir istihbarat içinde olduğu ordumuzun çekilmesini görmezlikten gelip, bunun ısrarlı bir şekilde istemesinin altında kim bilir neler yatıyor.


Ne yazık ki, yanlış değerlendirme yüzünden, en azından CHP ve MHP gibi siyasi partilerin girişimleri unutulmuyor. Tam gerginlik durmak üzereyken, bu kez ABD, hem de yüksek rütbeli askerlerini devreye sokuyor. Bazen örtülü, bazen dolambaçlı, bazen de açık açık, Türkiye'nin artık PKK ile ''görüşmesi gerekiyor'' gibi tehlikeli ve asla kabul edilmez bir görüş ortaya atılıyor.

Oysa ABD'nin dış politikasında temel kural, değil teröristlerle pazarlık yapma herhangi ufak bir temas bile yasaklanıyor. Nitekim bu yüzden de ABD, bu askeri görüşleri resmen yalanlamak mecburiyetini duyuyor. Ne var ki, ''şer proje''nin şifresini ABD'li yüksek rütbeli generaller kendiliklerinden çözüyor.


Yoksa ''Badül Harap il Basra'' (Basra harap olduktan sonra) iş işten geçmiş oluyor.


 

kakin@ogungazetesi.com.tr
09-15.Mart.2008/Sayı:63/Sayfa:06

Gazete baskısı için tıklayınız.