Kriz Tehlike Mi? İmkân Mı?

Egemen fraksiyonlar için doğrudur; ''iyi'' yönetildiğinde, kriz kimi sermaye kesimleri için yeni ''fırsatlar'' anlamına gelmektedir. Değeri düşen menkul ve gayrimenkulleri ucuza kapatma, batan şirketleri devralma, daha bol ve ucuz işgücü temini gibi bir sürü fırsat için krizin gelmesini dört gözle bekleyenler için avantajdır.

Oysa yurdumun çalışan insanları yani fırsatçı olmayan kesimdeki insanlarımız açısından krizin anlamı tektir: yeni kayıplar ve yeni kayıplar. Her kriz, yurdum insanının yaşam koşullarındaki bozulmayı daha kronikleştirmekte, daha yapısallaştırmaktadır.

Bizlerin yaşam koşullarındaki her bozulma ise, sermaye girdilerinin ucuzlamasına denk düşer.

Bakalım bu günlerde hep kriz sözcüklerini kullananlar, kriz olursa bu krizi ne kadar avantaja dönüştürebilecekler...

FIRSATÇILARIN KRİZ YEMİNİ

Gelirlerimiz düştüğü zaman hükümete saldırarak kriz yaygarası yapacağız.
Daha fazla kazanmak için yaygaralarımıza iftiralarımızı da ekleyeceğiz.
İftira ile yetinmeyerek devlet kurumlarının birbirleriyle kavga etmeleri için gayret edeceğiz.

Diğer yaygaracıları seyretmekten öte onlara yardımcı olacağız.
Dini istismar ederek halkı tahrik edeceğiz.
Krizin geleceğine inanmaktan daha fazlasını yaparak, kriz için çalışacağız.
Kriz gelirse daha fazla kazanmak için sıkıntıya girenlerin mallarını ucuza kapatacağız.

Krizden sonra ise kriz fırsatçılığımı gizleyerek zarar ettim diyerek krizden zarar görenlere saldıracağız.
Denemekten daha fazlasını yapacağız ve krizin gelmesi için çalışacağız ve başaracağız.

SAYIN ÖZTÜRK'ÜN ÖZELEŞTİRİ YAZISINA CEVAP

Gazeteci Yüksel Öztürk'ün, köşe yazısındaki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın öldürülmesi senaryolarından oluşan teorilerini eleştirmiştim.

Sayın Yüksel Öztürk benim köşe yazımı okuduktan sonra cevaben tarafıma bazı ithaflarda bulunmuş. Hatta kendisi köşemle ilgili cevabi bir yazısını bana e-mail vasıtasıyla yolladı.
Beni eleştirerek başladığı yazısında benim de eleştirilecek çok şeyin olduğunu fakat onlara değinmeyeceğini belirtmiş.

Sayın Öztürk, sizin ''Döverken Severim, Severken Döverim'' stilinizi yazınızı ilk okumamda anladım. Fakat sizin köşenizde başbakanın temizlenmesi şeklindeki yorumunuzun etkisi altında kalacak kişilerin bu yazılanlar yapılmalı diyerek teoriyi gerçeğe dönüştürmesini düşünmem gerçekten yazımda da belirttiğim gibi beni ürküttü.

Evet, sizinde belirttiğiniz gibi köşe yazımda kullandığım kelimeler ülke olarak bulunduğumuz hassas durumdan kaynaklanıyor. Yazdıklarımızın bu ülkede kaos yaratmak isteyenleri sevindirmesinden çekinirim.

Size hitaben yazdığım, ''Hedef göstermeyi bir yana bırakın İslamiyet'i, bacılarımızı, dedelerimizi ve çocuklarımızı teorilerinize neden alet etiniz?'' ifademden çok üzüldüğünüzü söyleyerek, ortak değerlerimiz olduğunu belirtmeniz, gerçekten benimde üzülmeme ve bu kelimeyi keşke kullanmasaydım diyerek içimden geçirmeme neden olmuştur.

''Benim yegâne kaygılarım olan değerlerimi teorilere alet etmemi düşünmeniz beni üzmüştür'' diyerek yazımdaki hiçbir sözüm için değil ama bu konuda kesin olarak özür beklediğinizi son söz olarak bana iletmişsiniz.

Sayın Yüksel Göktürk, Hiçbir zaman değerlerime kimseye söz söyletmem ve birilerinin de değerlerine söz söylemem ve yakışıksız sözler sarf ederek kalemşorluk yapmam, yazımda istem dışı bir şekilde ortak değerlerimize veya şahsınızı hedef alan bir ifade kullanmış isek'te özür dilemeyi biliriz...

 


fyildirim@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/06-12.Temmuz.2008/Sayı:80/Sayfa:03

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı