Hepimiz Suçluyuz
Siyasiler, yöneticiler ve vatandaşlar olarak hepimiz dünya siyaset arenasında namerde muhtaç edasıyla yurt dışındaki ülkelerden medet umarak sınıfta kaldık.
Görünen manzara ve üzerimizde oynanan oyunlar halimizi içler acısı hale getirdi ve milletimizi millet yapan değerlerimiz ile oynanmaya başlandı.
MEDENİYETSİZLİKTEN MEDET UMUYORUZ
Dünyaya medeniyet, özgürlük ve insan hakları dağıtan adil atalarımızın torunları olarak medeniyetsizliklerden medet umar hale geldik.
Ne oldu bize bir bileniniz var mı?
Osmanlı adaletine sığınan tüm halklar ile yüzyıllarca farklı dinlere mensup olsak ta farklı lisanlarda konuşsak ta sözde değil özde bir idik.
Ne oldu bize?
Devlet malı tüyü bitmemiş yetim malı sayılırdı, şimdi ise ''devletin malı deniz yemeyen keriz'' misali maneviyatımızı yitirerek yoldan çıkmaya başladık.
Ne oldu bize?
Vatanın ekmeğini yiyenler vatana uzanan elleri kırmaya yemin ederlerdi. Şimdi ise vatanın ekmeğini yiyenler vatana kılıç sallar oldu.
Ne oldu bize?
Geçmişte esaret ve zulüm altında yaşayanlar bizim bayrağımızın gölgesine sığınırdı. Şimdi ise bayrağımız birilerinin gözüne batar oldu.
Ne oldu bize?
Bu ordu İslam'ın son ordusudur yarabbi diyerek seferlere çıkan atalarımızın kemiklerini sızlatırcasına ak ile karayı birbirine karıştırır olduk.
Yüzyıllardır bayrağımız altında her dinden, her mezhepten ve her ırktan milleti barındırarak kardeşçe yaşamışız.
Evimizin veya işyerimizin yanında bir başka dinden veya bir başka inanıştan ya da siyasal görüşten komşularımızla aynı masada oturmuş, aynı tastan çorba içmiş ve dertlerimiz ile sevinçlerimizi paylaşmışızdır.
Peki, şimdi ne oluyor da bunca yıldır kardeş gibi yaşadığımız eşimiz dostumuz ve akrabalarımızla birbirimize olan bakış açılarımız değiştirilmeye çalışılıyor.
BİRBİRİMİZE TAAMMÜL EDEMİYORUZ
Birbirimizi anlamak adına konuşamıyor hatta birbirimizin düşüncelerini dinlemeye bile tahammül edemiyoruz. Hatta ve hatta birileri bizim gibi yaşamalısınız dayatması yaparak bu ülkenin esas çocuklarına benim düşüncemden olmayan benim gibi yaşamayan ''tuk akadır'' diyor.
HEPİMİZ SUÇLUYUZ
Peki, bu olanların suçlusu sizce kim? Kim olabilir ki! Bence hepimiz suçluyuz.
Dinlemeye sabır gösteremeyerek sadece ve sadece birbirimizi suçlamayı tercih ettik.
Hiç öğrenmeyi denemedik ve bize öğretilenlerle yetindik. Yeni siyasetçiler yetişmesi için çaba göstermedik ve hep eski siyasetçileri arar olduk.
Eski siyasetçilerin siyaset anlayışını eleştirdik ama siyaseti elimize geçirince onların eleştirdiğimiz her hareketini bizde tatbik ettik ve acımasızca iktidar ile muhalefet olarak siyaset arenasında muktedir olmak için yapılan her şey mubahtır anlayışıyla hareket ettik.
Dejenere bir toplum ile sonu belli olmayan bir gelecek istemiyor isek artık ciddi bir muhasebe yaparak birliğimiz ve dirliğimiz için el birliğiyle bu sınavdan çıkış yollarının startını vermeliyiz.
fyildirim@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/27.Nisan-03.Mayıs.2008/Sayı:70/Sayfa:03
Görünen manzara ve üzerimizde oynanan oyunlar halimizi içler acısı hale getirdi ve milletimizi millet yapan değerlerimiz ile oynanmaya başlandı.
MEDENİYETSİZLİKTEN MEDET UMUYORUZ
Dünyaya medeniyet, özgürlük ve insan hakları dağıtan adil atalarımızın torunları olarak medeniyetsizliklerden medet umar hale geldik.
Ne oldu bize bir bileniniz var mı?
Osmanlı adaletine sığınan tüm halklar ile yüzyıllarca farklı dinlere mensup olsak ta farklı lisanlarda konuşsak ta sözde değil özde bir idik.
Ne oldu bize?
Devlet malı tüyü bitmemiş yetim malı sayılırdı, şimdi ise ''devletin malı deniz yemeyen keriz'' misali maneviyatımızı yitirerek yoldan çıkmaya başladık.
Ne oldu bize?
Vatanın ekmeğini yiyenler vatana uzanan elleri kırmaya yemin ederlerdi. Şimdi ise vatanın ekmeğini yiyenler vatana kılıç sallar oldu.
Ne oldu bize?
Geçmişte esaret ve zulüm altında yaşayanlar bizim bayrağımızın gölgesine sığınırdı. Şimdi ise bayrağımız birilerinin gözüne batar oldu.
Ne oldu bize?
Bu ordu İslam'ın son ordusudur yarabbi diyerek seferlere çıkan atalarımızın kemiklerini sızlatırcasına ak ile karayı birbirine karıştırır olduk.
Yüzyıllardır bayrağımız altında her dinden, her mezhepten ve her ırktan milleti barındırarak kardeşçe yaşamışız.
Evimizin veya işyerimizin yanında bir başka dinden veya bir başka inanıştan ya da siyasal görüşten komşularımızla aynı masada oturmuş, aynı tastan çorba içmiş ve dertlerimiz ile sevinçlerimizi paylaşmışızdır.
Peki, şimdi ne oluyor da bunca yıldır kardeş gibi yaşadığımız eşimiz dostumuz ve akrabalarımızla birbirimize olan bakış açılarımız değiştirilmeye çalışılıyor.
BİRBİRİMİZE TAAMMÜL EDEMİYORUZ
Birbirimizi anlamak adına konuşamıyor hatta birbirimizin düşüncelerini dinlemeye bile tahammül edemiyoruz. Hatta ve hatta birileri bizim gibi yaşamalısınız dayatması yaparak bu ülkenin esas çocuklarına benim düşüncemden olmayan benim gibi yaşamayan ''tuk akadır'' diyor.
HEPİMİZ SUÇLUYUZ
Peki, bu olanların suçlusu sizce kim? Kim olabilir ki! Bence hepimiz suçluyuz.
Dinlemeye sabır gösteremeyerek sadece ve sadece birbirimizi suçlamayı tercih ettik.
Hiç öğrenmeyi denemedik ve bize öğretilenlerle yetindik. Yeni siyasetçiler yetişmesi için çaba göstermedik ve hep eski siyasetçileri arar olduk.
Eski siyasetçilerin siyaset anlayışını eleştirdik ama siyaseti elimize geçirince onların eleştirdiğimiz her hareketini bizde tatbik ettik ve acımasızca iktidar ile muhalefet olarak siyaset arenasında muktedir olmak için yapılan her şey mubahtır anlayışıyla hareket ettik.
Dejenere bir toplum ile sonu belli olmayan bir gelecek istemiyor isek artık ciddi bir muhasebe yaparak birliğimiz ve dirliğimiz için el birliğiyle bu sınavdan çıkış yollarının startını vermeliyiz.
fyildirim@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/27.Nisan-03.Mayıs.2008/Sayı:70/Sayfa:03
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.