Uzun adam ve kısa'laşıp cüce'leşenler...

Bir 'Uzun Adam' var… Ve bir de 'Uzun Adam Halkası'… Halkanın içinde Uzun Adam’a övgüler var, sevgiler var, hayranlık var…
Uzun adam ve kısa'laşıp cüce'leşenler...
Uzun Adam’a hariçten gelen saldırı ve muhalefete karşı bu cansiperane göğüs gerenler var…

Halkanın içinde bulunan siyasetçi, akademisyen, gazeteci ve televizyoncu için "Uzun Adam"  mehabetli, vakur ve "hiç eğilmemiş  mağrur"… 

Tevfik Fikret’in çınar şiirinde; "hani birgün Topkapı’dan geliyorduk, yol üstünde bir çınar gördük" misali…

Mağrur derken de açıklama yaparlar, "kibir içerikli değil, onurlu, gururlu ve diklenmeden dik duran"

Hani kendilerinden başkası tarih, şiir, tarihsellik nedir bilmez ya… "Aman yanlış anlamaya da meydan vermeyelim, sözün kaynağını da açıklayalım" diye açıklama yaparlar bir de…

Muhalefet diktatör der, otoriter der, tek adam der, bunlar hırsla ve hızla çıkışırlar: "Siz aynaya bakın, tek parti dönemine, milli şef dönemine bakın." derler

Uzun Adam’ın uçağına binmenin ayrıcalığı onlar için bir fazilettir; nev’i şahıslarına münhasır bir ayrıcalıktır.

Uzun Adam halkasındayken her dönem milletvekili, bakan, partide yetkili konumda olurlar, onlar için her şey güzeldir, günlük güneşliktir…

Grup başkanvekili olurlar, Adalet Bakanı olurlar, Sanayi Bakanı olurlar. Uzun adam o vakit adamın dibidir ve hakkaniyeti en iyi bilendir…

Meclis başkanı olurlar, Başbakan yardımcısı olurlar, Milli Eğitim Bakanı olurlar, Uzun Adam’ın parti sözcüsü olurlar… Uzun Adam en faziletlidir, en haklıdır, en doğrudur…

Gazeteci olurlar, seyahatler ederler, hayatlarında hayal edemedikleri gazetelerde yazarlar, TV’lerde program yaparlar… Uzun Adam baş tacıdır, ne yapacağını bilendir, ülkesi için her fedakârlığı yapandır…

Danışmandırlar, başdanışmandırlar, akademik titrlerinin yanında popülaritenin de etiketi eklenmiştir isimlerine… İşte o zaman Uzun Adam aslında ufku geniş, entelektüel birikime sahip ve bilime açık biridir…

Böyle böyle uzar gider,  on dört yıllık Uzun Adam’la yolculuk hikâyesindeki bu örnekler saymakla bitmez….

Ama bir de ne görüyoruz….!
Şaşkınlıkla izliyoruz.
Gözlerimiz fal taşı gibi açılıyor…

"Nefesi yetmez"lerden bazı "Kifayetsiz muhteris"ler, "Uzun Adam Halka’sından" çıkartılır….

Birlikteliğe son verilenlere "Bu bir kutsal yolculuk deniyor, kızmayın darılmayın, bu yolda herkese yer ve ihtiyaç var, şimdi nöbet değişimi vaktidir bu bayrak yarışında deniyor."

Uzun Adam Halka’ya dâhil ederken yüzlerdeki memnuniyet ifadeleri bir anda kızgınlığa, nefrete ve korkakça sinsi bir eleştiri sürecine giriyor…

Bir anda "aydınlanma" yaşanıyor…
Cem Yılmaz’ın tabiriyle, "Uzaktan bir ışık gördüm, bana gel gel diyordu"

Halkadan çıkanlar ne hikmetse bir anda aydınlanıyor, ışık görüyor,  kendine geliveriyor;

"Yanılmışız, fark etmemişiz, basiretimiz bağlanmış" demeye  matuf sözlere başlıyorlar…

14 senedir dibinde gölgelendikleri, olmayan kişiliklerine itibar kazandırdıkları Uzun adam halkasına ağdalı cümlelerle, inceden göndermeler ve sövmeler başlıyor…

Yok efendim, "Uzun Adam aslında bizimbildiğimiz kadar uzun değilmiş, aslında kısaymış da göz yanılması yaşamışız, esasında halüsinasyon görmüşüz," demeye başlıyorlar.

Ha bir de kerametfuruşluk boyutlu şöyle derler: "Biz kapalı kapılar ardında şimdiki dediklerimizi çok söyledik ama Uzun Adam dinlemedi, biz doğru bildiklerimizi halkanın içindeyken de çok söyledik ama bizi dinleyen olmadı."

Beyler
Uzun Adam aslında daha Uzun bir Adam’mış…

Çünkü sizin adam olmadığınızı siz halkanın içindeyken de anlıyormuş, biliyormuş, görüyormuş.

Evet, iyi ki sizi dinlememiş, çünkü sizin adam olmadığınızı taa o zamandan adam yerine koyup sözünüzü dinlemeyerek göstermiş ama siz dinlenmediğinizi anlamayacak kadar irfan sahibi olmadığınızı görememişsiniz.

Eğer Adam olsaymışsınız; "Ben doğru bildiklerimi söyledim ve sözüme itibar edilmeyen yerde kalmam" diyecek adamlığı gösterirmişsiniz.

İki şey var;

Birincisi siz 14 yılda -sözüm ona- gerçekleri göremeyecek kadar kör ve ufku dar bir adammışsınız.

Veya da; 14 yıllık geçmişiniz noktalanınca 14 ay geçmeden kendi geçmişine sövecek kadar nankörmüşsünüz.

Beyler, Bayanlar…

Söylediğiniz sözlerle kendinizi batırdığınızın farkına varın artık,
Olmayan ve var sanılan sanal itibarlarınızı sıfırlamaktan vazgeçin…

Sizin olmayan kişiliğinize "adamlık algısı" oluştu, bırakın ve susun bari de, bu algı birazcık daha sürsün…

Yahu olmayan kişiliğinizi, nankörlüğünüzü, kıvırganlığınızı bu kadar erken ifşa etmeyin…

Uzun Adam hep aynı idi…
Ve adam gibi adamdı.

Biliyor musunuz?

Değişen sizsiniz, metamorfoza (başklaşıma) uğrayan sizsiniz.
Koltuk gitti, bakanlık gitti, makam gitti, köşe gitti, program bitti, hortumunuz kesildi, cilalarınız döküldü…

Siz bittiniz…

"Uzun adam" hala uzun…
Ve uzayarak da Ulu bir Çınar gibi mehabetle yüceliyor, serpiliyor…

Millet ve Ümmet, duasıyla suluyor adeta "Uzun Adam" çınarını…

Ama siz kısalıyorsunuz, küçülüyorsunuz, minikleşiyor, cüceleşiyorsunuz…

Hani vardır ya, kalitesiz kumaştan bir elbiseyi yıkayınca, çeker kendini… Kalitesizliği ortaya çıkar ya…

İşte siz de aynen öyle kişilik kısalması ve küçülmesi yaşıyorsunuz…

Bari susun, susun da adam olduğunuz sanılsın biraz…

Hiç olmazsa susarak yerinizde sayınız da olmayan sermayenizi tüketmeyiniz…

Hakkınızda oluşan sanal algıyla "Çekildik izzeti ikbal ile bab-ı hükümetten" deyin de zihinlerde adam sanılarak kalasınız…

Yoksa, "Kovuldun zilleti ikbal ile bab-ı hükümetten" sözünün en büyük muhatabı olacaksınız ve maalesef oluyorsunuz da….

Ha bir de, "Yel kayadan ne koparır" derler ya. Sizin teraneleriniz ve küçücük beyinciklerinizle -güya kurnazca söyledikleriniz- sadece sizi bitirir, Uzun Adam’ı değil….

Siz Uzun Adam'ın gölgesinde gölgelendiniz ama siz gölgesi bile olamayacak kadar zavallılar ve silikleşebilen kişiliklersiniz.

O yüzden size "gölge etmeyin" bile diyemiyorum

Bilin ki; bu millet sizleri gördükçe Uzun Adam’ın adamlığını daha da hissediyor, daha çok seviyor ve sizin gibi adam’sızlık hastalığında olanların tasfiyeleri için Uzun Adam’ın tercih, feraset ve basiretine gıpta ediyor….

Ve bu millet Uzun Adam’a diyor ki;

Bu yolda ölenler oldu
Vurulup düşenler oldu
Nefesi yetemeyip
Bu yoldan çıkanlar oldu…
Bir "Sen" kaldın geride…


Uzun Adam;  yolun açık olsun…. nefesin bol, gönlün mesrur, kalbin sürürlu, milletin ve ümmetin duasıyla, kutsal yolculuğunda Allah muinin olsun… Allah menzile ulaşabilenlerden eylesin…

Sen yürüyüşüne devam et, "it ürür kervan yürür"

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı