Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurma yahut halk kimim umurunda…

Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurma yahut halk kimim umurunda…

Kim ne derse desin,
Olanları nasıl okursa okusun,
Ortada bir gerçek var ki;
O da, olağandışı bir şeylerin olduğu…
Neden?
İstanbul gibi bir şehrin Belediye Başkanı,
Aynı zamanda muhalefetin muhtemel ve en güçlü cumhurbaşkanı adayı…
Önce diploması iptal ediliyor,
-Ki, diploma olmazsa aday da olunamıyor-
Sonra tutuklanıp Silivri’ye atılıyor.
Bu kadar da değil;
İlçe belediye başkanları,
Meclis üyeleri,
Başkan yardımcıları, belediye bürokratları, gazeteciler, işadamları tutuklanıyor…
Bence örnek bir olağandışılık….

Bu duruma;
İktidar,
“Anormal bir durum yok,
Yolsuzluk içerikli bir yargı süreci”
diyor.
Muhalefet,
“Anormal bir durum,
Yargı tacizi ve sivil darbe girişimi”
diyor…
İktidar,
“Ey Ahali!
Bu İmamoğlu yolsuz/hırsız/arsız,
Bu CHP küçük/karışık/karıştırıcı”
diyor.
CHP,
“Ey Ahali!
İktidar sivil darbe yapıyor,
Mesele sadece İmamoğlu değil; hala anlamadınız mı”
diyor.

Tespit-1:
Yolsuzluk/Rüşvet/İhaleye fesat karıştırmak…
Sağcı-solcu, dinci-seküler,
Hemen herkesin cezalandırılması konusunda vicdanen ve kanunen ittifak ettiği suçlar…
Ama kimin umurunda!..
Ne, iktidarın yolsuzluk iddiaları,
Ne, muhalefetin “iftiradır” savunusu…
Kimsenin umurunda bile değil…
Malı götürmek/ihaleye fesat vermek/sebepsiz ve hızlı zenginleşmek…
Ne yazık ki bu melanetler ahali nezdinde artık kırmızı kartlık olmaktan çıkmış…
Önemsizleşmiş, sıradanlaşmış, rutinleşmiş.
Güncelin şehveti bizi yakarken aslında acınası halimizi, kaybettiğimiz hassasiyeti görmüyoruz bile…

Tespit-2:
Artık gerçeğin bir önemi yok.
Gerçek öldü, artık gerçeklik var.
Olgunun bir önemi yok, artık algı var…
Peki, bu normal mi?
Siyaset…
İnsanın insana laneti haline gelmiş,
Siyasetçi fil tarifi yapan körler gibileşmiş…
Böyleyken,
Normal ve anormalin yahut normal veya anormal olmanın ne önemi var ki?
Kime göre normal, kime göre anormal?
Siyasetin özeti;
Körle şaşılar, aynı tabaktan ahalinin pilavını kaşıklar…

Tespit-3:
Gündem ve güncelin merkezine oturan iki dürtü:
Öfke ve Korku…
Birinci semptom:
—Ahalide içten içe ve derinden derine oluşan “öfke birikimi”
— İktidar cenahında oluşan kaybetme korkusu…
İkinci semptom:
—Ahali ve muhalefette korku duvarının aşılması,
—İktidar cenahında öfke oluşması…
Kuvvetle muhtemeldir ki,
İktidarın kaybetme korkusunun ete-kemiğe bürünmesi 31 Mart Yerel seçimlerinde toplumsal öfkenin sandığa yansımasıyla başladı.
Muhalefet daha zafer şaşkınlığını atamadan, iktidar, muhalefeti dağıtma içerikli oyun planına girişti.
Öyle düşünüyorum ki,
Kazanma alışkanlığı olan iktidar ilk büyük kayıpla birlikte galiba biraz da panik halinde, toplumsalda biriken öfkeyi ve ahaliyi bu öfke noktasına getiren sebepleri irdelemeyi unuttu.
Aslında unutmak da değil; belki de görmek istemedi.
İşin içine biraz da acelecilik girince bugünkü sürpriz tablo ortaya çıktı.

Tespit-4:
Geldiğimiz nokta itibariyle;
—İktidar da muhalefet de beklemedikleri bir sürprizle karşılaştı.
İktidar için süreç umduğu gibi gitmedi,
Muhalefet içinse, süreç hiç ummadığı kadar avantaja dönüştü…
—İkisi de hazırlıksız yakalandı.
Çünkü ikisi de böyle bir halk tepkisi beklemiyordu!
—Halkın sokağa çıkması, iktidarın ezberini bozdu,
Muhalefeti ise sorumluluk almaya ve ezber oluşturmaya zorladı.

Tespit-5:
Bundan sonrasını, “süreç ve kriz yönetimini” kim iyi becerirse; o belirleyecek.
—Muhalefet, toplumsalda “birikmiş öfkeyi” iyi yönetebilirse,
İktidar, kendi öfkesini kontrol edebilirse…

Tespit-6:
Handikaplar:
—İktidar cenahı yolsuzluk/hırsızlık/arsızlık argümanlarını daha sert ve agresif şekilde dile getirerek el yükseltiyor.
Israr ve istikrarla sokak ve meydanların marjinalize/illegalize olduğunu vurgulayıp muhalefetin kurumsal yapı ve meşruiyetini de tartışmaya açarak CHP-Ahali bağını kesmek istiyor.
Her türlü kamusal/siyasi/manevi enstrümanları kullanmasına rağmen ahaliyi ikna edememe  handikapı ile karşı karşıya….
—CHP ise organik şekilde oluşan sokağın öfke birikimini organize hale getirebilmek,
İktidarın her türlü saldırısına, partinin kurumsal yapısına yargı üzerinden gelen tehlikeye ve muhtemel parti içi ihtilaflara göğüs gerip gerememe handikapı ile malul…
Ne gariptir ki;
Birinin handikapı diğerinin avantajı noktasında bir denklem oluşmuş vaziyette…

Son Söz
Hangi ülke olursa olsun,
Seçimleri muhalefet kazanmaz, iktidarlar kaybeder.
Bir iktidarı, muhalefetin artıları değil; kendi eksileri bitirir…
Ezcümle:
İktidarın kurdu yine kendisidir…

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • herhangi biri
    hırsızın hiç şucu yok mu demiş adam...😀😀😀
  • egemen tuna
    Kaleminize sağlık
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet