Dert bine çıkınca hayal kuracaksın..!
Rahmetli Abdulmecit Amca derdi ki;
Borç bine çıkınca kuzu eti yiyeceksin…
Biz de, bu sözden hareketle; hayal mi kursak ne..!
Bir değil,
Beş değil,
Yüz değil; dert bine çıkmış halde…!
Gün olmasın ki; yeni bir şeye veya yeni bir şeyle uyanmayalım,
Yaşanmakta olan salgın gibi bir küresel lanet bile gölgede kalmış…
Patladık dostum, patladık…
Her yanımız irin-iltihap,
Umurumuzda mı akan cerahat…
Çöplüklere dadanmış Ardıç Kuşları gibiyiz.
Halimiz perişan ama sanki her yanımız gül-gülistan…
Tel tel dökülüyoruz.
Aklınız alıyor mu;
Bir yanda devletin bakanı,
Diğer yanda aranan bir kişi;
Lime lime edeceğim seni… diyor.
Yetkililer sus-pus…
Bakan konuşuyor; can havliyle,
Keşke konuşmasa; konuştukça batıyor.
Yahu sen devletsin, kanunsun, hukuksun,
Sen nasıl böyle konuşursun..!
Hani, nerede dillerden düşmeyen devletin izzet ve azameti,
Bu hallere mi düşecektik, Allah'ım..!
Yoksulluk mu; hep artışta,
Ekonomi mi; durgunlukta bile değil,
Hala ve hep inişte.
Faizi indirdik; döviz yükseldi, enflasyon arttı,
Faizi yükselttik; döviz yine yükseldi, enflasyon yine arttı…
İki yılda dört Merkez Bankası başkanı değiştirdik ama değişen bir şey yok ve döviz hala yükselişte…
Para üç ayda % 20 değer kaybediyor,
Dolar sekiz buçuğu test ediyor ve durmak yok, tam gaz ileri, diyor.
Ülkeyi 70 sente muhtaç ettileri anımsatırcasına; Pandemideyiz ama bırakın turistleri, dolaşsın sokaklarda. Oradan 3-5 dolar/Euro girecekse ülkemize; bırakın girsin deniyor.
Ekonomide panik, öyle bir halde ki;
Kavunum kelek diyen tüccar gibi; İngilizce ben aşılandım yazan maskeler takıyoruz.
Dış borç 450 milyar doları aşmış,
Merkez Bankası rezervi, bahis konusu olmuş; artıran var mı, indiren var mı, misali..!
Kitleler, nasılsa hep ve her şeyi alkışlıyor,
Boşver; kitle gitsin..!
Fakir-Fukara, Garip-Gureba; hani nerde; öyle bir kesim mi var..!
Herkeste ev-araba var,
Böyle diyor; sayın milletvekili abla..!
Kadına şiddete son diye feryat ediliyor,
Ama kadının da hiç mi suçu yok… diyor, yine milletvekili abla..!
Mehmet Akif Ersoy; sözde idol…
Laf zamanı kimse mangalda kül bırakmıyor; Akif de Akif diye…
Ama o Akif, peşpeşe ve üstüne basa basa; Maarif, Maarif, Maarif diye feryat etmiş.
Eğitim eğitim eğitim,
İlle de Eğitim diye çırpınmış.
Bugün ne haldeyiz; evlere şenlik..!
Eğitimin adı kaldı; sistemin sis'i, boğuyor eğitimi..!
Halimiz; Eğitimsiz Sistem veya Eğitim Sistemsizliği,
Bir nevi, yap-boz tahtası..!
Anlatıyor birisi;
Evimize temizliğe gelen bir kadın vardı.
Pandemi nedeniyle gelemez oldu.
İki çocuklu…
Geçen gün konuştum,
Çok zorda…
Ortamdaki herkes az-çok bir şeyler havale ediyor, hesabından.
Havaleyi alan kadın markete gidiyor; alışveriş yapacak.
Çocuk da yanında;
Anne istediğimizi alabilecek miyiz yani... diyor, sevinçle…!
Peki gönderilen para bitince ne yapacak o anne..!
Ne diyecek çocuklarına…!
Dramatizasyon yapmıyorum,
Kimse, demagoji ve ajitasyon yaptığımı söylemeye kalkmasın,
Binlerce örnekler var, böyle..!
Epeyce zaman geçti ama aklıma geldikçe içim titriyor, ürperiyorum.
Anayasa Mahkemesi bir karar alıyor, (Enis Berberoğlu kararı)
En üst mahkeme,
Daha üstü yok…
Aldığı karar doğru veya yanlış, isabetli veya değil; bunu tartışmak başka bir mesele.
Ama dünyanın hiçbir yerindeki hukuk sisteminde Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmasına direnileceği, olasılık dahilinde görülmemiş, düşünülmemiş.
Tabi, bir nebze olsun hukuk olan ülkelerde…
Ve, Türkiye'nin bir yerel mahkemesi, ben bu kararı uygulamıyorum diyor ve uygulamıyor.
Kimseden çıt çıkmıyor,
Hatta kimisi alkışlıyor; bravo diyor,
Kimisi yanlış diyor ama sesini bile çıkartamıyor,
Sesini çıkartanın da, ya sesi kesiliyor veya işittirilmiyor..!
İşte bu an var ya, bu an,
Bende filmin koptuğu,
Derdin bine çıktığı an...
En iyisi mi; düşünmemek…
Daha en iyisi; hayal kurmak,
Hayale sarılmak,
Hayallere dalmak…
Çünkü dert bine çıkınca hayal kuracaksın…
Ve, Cahit Sıtkı Tarancı'yı gibi, hayale sığınacaksın.
Memleket isterim,
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun…
Memleket isterim,
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına, bir nihayet olsun…
Memleket isterim,
Ne zengin-fakir, ne sen-ben farkı olsun;
Kış günü, herkesin evi-barkı olsun…
Memleket isterim,
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet, ölümden olsun…
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Gly ERDOĞAN
Osmanoğlu