Abla-Kardeş buluştu, "Onlar ermiş muradına…" diyebilecek miyiz?
Heyecanlıydı…
İlk defa evin reisi olarak kız istemeye gidiyordu.
Beden dili nazik, mimikleri utangaç ve sözleri ölçülüydü.
Çünkü yaşanan tatsızlık henüz taptazeydi...
Neler olmuştu neler…
Nişan bozulmuş,
Çok ağır laflar edilmiş,
Nikah gelmeden masa devrilmişti!…
Hatırlı dostlar araya girmiş,
Dere geçerken at değiştirilmez denerek yeniden masa kurulmuştu.
Ama artık hiçbir şey eskisi gibi değildi.
Artık masada, sende evlat acısı bende kuyruk sancısı metaforu hakimdi!
Ve o malum gün geldi çattı!
Abla'nın "Kazanamaz Aday" dediği "Kemal Reis" kazanamadı!
Bu yüzden daha bir özenliydi Özgür Özel…
Özel bir hazırlık yaptığı belliydi.
Dünür olmaya gittiği reis, bir kadın olduğu için kendi heyetine de birkaç kadın almıştı.
Kemal Reis'i tebessümle ve kıpır kıpır bir heyecanla karşılayan Akşener bu defa aşağıya bile inmedi.
Galiba "çok yüz verdik ve yüz-göz olduk,
Bu defa haddini bildireyim" diye düşünüyordu.
Akşener'in yeni gözdesi,
Evin ağır abisi,
En boylu-poslu ve adalelisi Oktay Vural karşıladı Özgür Özel'i…
Taraflara hakim olan kerhen ve nezaketencilik, tokalaşma esnasında bile belli oluyordu.
Kedi kuyruğu tutar gibi tokalaşıyorlardı.
Ne konuşuldu, neler görüşüldü onu bilemem ama bir sahne var ki adeta her şeyi özetliyor;
Basın toplantısı…
Özgür Özel, olabildiğine ve alabildiğine "Dünür olmak zorundayız" mecburiyetinde, nazik bir üslupla kısa ve öz konuştu.
Akşener ise "Kız evi naz evi" niyazının yüze yansımış mimik ve beden diliyle "İstemem yan cebime koy!" havasındaydı.
Ama Pazartesi günü, "Hele bir de kızımıza soralım." edasında "Genel İdare Kurulu Toplantısı"nı işaret etmekten de geri durmadı.
Yüzünde mağduru oynayan hırçın bir annenin masum bir ifadesi vardı.
Sanki:
"Vurur yüze ifadesi,
Bekliyordum Özel seni.
Çok şükür Kemâl gitti,
Anlaşırız ama çabala bitanesi…" der gibiydi…
Baş hafif yana eğik,
Bakışlar biraz hüzünlü,
Tebessüm etmeyen dudaklar, buğulu gözler…
Özgür Özel ise tam anasının gözü…
Ustaca seçtiği sözlerin yanında yüzüyle ve gözüyle "Canım Ablacım! Çok da naz etme, mahkumuz bir diğerimize" diyordu sanki…
Peki, Pazartesi Akşener'in aile içi toplantısında ne karar çıkar?
Bence "Yetmez ama evet…",
Veya "çocukların- pardon ülkenin- huzuru için içimize sinmese de evet diyoruz" cevabı çıkar.
Aslında bu cevap zaten belli,
Özgür Özel de Akşener de bunun farkında ama maksat prosedür tamamlamak…
Ama yine de ne demişler: Kız evi naz evi….
Fatih Terim Fonu davasında yakında ne olabilir?
—Tanıklar ve mağdurlar sanık olabilir,
—Seçil Erzan mağdur haline gelebilir,
—Hapishanede Bahar ve Nihal Candan kardeşlerle aynı yere koyulan Seçil Erzan "en çok parayı ben topladım" diyerek koğuş ağası olabilir,
—Seçil Erzan ve kurduğu Saadet Zinciri adına kitaplar yazılabilir,
—Seçil Erzan'ın Hayatı diye filmler çekilebilir,
—Seçil Erzan Fan'ları "Hepimiz Seçil Erzan'ız" yazılı pankartlarla hapishane önünde ölüm orucuna girebilir,
Veeeee,
—Bir-iki ay sonra hapisten çıkarken toplanan kalabalık tarafından "Biz de Seçil Erzan olmak istiyoruz! Seçil Erzan, Türkiye Seninle Gurur Duyuyor!" tezahüratları atılabilir!
Mesela başka ne denebilir?
Sen,
Seçil Erzan!
Büyüksün, Ablamızsın!..
Kerizleri silkeleyen,
Faizciye ayar veren,
Ünlüleri paspas eden,
İmparator'la büyüyen,
Soyup soğana çeviren,
İmparator'u çıplak eden kahramanımızsın!
İdolümüz, canımızsın!
Dik dur eğilme,
Tüm Türkiye seninle!
Sen Seçil'miş birisin,
Tebessümün eksilmesin,
Tasalanma dertlenme,
Salak çok memlekette,
Sen de bir yiğitsin(!)
Silkinirsin, kalkarsın ve yine silkelersin!
Fakirlerin gözdesi,
Harislerin yiyicisi,
Gurebanın "Helal Abla!" dediğisin…
"Tasalanma Seçilim; zaman senden yanadır,
Statlardan yükselen nida senden yanadır.
Sakın yeise düşme, keriz kalmadı deme,
Herkes düşman olsa da, şöhret senden yanındadır…"
Burası Türkiye belli mi olur,
Belki de hapisten çıktıktan sonra İsrail-Filistin Sorunu'nun halli için Birleşmiş Milletler'e barış elçisi olarak bile teklif edilebilir!..
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
E.yıldız