Türk Milleti 'Hayallerdeki değil hakikatteki Çin'i bilmeyi hak ediyor'
Tabi konu Çin olunca ve dahi 2020 yılı Aralık ayı başında Çin Halk Cumhuriyeti’nin son nüfus sayımının tamamlandığı ve Ocak 2021’de sayıların açıklanacağı kamuoyu ile paylaşılınca, bizler de merak edip, bu sefer nasıl bir algı oluşturacaklar diye beklemeye başladık.
Lakin nüfus verilerinin açıklanacağını ilan ettikleri Ocak 2021’den bu yana 5 ay geçmesine rağmen hala ortada açıklanamayan sayıları görünce bu işte de bir bit yeniği olduğunu düşünmeden edemiyor insan.
Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere Çin’in 7. Genel nüfus sayımı 2020 yılı Aralık ayında bitmiş, Ocak 2021’de açıklanacağı duyurulmuştu. Lakin açıklamanın önce Nisan ayına akabinde de Mayıs ayına sarkıtıldığı ifade edilmişse de Mayıs ayının neredeyse 10’u olmasına rağmen bir türlü nüfus verileri dünya kamuoyu ile paylaşılmayınca bizler de konu ile alakalı kanaatlerimizi siz değerli dostlarla paylaşmak istedik.
Nüfus sayım sonuçlarının 6 aydır açıklanamamasının hikmetini tabi ki ilgilenenler kadar ben de merak edip “acaba neden?” sorusunu kendi kendime sordum. Çin gibi her zaman her türlü veriyi toplayıp kaydeden bir devlet, nüfus sayımının sonuçlarını neden bir türlü açıklamıyor veya açıklayamıyor?
ÇKP yönetiminden rahatsız olanların basına sızdırdığı haberlere göre 1949’dan günümüze Çin’de ilk defa nüfus azalmaya gidiyor. Nüfusa dair benim en son okuduğum sayı 1.426 milyar idi. Burada nüfus sayımının neden hala açıklanamadığı sorusu kadar “ÇKP neden en kalabalık ülke sıfatını kaybetmek istemiyor? sorusu akla da gelmekte.
Yazımızın girişinde de ifade ettiğimiz üzere konu ÇKP yönetimi olunca insanın aklına ister istemez her türlü entrika ve sinsi planlara hazırlıklı olunması gelmiyor değil.
Soruları çoğaltmak tabi ki mümkün.
Mesela;
Çin, dünyanın en kalabalık ülkesi olma sıfatını Hindistan’a neden kaptırmak istemiyor? Acaba bu yüzden mi Hindistan’da Çin virüsü bu denli bir patlak verdi?
1949 sonrası ciddi olarak ilk defa nüfusun azaldığını açıklamaktan korkunun sebebi Çin virüsünün neden olduğu ölümlerin artık açıklanamayacak boyutta fazla olmasından mı? Yoksa bu veriler açıklandığında dünya kamuoyunun sorularına makul ve mantıklı cevaplar bulabilmek adına, mahir oldukları düzenbazlığı örtbas etmek için zaman mı kazanılıyor?
Çin virüsü dünyanın anasını ağlatırken Çin konserler düzeliyordu, Çin Seddi’nde onbinlerce insan turistik gezilere katılıyordu” ama milyonlarca insanın akıbeti ne oldu kabilinden sorulacak sorulara acaba hazırlık mı yapılıyor?
Dedik ya konu ÇKP yönetimi olunca insanın aklına her türlü soru ister istemez geliyor.
ÇKP’nin Devlet istatistik Genel Müdürü basın sözcüsü Liu Aihua’nın açıklamasına göre bu sefer isteseler de artış olan bir nüfus paylaşımı yapamayacaklarmış, dahası hiç kimsenin tahmin bile edemediği çok düşük veriler bulunmakta. Muhtemelen gecikmenin sebebi çuvala sığmayan mızrağı çuvala sokma çabası olsa gerek ki Çin halkının genel yorumu da bu yöndeymiş. Çin’de herkes Xi Jin-ping’in açıklanmasına kilitlenmiş durumda.
1,3 milyar dese bir dert, demese başka bir dert. Çin’deki, her ne kadar vazgeçilmiş olsa da uzun yıllar uygulanan “tek çocuk politikası” ve bu durumun bir sonucu olarak yaşlı nüfusun giderek artması dolayısıyla 2020 yılı nüfus sayımına dair artış göstermesi ise ayrı bir polemik konusu olacak gibi. ÇKP’nin son resmi açıklamasında nüfus artışı devam etmektedir denilse de anlaşılan bu pilav daha çok su çekeceğe benziyor.
Burada akla; “nasılsa herhangi bir kontrol yok, aynı zamanda Çin’de zaten her şey ÇKP’nin kontrolünde, neden afaki bir sayı açıklamıyorlar?” soru da gelebilir.
Öyle de olsa yarın birileri “bu sayıları bir ispatlayın bakalım” derse ne olacak? Minareyi çalan ÇKP tabi ki bunun kılıfını da ayarlamak adına ince eleyip sık dokuyacak. Yalanların örtbas edilmesi için sahte belgelerin hazırlanması zaman alıyor demek. Muhtemelen öyle bir sayı açıklanacak ki, ÇKP bu konuda gelebilecek bütün eleştirileri de ortadan kaldırmak adına hazırlıklarını yapmakla meşgul. Mayıs ayının ortalarına gelmemize rağmen açıklanamayan sayılar başka nasıl izah edilebilinir ki?
Dış ülkelerde yaşayan Çinlilerin düşüncesine göre büyük ihtimalle Çin nüfusunda dikkat çeken düşüş olsa da cüzi bir düşüş gösterebilirler veya ayısı stabil bırakabilirler. Çok büyük bir artış gösterilemeyeceği ise hemen herkesin ortak kanaati. Gerçek sayının açıklanma ihtimali ise çok ama çok zayıf.
Hakikat ise açıklanacak verilerin hiçbirinin doğru bir referans vermeyeceği yönünde. Bilindiği üzere ÇKP yönetimi 2. veya 3. çocuk yapmayı serbest bıraktı. Burada akla bir başka sorun daha gelmekte. O da; son ekonomik hamleler ile Çin’in metropol şehirlerinde sosyal hayat standartlarının düzeldiği bölgeler oluştu. Fakirken bile doğurgan olan bu millet refah seviyesinde artış olurken doğumların düşmesini ne ile açıklayacak?
Çin’in en çok başını ağrıtan ve muhtemelen bundan sonraki süreçte daha da ağrıtacağa benzeyen konu ise yukarıda özetle değindiğimiz “aşırı yaşlı nüfus”. Çin’de sosyal devlet anlayışının her an patlama ihtimali de yazılıp konuşulmakta. Çin şimdilik emekliliği hak edenlerin ikramiyelerini karşılıksız para bastırarak çözme yoluna gitse de bunun sürdürülebilir olma ihtimali çok zayıf görünmekte.
Çin’de 90’lı yıllarda doğan çocukların “kayıp kuşak” olduğuna dair genel bir görüş bulunmakta. Çünkü Çin’de zikredilen yıllardan itibaren büyük şehirlerin ve sahil şehirlerinin yaşam standartları yükseldi ama tek çocuk politikası yüzünden aşırı itina ile yetiştirilen şımarık ve bir o kadar da beceriksiz bir nesil yetişti. Yani anne-baba, dede-nine, anneanne-annedede yani en az 6 kişinin tek bir çocukla ilgilendiği bir kuşak yetişti. O çocuk ise şimdi 30’lu yaşlarında. 1 çocuğa 6 kişi bakarken şımarık bir çocuğun 6 yaşlıya bakacağını beklemek ise Çin’i hiç tanımamak demek olacaktır.
Hülasa sayımının 40 gün sürdüğü ama ne hikmetse 6 ay geçmesine rağmen açıklanamayan bir nüfus sayım sonuçlarını ister istemez bütün dünya beklemekte. Beklemenin bir başka boyutu ise, bütün dünyaya “süper güç” salvoları atan ÇKP yönetimi resmi evraklarda “gelişmekte olan bir ülke” stratejisi ile uluslararası teşkilatlardan alacağı yardımların kesilmesini istememekte.
Tabi biz de tekrar soruyoruz. Çin gibi her şeyi kayıt altına alan bir devlet 40 günde bitirmekle övündüğü nüfus sayım sonuçlarını neden 6 aydır açıkla(ya)mıyor? 6 ay önce bitmiş olan bir sayımı her şeyi dijitale döken bir ülke nasıl açıkla(ya)maz? Bu bile bize bir şeylerin döndüğünü göstermeye yeter de artar bile.
ÇKP elindeki bir devlet aslında dünyanın sayım yapılan en kolay ülkesi olması gerekmez mi? Bu sitemin cari olduğu bir ülkede nüfus ne kadar çok olursa olsun 100’de hatta 1000’de 1 bile hata payının olmayacağı bir nüfus sayımı sonucu çok daha kısa sürede açıklanmalıydı.
Sözde sosyalist bir devlet ve ülkede yaşayan herkes eşit. Hayal değil ama gerçek olan ÇKP yönetimi altında en kapitalist ülke olan Çin. Varın böyle bir yönetim altında işgal edilmiş topraklarında hayata tutunma mücadelesi veren Doğu Türkistan’ın ve Doğu Türkistanlıların halini siz tasavvur edin.
“Hayalinizdeki Çin” resim yarışması mı? Yazmaya bile değmeyecek, üç kuruşluk şahsi menfaat için nesillerini heba edenlerin yapabileceği bir basitlik, tez zamanda bu hatadan dönülmesi ise elzemdir.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Kamer Artış