Az bile demişim.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesindeki elim ve meşum olayı duyunca YÖK’ün ne hallere geldiğini bir kere daha gördük.

Merhum öğretim üyelerimize yapılan saldırıyı şiddetle kınıyor; buna sebep olan katil ve cani mahluğu lanetliyor, göz göre göre gelen bu olaya engel olmayan rektör başta olmak üzere YÖK yetkililerini hemen istifaya çağırıyor, yargıyı da göreve davet ediyorum.

Volkan Bayar diye bir öğretim görevlisi var.

Ve dahi eşi…

Geçmişleri FETÖ konusunda kuşku ve soru işaretleriyle dolu.

Osmangazi Rektörü bu çifti işe alıyor.

Ve 15 Temmuz sonrası bu şahıs, kendini kamufle etmek için masumları FETÖ’cü diye şikayetlerde bulunuyor.

İnsanları mağdur ediyor.
Vicdansızca ve alçakça, meslektaşlarını suçlayabiliyor.
Tehlike adım adım geliyor.
İnsanlar feryat ediyor.
Haykırıyor.

Bu Volkan denen adamın sözüyle hareket etmeyin, insanların hayatını karatmayın diye.

Ama dinleyen yok.

Adam kendini mafya lideri sanırcasına saldırıyor, sağa sola.
YÖK sessiz.
Rektör sessiz.
Hatta, tavırlarıyla ve pasif duruşlarıyla adamın destekçisi gibi…

En nihayetinde malum katliam yaşanıyor.
Dört tane nadide insan katlediliyor.
Dört yuvaya ateş düşüyor.
Fail, malum mahluk.
Prof Ayşe Aypay feryat ediyor.
İsyan ediyor.
Ağlıyor, haykırıyor.
Haksız mı…!
Asla.
Ey “YOK” başkanı.!
Ey Rektör…
Bence siz hiç konuşmayın.
Ağzınızı bile açmayın.
Çünkü söyleyeceğiniz her söz, acıları daha da artıracaktır.
Kulaklarınızı tıkadınız.
Feryatları duymadınız.
Bu katile kol kanat gerdiniz.
Şikayet dilekçelerini bile sümenaltı ettiniz.
Volkan denen bu insan müsveddesinin, müfterinin, alçağın yaptığı katliamda payınız çok.
Suçunuz büyük.
Vebaliniz ise sınırsız.
Osmangazi Üniversitesi mi sadece…

Hemen her üniversitede benzer durum çeşitli boyutlarda tezahür ediyor.

YÖK gerçekten “YOK” hükmünde yönetiliyor/yönetilmiyor.

FETÖ mücadelesinde, pek çok yerde FETÖ’cüler görevde, alakasızlar ya ihraç ya da tutuklu.

YÖK riyasetindeki üniversitelerimiz perişan halde.

Farklı il ve üniversitelerden öğretim görevlileriyle  konuşuyorum.

İlgililerle, yetkililerle, gençlerle konuşuyorum.

Hepsi şikayetçi, herkes üniversitelerden ve özellikle yönetimlerinden muzdarip.

Kime dokunsan bin ah işitiyorsun.
Tel tel dökülüyor üniversiteler.
Gelinen noktada sınıfta kaldı YÖK yönetimi.
YÖK’ü YOK’laştırdınız.
Ne yaparsanız yapın artık.
Geri getirebilecek misiniz katledilen merhumları.

Volkan Bayar denen mahlukun gerçek yüzünü görmeniz için ille cinayet işlemesi mi gerekirdi.

Neden hiç dinlemediniz; vatansever, haysiyetli ve onurlu öğretim görevlilerini.

Yahu Cumhurbaşkanı cansiperane mücadele ederken sizin bu yaptıklarınız neyin nesi.

Hiç mi insafınız, vicdanınız, hamiyet duygunuz yok.

Size güvenen Cumhurbaşkanı’nı neden böyle hayal kırıklığına uğratıyorsunuz.

Neden onun güvenini, inancını, itimadını sarsıyor, yok ediyorsunuz.

Yazıklar olsun.
Artık ihmaliniz ihanete eşdeğer hale geldi.
Artık mızrak çuvala sığmaz oldu.

Eğer birazcık olsun sorumluluk duygunuz, mesuliyet bilinciniz ve mesleki onurunuz varsa istifa eder, dört merhumun ve FETÖ mücadelesinde Volkan Bayar  ve onun gibilerin ispiyonlamasıyla mağdur olan insanların ahını ve vebalini, bu ve öteki dünyada nasıl ödeyeceğinizi düşünürsünüz.

Başka yapacağınız hiçbir şey yürekleri soğutmayacak, hatanızı ve ağır ihmalinizi telafi etmeyecektir.

Eğer biraz olsun gururunuz kalmışsa istifa ederek; öncelikle size güvenen Cumhurbaşkanı’nı rahatlatır, devletin kurumlarını ve meslektaşlarınızı kendinizden kurtarırsınız.

YÖK başkanı,

Sakın ha, Osmangazi Rektörü gibi tevile ve konuya dair konuşmaya kalkma ve bu elim hadiseyle ilgili ağzını bile açma.

Sayın ve çok sevgili Rektör’ünle birlikte; hemen-şimdi vakit kaybetmeksizin  çekilin ve  istifa edin.

Günah ve vebaliniz için Allah’tan af  ve merhumların ailelerinden helallik dileyin.

Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.