Yabancı yatırımcıya dikkat..
Özellikle son zamanlarda ülkemize gelen yabancı yatırımcılar ve geliş şekillerini kısaca irdeleyerek yazıma başlayacağım. AK Parti iktidarıyla başlayan ekonomik iyileşme trendiyle birlikte, ülkemize yabancı yatırımcıların ilgisi artmaya başladı. 2010’lar sonrası Uluslararası Ekonomik Araştırma Kuruluşlarının da yatırım yapılabilir ülke olarak not’lamasıyla, iyice cazibe merkezi haline geldi. Bu bağlamda; bankacılık, borsa, bilişim, enerji vb. gibi konularda çok sayıda yatırım yapıldı ve yatırımcı ciddi sermayelerle ülkemize geldi.
Gelen bu yabancı sermayenin büyük kısmı sadece ticari saiklerle gelirken, bazıları manipülatif amaçlarla da gelmeye başladı. Türkiye’ye dair farklı siyasi ve stratejik emelleri olan ülkeler de, “yatırımcı” sıfatıyla ülkemize gelmeye başladı. Hatta bazı ülkeler ajan ve gizli servis elemanlarını, yatırımcı ve uzman sıfatıyla, “ekonomik tetikçi” nitelikli olarak ülkemize yolladı. Devletimiz bu yatırım ve yatırımcıları hüsnü kabulle ülkeye davet edip yatırımlarını teşvik ederken; bir yandan da ticari faaliyetlerin arka planındaki gizli emellerini de dikkatten uzak tutmadı ve tutmamalıdır da. Özellikle; 17-25 Aralık’ta Erdoğan husumeti ve Ak Parti düşmanlığıyla ortaya çıkan saldırılar Erdoğan’nın direnci, liderliği ve dik duruşuyla kısmen savuşturuldu. Ama ülkemize gizli emel besleyip, hesapları tutmayan yabancı güçler ve kuruluşlar farklı şekil ve kisvelerle saldırılara devam ettiler ve ediyorlar. Kimisi “paralel yapı”yla işbirliği içinde, kimisi de bazı medya organları ve firmalarla teşrik-i mesai içinde ülkemize gelmeye devam ettiler.
Ak Parti iktidarının sona erebilmesinin tek yolu olarak ülkede “ekonomik kriz ve kötülenme” olgusu olduğunu çok iyi bilen yabancılar ve güçlenen Türkiye düşmanları artık “yatırımcı” adıyla yoğun bir giriş başlattılar. Özellikle ABD ve Avrupa tandanslı kimi vakıf, finansal şirket ve enerji firmaları ülkemize gelip, il il dolaşarak yatırım araştırması yapmaya başladılar. Güya tek amaçları bakir olan ülkemizde yatırım yapmaktı. Ama ne hikmetse; bu kişi ve firmalar, bir yatırımcı için pek de cazip olmayan bölgelere ciddi yatırım planı yapmakta olduklarını dillendirmektedirler. Hakkari, Van, Şırnak, Mardin, Siirt vb. gibi bölgelerde yatırım seyahatleri yapmaktadırlar. Bu bölgelerin demografik yapısını da dikkate aldığımızda bu yatırım amaçlı düşüncelerin altında, başka bir plan olduğunu görmemek için kör olmak lazımdır.
Batı kökenli yatırımcı firmaların hedef seçtikleri enerji sektörü ve borsayı başat durumda gördüğümüzde ise; bunların kafalarının arkasındaki asıl amaçlara dair kuşkular daha da artmaktadır. Ak Parti iktidarını, ancak ülkede başlayacak ekonomik sıkıntıyla bitireceklerini düşünmektedirler.
7 Haziran seçimleri yaklaşırken ortaya koyulan “koalisyon” senaryolarının da arka planında, aynı yabancı zihniyetin Türkiye üzerindeki emelleri açıkça görünmektedir.
Eminim ki; devletimizin ilgili kurumları “yatırımcı” kisvesiyle gelen bu provakatif ve manipülatif ekonomik tetikçileri ve ajanları fark etmiş ve takibe almıştır. Bunların ülkemizde yapmaya çalıştıkları ekonomik ve dolayısıyla siyasi istikrarsızlık içeren kaos ve kargaşaya meydan vermeyeceklerine inanıyorum.
Ben de; bu ülkede ekonomik hayatın içinde olan birisi olarak pek çok yabancı yatırımcıyla muhatap olmaktayım. Özellikle Körfez Sermaye kökenlilerin samimiyetine inanmış birisi olarak; bu dönemde gelen ABD ve Avrupa kökenli yatırımcılarla ilgili ciddi endişeler taşımaktayım. Gelenlerin bazılarının Türkçe konuşabiliyor olması, ülkede en stratejik sektörlere ilişkin yatırım planları, limanlar ve gümrük kapılarının olduğu bölgeleri tercih etmeleri, özellikle petrol, petrol depolama işleri ve enerji sektörüne dair çok ciddi rakamlarla yatırım planları yaptıklarını söylemeleri bu kuşkumu artırmaktadır.
Ülkemizde yatırımın ve de yabancı yatırımın artmasını isteyen ve bunun için her türlü çabayı sarf eden birisi olarak, bu yatırımcıların çok iyi incelenmesi, gerçek amaçlarının görülerek buna göre davranılması konusunda devlet yetkililerini çok ciddi uyarmak istiyorum. Çünkü bunlar 7 Haziran seçim sürecinde muhalif partilere verecekleri gayrı ahlaki destekle ve seçim sonrası ekonomik istikrarı bozucu subjektif faaliyetleriyle ülkemiz için çok büyük tehlike arz etmektedirler.
Şimdi bana bu tesbitlere nasıl ulaştınız derseniz, tabiki öncelikle bu veri ve incelemeyi yaparken Devletin bazı kurumlarından bilgi olarak faydalanmaktayım, ancak başıma gelen bir olay var ki bu olay bu anlattıklarımı tam olarak perçinlemekte.
Bendeniz hem acizane yazar, hem bir devlet büyüğümüzün danışmanıyım. Benim bu durumumu bilen bir dost kanalı ile İngiltere’den ünlü bir ABD fonu yatırım için Türkiye’ye gelince benimle de görüşmek istedi. Ben de kendilerini memnuniyetle kabul ederek görüştüm, zira ülkeme yatırıma gelen her yatırımcı niyeti halis ise baş tacıdır. Bu fonun başkanı ile yaptığımız kısa görüşmede ve ardından gerçekleşen yemekte kendilerine Türk Ekonomisi'nin durumunu anlattıktan sonra yatırım için en uygun ülkedesiniz dedim ve ekledim yeter ki niyetiniz "HALİS" olsun. Kendilerine yukarıda anlattığım tesbitleri de kısaca sıraladıktan sonra sizin gibi bir ciddi fon tabiki bunu düşünmez, ancak yatırım konusunda ciddi iseniz elimden gelen yardımı yaparız, ancak sizleri yetkili mercilere bildirir ve onayını almak şartı ile sizlere yardımcı olurum diyerek konuyu kapattım.
Türkiye’ye Beş milyar Euro ile hemen gelmeyi düşünen bu fon tabi benim dışımda başka kişi ve firmalarla da görüştü. Bunu da biliyorum ve giderken kesinlik le sizden yardım almak istiyoruz dediler. Sonra hemen bu Fon ve aracı firması ile ilgili devletin gerekli birimlerine bilgi verip, bilgi istediğimde karşıma yukarıda anlattığım şekilde bir olayın içinde buldum kendimi, sonrada zaten beni hiç aramadılar, çünkü ben onların aradığı adam değildim. Yapacakları oyunlara izin vermezdim zira.
Tabiki ülkemize gelen çok ciddi ve amacı nerede ise bölgesinde çok büyük ivme yakalamış bu ülkede ticaret yaparak yatırım yapmak isteyen bir çok firma ve fon var, onlara zaten kapımız açık, özellikle son dönemde Arap sermayesi zaten bu konuda kendine liman arıyor ve bu liman da onlara Türkiye. Avrupa ve ABD’den de akıllı yatırımcıların direk tercihiyiz ancak diğer anlamda niyeti farklı yatırımcı ve fonlarada çok dikkat etmeliyiz .
Haftaya yeni Bir Portrede buluşmak üzere sağlıcakla kalın sevgili okurlarım.
Gelen bu yabancı sermayenin büyük kısmı sadece ticari saiklerle gelirken, bazıları manipülatif amaçlarla da gelmeye başladı. Türkiye’ye dair farklı siyasi ve stratejik emelleri olan ülkeler de, “yatırımcı” sıfatıyla ülkemize gelmeye başladı. Hatta bazı ülkeler ajan ve gizli servis elemanlarını, yatırımcı ve uzman sıfatıyla, “ekonomik tetikçi” nitelikli olarak ülkemize yolladı. Devletimiz bu yatırım ve yatırımcıları hüsnü kabulle ülkeye davet edip yatırımlarını teşvik ederken; bir yandan da ticari faaliyetlerin arka planındaki gizli emellerini de dikkatten uzak tutmadı ve tutmamalıdır da. Özellikle; 17-25 Aralık’ta Erdoğan husumeti ve Ak Parti düşmanlığıyla ortaya çıkan saldırılar Erdoğan’nın direnci, liderliği ve dik duruşuyla kısmen savuşturuldu. Ama ülkemize gizli emel besleyip, hesapları tutmayan yabancı güçler ve kuruluşlar farklı şekil ve kisvelerle saldırılara devam ettiler ve ediyorlar. Kimisi “paralel yapı”yla işbirliği içinde, kimisi de bazı medya organları ve firmalarla teşrik-i mesai içinde ülkemize gelmeye devam ettiler.
Ak Parti iktidarının sona erebilmesinin tek yolu olarak ülkede “ekonomik kriz ve kötülenme” olgusu olduğunu çok iyi bilen yabancılar ve güçlenen Türkiye düşmanları artık “yatırımcı” adıyla yoğun bir giriş başlattılar. Özellikle ABD ve Avrupa tandanslı kimi vakıf, finansal şirket ve enerji firmaları ülkemize gelip, il il dolaşarak yatırım araştırması yapmaya başladılar. Güya tek amaçları bakir olan ülkemizde yatırım yapmaktı. Ama ne hikmetse; bu kişi ve firmalar, bir yatırımcı için pek de cazip olmayan bölgelere ciddi yatırım planı yapmakta olduklarını dillendirmektedirler. Hakkari, Van, Şırnak, Mardin, Siirt vb. gibi bölgelerde yatırım seyahatleri yapmaktadırlar. Bu bölgelerin demografik yapısını da dikkate aldığımızda bu yatırım amaçlı düşüncelerin altında, başka bir plan olduğunu görmemek için kör olmak lazımdır.
Batı kökenli yatırımcı firmaların hedef seçtikleri enerji sektörü ve borsayı başat durumda gördüğümüzde ise; bunların kafalarının arkasındaki asıl amaçlara dair kuşkular daha da artmaktadır. Ak Parti iktidarını, ancak ülkede başlayacak ekonomik sıkıntıyla bitireceklerini düşünmektedirler.
7 Haziran seçimleri yaklaşırken ortaya koyulan “koalisyon” senaryolarının da arka planında, aynı yabancı zihniyetin Türkiye üzerindeki emelleri açıkça görünmektedir.
Eminim ki; devletimizin ilgili kurumları “yatırımcı” kisvesiyle gelen bu provakatif ve manipülatif ekonomik tetikçileri ve ajanları fark etmiş ve takibe almıştır. Bunların ülkemizde yapmaya çalıştıkları ekonomik ve dolayısıyla siyasi istikrarsızlık içeren kaos ve kargaşaya meydan vermeyeceklerine inanıyorum.
Ben de; bu ülkede ekonomik hayatın içinde olan birisi olarak pek çok yabancı yatırımcıyla muhatap olmaktayım. Özellikle Körfez Sermaye kökenlilerin samimiyetine inanmış birisi olarak; bu dönemde gelen ABD ve Avrupa kökenli yatırımcılarla ilgili ciddi endişeler taşımaktayım. Gelenlerin bazılarının Türkçe konuşabiliyor olması, ülkede en stratejik sektörlere ilişkin yatırım planları, limanlar ve gümrük kapılarının olduğu bölgeleri tercih etmeleri, özellikle petrol, petrol depolama işleri ve enerji sektörüne dair çok ciddi rakamlarla yatırım planları yaptıklarını söylemeleri bu kuşkumu artırmaktadır.
Ülkemizde yatırımın ve de yabancı yatırımın artmasını isteyen ve bunun için her türlü çabayı sarf eden birisi olarak, bu yatırımcıların çok iyi incelenmesi, gerçek amaçlarının görülerek buna göre davranılması konusunda devlet yetkililerini çok ciddi uyarmak istiyorum. Çünkü bunlar 7 Haziran seçim sürecinde muhalif partilere verecekleri gayrı ahlaki destekle ve seçim sonrası ekonomik istikrarı bozucu subjektif faaliyetleriyle ülkemiz için çok büyük tehlike arz etmektedirler.
Şimdi bana bu tesbitlere nasıl ulaştınız derseniz, tabiki öncelikle bu veri ve incelemeyi yaparken Devletin bazı kurumlarından bilgi olarak faydalanmaktayım, ancak başıma gelen bir olay var ki bu olay bu anlattıklarımı tam olarak perçinlemekte.
Bendeniz hem acizane yazar, hem bir devlet büyüğümüzün danışmanıyım. Benim bu durumumu bilen bir dost kanalı ile İngiltere’den ünlü bir ABD fonu yatırım için Türkiye’ye gelince benimle de görüşmek istedi. Ben de kendilerini memnuniyetle kabul ederek görüştüm, zira ülkeme yatırıma gelen her yatırımcı niyeti halis ise baş tacıdır. Bu fonun başkanı ile yaptığımız kısa görüşmede ve ardından gerçekleşen yemekte kendilerine Türk Ekonomisi'nin durumunu anlattıktan sonra yatırım için en uygun ülkedesiniz dedim ve ekledim yeter ki niyetiniz "HALİS" olsun. Kendilerine yukarıda anlattığım tesbitleri de kısaca sıraladıktan sonra sizin gibi bir ciddi fon tabiki bunu düşünmez, ancak yatırım konusunda ciddi iseniz elimden gelen yardımı yaparız, ancak sizleri yetkili mercilere bildirir ve onayını almak şartı ile sizlere yardımcı olurum diyerek konuyu kapattım.
Türkiye’ye Beş milyar Euro ile hemen gelmeyi düşünen bu fon tabi benim dışımda başka kişi ve firmalarla da görüştü. Bunu da biliyorum ve giderken kesinlik le sizden yardım almak istiyoruz dediler. Sonra hemen bu Fon ve aracı firması ile ilgili devletin gerekli birimlerine bilgi verip, bilgi istediğimde karşıma yukarıda anlattığım şekilde bir olayın içinde buldum kendimi, sonrada zaten beni hiç aramadılar, çünkü ben onların aradığı adam değildim. Yapacakları oyunlara izin vermezdim zira.
Tabiki ülkemize gelen çok ciddi ve amacı nerede ise bölgesinde çok büyük ivme yakalamış bu ülkede ticaret yaparak yatırım yapmak isteyen bir çok firma ve fon var, onlara zaten kapımız açık, özellikle son dönemde Arap sermayesi zaten bu konuda kendine liman arıyor ve bu liman da onlara Türkiye. Avrupa ve ABD’den de akıllı yatırımcıların direk tercihiyiz ancak diğer anlamda niyeti farklı yatırımcı ve fonlarada çok dikkat etmeliyiz .
Haftaya yeni Bir Portrede buluşmak üzere sağlıcakla kalın sevgili okurlarım.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.