Urfa ve Mardin seyahatim (1)
Merhaba sevgili Ogün gazetesi ve Ogün Haber okurları, yeni bir haftada daha sizlerleyiz. Bu hafta sizlere geçen hafta gerçekleştirdiğimiz Urfa-Mardin gezimden bahsedeceğim, Bir Portre’de kısaca bu haftaki portremizin konusu Urfa ve Mardin illerimiz olacak.
Neler anlatacaksın derseniz sizlere 4 günlük, benim için son derece önemli bu gezimizde gördüklerimi yöre halkının isteklerini ve bu yörelerimizdeki genel siyasi havadan bahsedeceğim. Öncelikle belirtmeliyim ki, uzun bir aradan sonra tekrar yurdumun bu güzel yöresinde olmaktan çok büyük mutluluk duydum ve büyük haz aldım. Bundan sonrada sıkça Urfa ve Mardin’e geleceğime buradaki dostlarıma söz verdim. Gelelim 4 günlük seyahatimize ve gezi izlenimlerime...
Ankara’da yoğun bir iş temposunda iken ziyaretime gelen sevgili dostum Abdullah Çetinkaya bana "Ağabey bu hafta sonu sayın Başbakanımızda Mardin ve Urfa’ya ziyarete gelecek, gel işin yoksa bizim memlekete davet edeyim. Hem siyasi havayı yoklarsın hem de tarihi ve manevi yerlerini gezmiş olursun" deyince yoğun tempoma rağmen, hemen bu teklifi kabul ettim.
Zira yıllar olmuştu bu güzel şehirleri ziyarete gidemediğim. Program yapıldı ve perşembe gecesi Ankara’dan Urfa’ya gitmek üzere Esenboğa Hava Limanına yola koyulduk.
Seyahatimize İstanbul’dan Başbakanımız Sayın Tayyip Erdoğan’ın yeğeni ve kadim ağabeyim Haydar Erdoğan’da katılınca seyahatimiz daha da renklendi. Zira Haydar Erdoğan kişiliği ile oldukça farklı ve renkli bir ağabeyim. Urfa’da dostlar tarafından karşılandık ve daha ilk gece, yıllar sonra bu güzel şehre gelme heyecanı ile nerede ise sabaha kadar önce balıklı göl olmak üzere şehri birde gece gözü ile gezdikten sonra bizi ağırlayanlar arasında olan, büyük ilgi ve misafirperverliğini esirgemeyen Akçakale Belediye Başkanı Abdulhakim Ayhan’ın deyişi ile "Ağabey yeter yürüyecek dermanım kalmadı" demesiyle otelimize çekildik.
Ertesi gün programı yapan Abdullah Çetinkaya kardeşim yolumuz Mardin deyince nerede ise tüm kültürleri içinde barındıran dünya kültür merkezi olmaya aday güzel ilimiz Mardin’e yola çıktık. Yol boyunda Abdullah kardeşimin dayı köyüne uğrayıp kahvaltımızı bu güzel Anadolu evinde, onların sevgi dolu misafirperverliği ile yaptıktan sonra yola devam ettik.
Henüz Mardin’e varmadan Kızıltepe ilçesinde bir soluklanalım değince burada yine bizleri kalabalık bir topluluk karşıladı ve Abdullah kardeşimin başka bir dayısının pastanesinde muhteşem ikramlardan tadarak yola devam ettik ve sonunda Mardin’e ulaştık. Burada bizi Mardin’li dostlar karşıladı ve zamanı iyi değerlendirme adına doğruca çok merak ettiğim "Kasımiye Medresesi" ne gittik. 15.Yüzyılda Akkoyunlu Hükümdarı Kasım bey tarafından yaptırılmış bu medrese hala o yüzyılı yaşatıyor konuklarına, Haydar ağabey burayı o kadar beğendi ki, görevli arkadaşın bize anlattığı bu tarihi, kelime kaçırmadan hayranlıkla izlerken kardeşim Ali ile bendenizde bu hayranlığı ve burada olmanın heyecanı yaşadık.
Burası ile ilgili anlatacak çok şey var, ancak benim satırlarım buna yetmez.. Bu nedenle merak edenler için mutlaka gelip görün diyebilirim. Kasım’ın Timur tarafından öldürüldüğü yeri, kanın yerde kalmasın tabirini çıkaran kanlı duvarı, insanın ilk doğumu ile ölümüne kadar süren serüveni temsil eden çeşme ve önündeki havuzu vb. anlatmakla bitecek gibi değil.
Cemil İpekçi bizden bir hafta önce yöre Millet Vekillerinin itirazına rağmen Mardin Valimizin ısrarları ile burada yaptığı defile ile burayı moda severlere tanıtırken bence Sayın Vali son derece doğru bir karar vermiş. Buralar bence hala yeterince dünyada tanınmıyor, buna rağmen burada gördüğüm yerli yabancı turist sayısı beni mutlu etti.
Hava kararmaya başlarken özellikle Süryaniler için çok önemli bir yeri olan muhteşem "Deyrulzafaran Manastırı(Mor Hananyo)" na geldik. İnanın sevgili okurlarım tek kelime ile harika bir yer. Bu manastırda keşke imkanım olsa da bir gece kalabilseydim.
Heyetimizi Manastırın Müdürü İsak bey gezdirdi, sonunda bitkin bir şekilde bu manastırdan sorumlu Vakfın Başkanı Suphi Uslani ‘nin odasında bir çay molası verdik.
Başkan bize bu manastırı anlatırken hayretler içinde kaldım, özellikle Başbakanımız Tayyip Erdoğan’a duyduğu muhabbet ve hayranlık dolu sözlerinin altı çizilir.
Kısaca burada ki Süryani vatandaşlarımız kesinlikle Tayyip Erdoğan’cı zira Ak Parti hükümetlerine kadar sürekli göç verip mutsuz olan bu insanlar şimdi dinlerini özgürce ve istedikleri gibi yaşamanın mutluluğunu anlatıyorlardı bize.
Bu arada Mardin Belediyesi Ak Partili ve Suphi beyin aynı zamanda Ak Partiden meclis üyesi ve Belediye Başkan Vekili olduğunu öğrendiğimde bir kere daha Ak Partiyi takdir ettim. Daha sonra Başkan ile olan sohbetimizi sonlandırıp maalesef gezilecek çok yerler olmasına rağmen akşam olduğu için Mardin gezisini daha sonra tekrar gelmek üzere sonlandırırken dostlarımızı kıramayarak kısa bir şehir turunu müteakip, Ak Partili dostumuz Ferah Kaya’nın kardeşinin kına gecesine katıldık.
Burada oldukça güzel karşılandık ve konuk edildik, Ferah bey konuşmasında bana biraz siyasete girerek "İnanın partimi ve özellikle Tayyip beyi o kadar çok seviyorum ki, onun uğruna hiç düşünmeden her şeyimi veririm." derken gözlerinin içi gülüyordu. Mardin kesinlikle Ak Partinin kalelerinden biri burada kiminle konuşsanız, önce Tayyip Erdoğan’cı sonra Ak Partili biraz BTP kokusu da var ama bence oldukça cılız bu ilimizde.
Bu güzel ilimizden, Ferah Kaya, Bedran Bulut, Avukat Hayrettin Kaya, Avukat Özge Bulut Kaya’yı tebrik ettikten sonra birde kına gecesinde karşılaştığım çok eski dostum Şıh ile de vedalaşarak bu güzel ilimizden ayrılıp Urfa’ya geri döndük.
Urfa’ya gelir gelmezde tarihi havası ile Urfa’yı anlatan El Ruha otelindeki odalarımıza çekildik, zira ertesi gün bizi yine yoğun bir gezi programı bekliyordu.
Sevgili okurlarım bu seyahatimiz hem tarihi hem siyasetinde nabzını tutmayı amaçladığı için hem yoğun hem de çok güzeldi. Bu geziyi daha kısada anlatmam mümkün olmadığı için yazımı iki bölüme böldüm, bir dahaki portremde kaldığımız yerden devam edeceğim.
Eğer biraz keyif aldınız ise inanın devamında çok daha keyif alacaksınız, zira Urfa , Harran, Akçakale, Suruç gezimiz tarihi mekanlar manevi hava özellikle Hz.İbrahim ziyaretimiz ve diğer evliyalara ziyaretlerimiz ile eh birazda Urfa siyaseti ile Tayip Erdoğan’ın Mardin ve Urfa gezisi izlenimlerimi ve sevdiğim Ak Parti üst yönetimindeki dostlarımdan aldığım özel bilgilerle, özellikle Urfa halkı ile yaptığım sohbetlerden de bahsedeceğim.
Bir dahaki Portrede buluşmak üzere sağlıcakla kalın.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.