Hatırlar mısınız; Mahmut Abbas ve ABD Dışişleri Bakanı Blinken arasındaki gülüşmeye takmıştım.
Gazze yanarken yaşanan bu enstantane garibime gitmiş ve kınamıştım.
Fotoğraf zihnimden bir türlü silinmedi.
Bunun bir arka planı olmalıydı,
Bu bağlamda hem düşündüm/hem araştırdım/hem de yurtdışı menşeili bazı dostlarla istişareler yaptım.
Acaba diyorum,
Plan/büyük bir plan/hatta Ortadoğu'da tüm dengeleri değiştirecek ölçüde kapsamlı bir plan hazırlayan birileri Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'a şöyle demiş olabilir mi:
"Bak Abbas Ağa,
Bizim gücümüzü bilirsin; oyun kuran/oyun bozan/plan yapan/plan bozan sadece biziz.
Ve görüyorsun ki küresel ölçekte bir plan dahilinde hareket ediyoruz.
Bunu görmemiş olman için kör olman lazım.
Dünyayı bir tuval gibi düşün ve biz de, bu tuvale yeni bir dünya portresi yapmak istiyoruz.
Bu bağlamda;
Önce Pandemi ilanıyla tuvali gri renge boyadık.
Öncesindeki destabilize çalışmalarımızı saymıyorum bile…
Sonrasında küresel bir ekonomik kriz/enflasyonist ortam ve lojistik zincirinde kırılma yaşattık.
İnandırıcı olsun diye Amerika'yı bile enflasyonla imtihan ettik mi? Ettik…
NATO zirvesinde meydan okuyarak Avrupa ülkelerini hizaya çektik mi? Çektik…
Bak; Rusya'yı bile Ukrayna ile savaştırıyoruz.
Hatta nasıl bir savaş/kim kimi vuruyor/gerçekten bir savaş var mı yok mu belli bile değil. Ama zaten istediğimiz bu zeminin oluşmasıydı ve bunu yaşatıyoruz.
Neyse, lafı uzatmayalım; sıra geldi Ortadoğu'ya…
Ve buranın en kullanışlı fitili/ateşleme noktası/cehennem ateşinin startı İsrail-Filistin husumetidir.
Fitili Hamas ateşleyecek.
Sen de, bu Hamas'tan zaten muzdarip ve rahatsızsın.
Abbas Ağa,
Bir müteahhit düşün; devasa bir alana devasa bir şehir kurmak istiyor ve arazi topluyor.
Fakat normal şartlarda bazılarının dik başlı yaklaşımları ve biraz da pahalıya mal olma ihtimali var.
Bunun için bir karışıklık yaratılması ekmeğimize yağ sürecek.
Hani su bulanmadan durulmaz derler ya; aynen o misal…
Biz de yaptığımız planda Hamas'ı tetikçi, İsrail'i ise züccaciyeci dükkanına giren fil gibi kullanacağız.
Kassam Tugaylarını Hamas'ın, Netanyahu'yu da İsrail'in kuduz köpeği olarak kullanacağız.
Bu arada, İsrail'de halk desteğini kaybetmiş ama gözü kanlı ihtirası devam eden Netanyahu'ya birazcık siyasi kredi tanımak kucağa düşmesi için yetti!
Sonra da, tıpkı ikinci dünya savaşının bitirilmesi sürecinde olduğu gibi ama farklı bir formatla büyük abi Amerika devreye girerek huzur ve sükunu tesis edecek/mıntıka temizliği yapacak ve herkese bir ayar verecek.
Ama bu noktaya gelmeden de epeyce bir şeyler olmalı.
Mesela, ismi Gazze olan yerleşim yeri var olmaya devam etmeli ama isimden ibaret kalmalı.
Birinci kademede Lübnan/Ürdün/Mısır/İran/Suriye/Irak ve hatta İsrail istediğimiz noktaya gelmeli.
İkinci kademede Türkiye/Arabistan/Körfez Ülkeleri ve hatta Azerbaycan bize göre konumlanmalı…
Müteahhit örneğinden hareketle; planladığımız şehir için pek çok arazi sahibiyle(ülkeyle) anlaştık.
Ama yine de bir kriz/çatışma/savaşa ihtiyacımız var.
Uzatmayalım; sana teklifimiz şu:
Batı Şeria sende kalacak ve sen de Hamas'la başlayan sürece/Gazze'nin yoklaştırılmasına sesini çıkartmayacaksın.
Arada bir "İsrail'i durdurun! Gazze'yi kurtarın! Amerika neredesin! Nerede bu Birleşmiş Milletler!" filan gibi laflar edeceksin,
Ki, tavrın daha inandırıcı olsun!"

Tüm bunları sessizce dinleyen Abbas başını kaldırıyor ve diyor ki; "Ama çok kan akar/çok Filistinli ölür ve ben bunun izahını nasıl yaparım?"
O birileri gülümseyerek cevap veriyor:
"…Aman be Abbas Ağa!
İnsan dediğin nedir ki; böcekten farkı yok.
Zaten doğum oranlarınız yüksek. Kısa zamanda yine artarsınız.
Ölen ölür, kalan sağlar ve Batı Şeria senindir" demişlerdir muhtemelen…
Abbas Ağa'nın soru işaretleri bitmemiştir ve devam eder sormaya:
"…tamam da, bu bölgede örgüt fazla. Hele de Hizbullah ve dolayısıyla İran'ın pozisyonu ne olacak?"
O birilerinin cevabı hazır:
"Sen merak etme,
Hiçbir örgüt bizden habersiz ve izinsiz kurulamaz/semiremez/ayakta kalamaz ve kurşun bile atamaz…
Onu da hesapladık/planladık.
Sen bunları kafanı takma; güç bizde/akıl bizde/para bizde/silah bizde ve biz her şeyi düşündük!..
Amerikan üslerine saldırı oldu deriz; bunu da İran'ın veya Hizbullah'ın üzerine yıkarız ve ipleri ele alırız…
Hatta Filistin'de hastane vurulur bunu İsrail yapmadı deriz,
İnanmasalar da yediririz!"

Abbas Ağa tamam der,
O birileri, rolünü iyi oynamasını/yaşlı olduğu için unutmamasını tembihler!
Ve hatta üstüne basa basa derler ki;
"Bak Ağa!
Biz, Biden'a bile güvenmediğimiz için eline bir kağıt tutuşturuyor ve sadece yazılı metni oku diyoruz.
Çünkü o da senin gibi yaşlandı ve unutuyor/falso veriyor/yönünü şaşırıyor.
Gerçi Biden'ın bu hali de işimize de yarıyor ama neyse, bunun konumuzla alakası yok…"

Bu noktada görüşme tam noktalanacakken Abbas Ağa kısık bir sesle "…ya Türkiye.." diyecek oldu.
O birilerinin karşılığı net oldu:
"Türkiye, rüzgara karşı tükürmeyecek kadar akıllı ve akılcı bir reflekste…"

Arkadaşlar!
Bu senaryolaştırmayı neden yaptım?
Yaptım; çünkü başka bir alternatif aklıma gelmiyor.
Güya, yıllarını Filistin davasına adamış Mahmut Abbas'ın Blinken'le gülüşmesini hafsalam almıyor.
Gazze'de her sekiz dakikada bir çocuk ölüyor,
Gazze'de taş üstünde taş kalmıyor,
İsrail denen devlet Gazze'yi dümdüz etmeye azmetmişçesine saldırdıkça saldırıyor ama Abbas Ağa bu zulmü/katliamı/bombalamayı yapan İsrail'e, sonsuz/koşulsuz ve kayıtsız-şartsız destek veren ABD'nin Dışişleri Bakanıyla görüşürken gülüyor!

Bu arada, geçen gün ABD Başkanı Biden basın toplantısı yaparken bir anda yarıda kesti ve acil durum odasına gidiyorum dedi.
Çadır tiyatrosunu görüyor musunuz,
Ne güzel oynuyorlar!
Basın toplantısını yarıda kesmesine sebep ne?
Amerika'nın Suriye'deki üstlerine saldırı olmuşmuş…
Sonraki gün hemen açıklama geliyor;
Saldırı İran ve Hizbullah merkezli…
Hollywood yıllar önce bir film yapmıştı.
İsmi "Wag the Dog".
Türkçeye "Başkanın Adamları/Başkanın Köpekleri" diye çevrilmişti.
Olan bir ülkeye olmayan bir saldırı, olmayan bir savaş ve olmayan bir kriz çıkartılmıştı..
Burada da aynen öyle; İsrail veya Amerika'ya ait bazı hedeflere bir saldırı olur, belki de bu saldırı Amerikalılarca yapılmıştır ama saldırıyı yapan İran taraftarı veya Filistinli bir örgüt olarak dünya kamuoyuna ilan ediliverir.
Ne kadar "ben/biz yapmadık" diye yırtınırsan yırtın,
Algı operasyonu başlamıştır bir kere ve Amerika'dan başka kimsenin sesi duyulmaz ve dinlenmez olur…

Son olarak şunu da fark ettiniz mi;
Amerika İsrail'e koşulsuz destek veriyor,
Hatta bu Amerika, 500 kişinin katledildiği Gazze hastane bombalanmasını bile İsrail yapmadı diyor.
Hal böyleyken tüm Müslüman ülkeler, Filistinlilerin hakkı ve İsrail saldırılarının durdurulması için yine dönüp Amerika'dan bir şeyler yapmasını ve himmet etmesini bekliyor!
Ne kadar acı değil mi!..

Not:
Arkadaşlar!
Sinirlerim çok bozuk ve kafamdan geçenleri geçtiği gibi ve spontane şekilde anlattım bu defa…



Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.