FETÖ'nün tükenen finansı ve bitişin başlangıcı
Yüz yıl önce çizilen haritaların yeniden dizayn edilme sürecinin eşiğindeyiz. Sınırların sadece haritalarda teorik düzlemden ibaretleştiği bir süreçteyiz.
Büyük Güçler sahip oldukları ekonomik, askeri ve jeopolitik varlıklarıyla yeni bir “Güç Haritası” oluşturma savaşına başladı.
Bugün bu savaşın odağında Ortadoğu yer almaktadır.
Ortadoğu’nun da mihenk noktası Türkiye’dir.
Çünkü ülkemizin stratejik ve coğrafi konumu yeni dünya düzeninde oluşturulmak istenen “Güç Haritası”nın merkezinde yer almaktadır.
Güncel politik ve diplomatik olaylara bakarken işin arka planındaki derinliği asla göz ardı etmemeliyiz. Görünen olayların arkasında öyle derin ve uzun yılları etkileyecek proje ve planlar kurgulanıyor ki….
Oyunlar değişiyor, oyuncular değişiyor, dünün aktörleri sahneden indiriliyor, yeni figüran, argüman ve verilerle yepyeni projeksiyonlar yapılıyor.
Geçen hafta Tunus’da dünyadaki ekonomik, siyasi ve diplomatik özellikli önemli bir toplantıya katıldım. Çok farklı, değişik ve ilginç konuşma ve istişarelere şahit oldum.
Dünya düzenine dair konuşulan pek çok şeyi bir kenara bırakarak FETÖ’ye dair son durumla alakalı bazı durumları paylaşmak istiyorum.
Clinton’a yatırım yapan FETÖ bugün ABD’de huzursuz, sıkıntılı ve zorda. Yeni ABD yönetiminden umutsuzlar. Her ne kadar halen özellikle CIA ve diğer stratejik kurum kadroları tam anlamıyla değişmemiş de olsa; Nisan sonrası ABD’de Trump’ın etkinleştiği sürece girilecektir.
Bu durum ise, FETÖ için ABD’yi güvenli liman olmaktan çıkartacaktır. Zaten farklı ülkelere (Kanada, Güney Afrika vb. gibi) transfer hazırlıkları yapmaya başlamış haldeler.
Ama en büyük sıkıntıları ekonomik boyutta kendini göstermeye başladı. Himmet musluklarının kesilmesi kendi aralarında ciddi kargaşa ve anlaşmazlıklara yol açıyor. Elebaşlarının rahat ve sıkıntısız yaşadığını görmek daha alt düzeydekilerine rahatsızlık vermeye başladı.
Çünkü her illegal oluşum veya terör örgütlerinde olduğu gibi FETÖ’de de finansal ayağın zayıflaması iç huzursuzlukları ve çatışmaları doğurdu ve bu durum daha da belirginleşecektir.
Her ne kadar “bahar yaklaştı, yeni bir bahar geliyor vb” gibi afaki ve ütopik söylemlerle kitlelerine “yıkılmadık ayaktayız” mesajı vermeye başlasalar da; aslında bu onların iflasını gizlemek isteyen müflis tüccarın gösterişli görünmesi gibi düşüşü gizlemekten başka birşey değildir.
Hele de Nisan sonrası ABD süreci, FETÖ için yeni ve zorlu bir dönemi başlatacaktır.
Evet bir anda bitmeyeceklerdir,
Çünkü FETÖ’nün, ABD’de istihbarat örgütleri içinde uzun zamandır çok ciddi ilişkiler geliştirdiği bir realitedir. Hal böyleyken; yıllardır çöreklenerek varlık oluşturan bir terörize grubu hemen yok etmek mümkün olmayacaktır.
Bu gerçeğin farkında olmak lazım.
Trump’ın iktidarını pekiştirmesine paralel olarak FETÖ unsurlarında zayıflama hızlanacak ve dağılmak süreci kaçınılmazlaşacaktır.
ABD’nin Trump’la başlayacak “Yeni Dünya Konsept”inde FETÖ unsurlarına pek yer olmayacağı kanaatindeyim. Katıldığım toplantılara katılan ABD’den gelenlerden edindiğim izlenim de bu cihettedir. Eski yönetimle iş tutan FETÖ’nün, yeni yönetimle bir işbirliği tesis etmesi mümkün olmayacaktır.
Türkiye ve Referanduma gelince;
ABD’nin eski yönetim unsurları, FETÖ, Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkeleri, PKK, İŞİD, PYD/PKK, içerdeki işbirlikçiler, eski piyon siyasiler, MHP içinden ıskarta edilmişler, düne kadar sesi çıkmayan emekli elçiler, yöneticiler, akademisyenler adeta “Edirne’ye Enver gireceğine Bulgar girsin” diyen zihniyetin bugüne yansıması gibi ittifaken “Hayır” korosunda yer aldılar.
Erdoğan muhalefetinde adeta kimlerle ittifak ettiklerinin farkında bile değiller. Halbuki birazcık basiret, feraset ve sağduyuyla bakılsa kimlerin niçin aynı cephede yer aldığını göreceklerdir.
Daha önce bir araya gelmeleri mutlak imkansız görünen kişi ve zihniyetlerin bir ve birarada olmaları pek çok şeyi gözümüze sokmuyor mu…?
(Bunu söylerken de; kimseyi terörle ve terörisle “hayır” noktasında aynı kefeye koymuyorum, koymam. Kimseyi keskin çizgilerle asla ötekileştirmiyorum, ötekileştirmedim. Kimseyi “hayır” dediği veya diyeceği için hain, terörist ittifakçısı gibi yaftalamadım, yaftalamam da..)
Ama lütfen biraz sağduyu,
Biraz basiret,
Husumetsiz muhalefet,
Ve “büyük resme” nazar edilsin…
Yoksa “Bizdeki muhalefet iktidarı düşürmek uğruna devleti düşürmeye razıdır” sözündeki bakar körlüğü ve akıl tutulmasını yaşamış oluruz.
Hep söyledim, yine söylüyorum.
Bu referandumda “Evet” sadece basit bir evet’den ibaret değildir.
Evet yeni dünya düzeni için planlanan “yeni bir yüzyıl” için elimizin güçlenmesidir.
Güçlü Türkiye olarak yeni dünyada yerimizi almanın anahtarıdır.
Yeni Yüzyılda güçlenen Türkiye’nin, güçlenme adımlarının devamıdır.
Lütfen Ülkesel bakalım,
Lütfen gelişmelere Erdoğan odaklı ve takıntılı bakmayalım,
Dünya ölçeğinde Güç Haritasını doğru okuyalım,
İçerdeki muhalifliğimizi harice karşı bir kenara bırakalım,
Karşı karşıya olduğumuz tehlike büyük, düşman çok ve hasımlar ittifak halinde,
Bu durumun farkında ve bilincinde olarak; safları sıklaştırmalı, dahili ihtilaflarımızı unutmalı, birlik ve beraberlik içinde vatansever ruhumuzla “Ülkesel” bakmalıyız.
Başka çaremiz ve yolumuz yoktur.
Yoksa her şey için çok geç olabilir.
Yazıma Tunus ile başladım Tunus ile sonlandıracağım. Öncelikle Tunus Büyükelçimiz Ömer Faruk Doğan’a teşekkür ediyorum. Seyehatimizde bize gösterdiği misafirperverlik çok alicenap ve onur verici idi. Sayın Büyükelçi bilindik Dışişleri bürokrasisi konsepti dışında, ülkemizi temsile yönelik özverili kişiliği ve çalışmaları örnek nitelikte birisi.
Tunus’un ülkemize olan muhabbet ve bakış açısını bizzat gördüm, gözledim. Bayrağından yaşam tarzına kadar ülkemize benzerliği ruhlarına da yansımış gibiydi. Milli günlerini de onlarla beraber idrak etmek ayrı bir heyecan verdi.
Tunus’da ülkemize “rol-model” bakışını her an hissettim. Tunus başta olmak üzere tüm Kuzey Afrika ülkelerinde de gözler hala ve hep ülkemizdedir.
Sağolasın güzel Tunus, teşekkürler sayın Büyükelçimiz….
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlarım...
Büyük Güçler sahip oldukları ekonomik, askeri ve jeopolitik varlıklarıyla yeni bir “Güç Haritası” oluşturma savaşına başladı.
Bugün bu savaşın odağında Ortadoğu yer almaktadır.
Ortadoğu’nun da mihenk noktası Türkiye’dir.
Çünkü ülkemizin stratejik ve coğrafi konumu yeni dünya düzeninde oluşturulmak istenen “Güç Haritası”nın merkezinde yer almaktadır.
Güncel politik ve diplomatik olaylara bakarken işin arka planındaki derinliği asla göz ardı etmemeliyiz. Görünen olayların arkasında öyle derin ve uzun yılları etkileyecek proje ve planlar kurgulanıyor ki….
Oyunlar değişiyor, oyuncular değişiyor, dünün aktörleri sahneden indiriliyor, yeni figüran, argüman ve verilerle yepyeni projeksiyonlar yapılıyor.
Geçen hafta Tunus’da dünyadaki ekonomik, siyasi ve diplomatik özellikli önemli bir toplantıya katıldım. Çok farklı, değişik ve ilginç konuşma ve istişarelere şahit oldum.
Dünya düzenine dair konuşulan pek çok şeyi bir kenara bırakarak FETÖ’ye dair son durumla alakalı bazı durumları paylaşmak istiyorum.
Clinton’a yatırım yapan FETÖ bugün ABD’de huzursuz, sıkıntılı ve zorda. Yeni ABD yönetiminden umutsuzlar. Her ne kadar halen özellikle CIA ve diğer stratejik kurum kadroları tam anlamıyla değişmemiş de olsa; Nisan sonrası ABD’de Trump’ın etkinleştiği sürece girilecektir.
Bu durum ise, FETÖ için ABD’yi güvenli liman olmaktan çıkartacaktır. Zaten farklı ülkelere (Kanada, Güney Afrika vb. gibi) transfer hazırlıkları yapmaya başlamış haldeler.
Ama en büyük sıkıntıları ekonomik boyutta kendini göstermeye başladı. Himmet musluklarının kesilmesi kendi aralarında ciddi kargaşa ve anlaşmazlıklara yol açıyor. Elebaşlarının rahat ve sıkıntısız yaşadığını görmek daha alt düzeydekilerine rahatsızlık vermeye başladı.
Çünkü her illegal oluşum veya terör örgütlerinde olduğu gibi FETÖ’de de finansal ayağın zayıflaması iç huzursuzlukları ve çatışmaları doğurdu ve bu durum daha da belirginleşecektir.
Her ne kadar “bahar yaklaştı, yeni bir bahar geliyor vb” gibi afaki ve ütopik söylemlerle kitlelerine “yıkılmadık ayaktayız” mesajı vermeye başlasalar da; aslında bu onların iflasını gizlemek isteyen müflis tüccarın gösterişli görünmesi gibi düşüşü gizlemekten başka birşey değildir.
Hele de Nisan sonrası ABD süreci, FETÖ için yeni ve zorlu bir dönemi başlatacaktır.
Evet bir anda bitmeyeceklerdir,
Çünkü FETÖ’nün, ABD’de istihbarat örgütleri içinde uzun zamandır çok ciddi ilişkiler geliştirdiği bir realitedir. Hal böyleyken; yıllardır çöreklenerek varlık oluşturan bir terörize grubu hemen yok etmek mümkün olmayacaktır.
Bu gerçeğin farkında olmak lazım.
Trump’ın iktidarını pekiştirmesine paralel olarak FETÖ unsurlarında zayıflama hızlanacak ve dağılmak süreci kaçınılmazlaşacaktır.
ABD’nin Trump’la başlayacak “Yeni Dünya Konsept”inde FETÖ unsurlarına pek yer olmayacağı kanaatindeyim. Katıldığım toplantılara katılan ABD’den gelenlerden edindiğim izlenim de bu cihettedir. Eski yönetimle iş tutan FETÖ’nün, yeni yönetimle bir işbirliği tesis etmesi mümkün olmayacaktır.
Türkiye ve Referanduma gelince;
ABD’nin eski yönetim unsurları, FETÖ, Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkeleri, PKK, İŞİD, PYD/PKK, içerdeki işbirlikçiler, eski piyon siyasiler, MHP içinden ıskarta edilmişler, düne kadar sesi çıkmayan emekli elçiler, yöneticiler, akademisyenler adeta “Edirne’ye Enver gireceğine Bulgar girsin” diyen zihniyetin bugüne yansıması gibi ittifaken “Hayır” korosunda yer aldılar.
Erdoğan muhalefetinde adeta kimlerle ittifak ettiklerinin farkında bile değiller. Halbuki birazcık basiret, feraset ve sağduyuyla bakılsa kimlerin niçin aynı cephede yer aldığını göreceklerdir.
Daha önce bir araya gelmeleri mutlak imkansız görünen kişi ve zihniyetlerin bir ve birarada olmaları pek çok şeyi gözümüze sokmuyor mu…?
(Bunu söylerken de; kimseyi terörle ve terörisle “hayır” noktasında aynı kefeye koymuyorum, koymam. Kimseyi keskin çizgilerle asla ötekileştirmiyorum, ötekileştirmedim. Kimseyi “hayır” dediği veya diyeceği için hain, terörist ittifakçısı gibi yaftalamadım, yaftalamam da..)
Ama lütfen biraz sağduyu,
Biraz basiret,
Husumetsiz muhalefet,
Ve “büyük resme” nazar edilsin…
Yoksa “Bizdeki muhalefet iktidarı düşürmek uğruna devleti düşürmeye razıdır” sözündeki bakar körlüğü ve akıl tutulmasını yaşamış oluruz.
Hep söyledim, yine söylüyorum.
Bu referandumda “Evet” sadece basit bir evet’den ibaret değildir.
Evet yeni dünya düzeni için planlanan “yeni bir yüzyıl” için elimizin güçlenmesidir.
Güçlü Türkiye olarak yeni dünyada yerimizi almanın anahtarıdır.
Yeni Yüzyılda güçlenen Türkiye’nin, güçlenme adımlarının devamıdır.
Lütfen Ülkesel bakalım,
Lütfen gelişmelere Erdoğan odaklı ve takıntılı bakmayalım,
Dünya ölçeğinde Güç Haritasını doğru okuyalım,
İçerdeki muhalifliğimizi harice karşı bir kenara bırakalım,
Karşı karşıya olduğumuz tehlike büyük, düşman çok ve hasımlar ittifak halinde,
Bu durumun farkında ve bilincinde olarak; safları sıklaştırmalı, dahili ihtilaflarımızı unutmalı, birlik ve beraberlik içinde vatansever ruhumuzla “Ülkesel” bakmalıyız.
Başka çaremiz ve yolumuz yoktur.
Yoksa her şey için çok geç olabilir.
Yazıma Tunus ile başladım Tunus ile sonlandıracağım. Öncelikle Tunus Büyükelçimiz Ömer Faruk Doğan’a teşekkür ediyorum. Seyehatimizde bize gösterdiği misafirperverlik çok alicenap ve onur verici idi. Sayın Büyükelçi bilindik Dışişleri bürokrasisi konsepti dışında, ülkemizi temsile yönelik özverili kişiliği ve çalışmaları örnek nitelikte birisi.
Tunus’un ülkemize olan muhabbet ve bakış açısını bizzat gördüm, gözledim. Bayrağından yaşam tarzına kadar ülkemize benzerliği ruhlarına da yansımış gibiydi. Milli günlerini de onlarla beraber idrak etmek ayrı bir heyecan verdi.
Tunus’da ülkemize “rol-model” bakışını her an hissettim. Tunus başta olmak üzere tüm Kuzey Afrika ülkelerinde de gözler hala ve hep ülkemizdedir.
Sağolasın güzel Tunus, teşekkürler sayın Büyükelçimiz….
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlarım...
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.