Bundan sonra ne olacak?

Bundan sonra ne olacak?

Suriye’de asıl iş/daha önemli süreç şimdi başlıyor.
“Savaş bitti; daha önemlisi mi olur!” demeyin.
Yeni Suriye Yönetimi’nin oluşması süreci bana göre daha ve en önemlisidir.
Çünkü böylesi savaş bitiren gelişmelerden sonra, kaotik bir sürecin başlama riski hep yüksek olmuştur.
Öncelikle,
Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi,
Suriye Afganistan olmayacak,
HTŞ, Taliban gibi davranmayacak,
Türkiye ise Pakistan konumunda kalmayacaktır.
Çünkü Türkiye Devleti ve coğrafyası bambaşka bir konumda ve farklı bir stratejik noktada…
Keza Suriye’nin coğrafi konumu küresel ticaret açısından bu ülkenin  Afganistan gibi olmasına elverişli değil.
HTŞ’ye gelince;
Şuana kadar sergiledikleri yaklaşıma bakınca Talibanvari bir konumlanmanın, kendilerini yeniden marjinal hale getireceğinin ve böylesi yönetsel bir reflekse girdiklerinde buna müsaade edilmeyeceğinin farkındalar!

Son on-on beş gündür Suriye üzerine yazdığım yazılarda “Türk Devlet ve iktidar politikasını” isabetli bulduğumu,
Akıl ve akılcılık içerdiğini,
Romantizmden uzak, realite çerçevesinde oluştuğunu söyledim.
Şuana dek de gayet iyi geldi.
Bundan sonra ne olacak?
Suriye’de yeni bir rejim ve yönetim oluşacak.
Bu konuda herkes hemfikir.
Ama bazı sorular halen cevapsız ve beni de kaygılandıran sorular.
Kaldı ki bazı gelişmelere dair belirsizliklerin olması ve süreç ilerledikçe sorulara dair sorun oluşması veya çözüme kavuşması böylesi süreçlerin doğasında var.

Kaygılarım ve sorularım neler?
—Yeni rejim ve yönetim oluşurken HTŞ içindeki radikal gruplar ne olacak?  Müştereklik arz etmesi gereken yönetsel formüllere ne kadar uyum sağlanacak?
—Uyum sağlamayan gruplar radikalize olup, yeniden terörize  eylemlere yönelecek mi?
—Yeni yönetimin sosyolojik yapıyla nasıl bir iletişimi olacak?
—Yani Fırat’ın doğusundaki Kürtlerle/PYD ile,
Nusayri bölgesiyle,
Dürzi kesimlerle,
Sünni ve Türkmen gruplarla nasıl bir yönetsel irtibat ve paylaşım oluşturulacak?
—Ülkenin yeraltı ve yer üstü kaynakları konusunda nasıl bir tasarruf oluşacak?

Türkiye açısından ise:
—Şuana dek muhalifler diye anılan grupların muhalifliği bitecek.
Özellikle de HTŞ yönetime geçecek. Bu yönetimin Türkiye ile ilişkileri aynı samimiyette devam edecek mi?
—Türkiye’nin sınır güvenliği için güvence verilecek ve ona muvafık bir konumlanma oluşacak mı?
—Yeni yönetim oluşurken gerek deneyim paylaşımı ve gerekse de Türkiye’nin menfaatlerinin gözetilmesi açısından Türkiye ile ne kadar etkin ve yoğun bir diyalog kurulacak?
—Türkiye’de bulunan sığınmacıların Suriye’ye dönmeleri konusunda sağlıklı bir plan yapılabilecek mi?
—Bölgeye müdahil Amerika/İngiltere/İsrail/Fransa/Rusya tıpkı İç Savaşın başladığı yıllarda olduğu gibi sürecin yükünü yine Türkiye’ye mi yüklemeye çalışacak?

Kendi tespit ve öngörümü paylaşmak istiyorum:
Zor/sıkıntılı ve maliyeti oldukça ağır olan 10-15 yıllık Suriye İç Savaş sürecinin sonunda iyi bir noktada olduğumuzu düşünüyorum.
Amerika/İngiltere/İsrail ve Rusya’nın bölge gerçeğinden hareketle Türkiye’nin olmazsa olmazlığını/Türkiyesiz yeni bir dizayn olmayacağının farkına vardıkları ve oldukları kanaatindeyim.
Zaten istedikleri tablo oluştu.
İsrail’in bölgesel güvenliği hiç olmadığı kadar iyi noktaya geldi.
Hizbullah ve Şii gruplara dair tehlike an itibariyle bertaraf edildi ve İran iyice yalnızlaştırıldı.
Rusya’nın bölgesel etkisi yok denecek kadar azaltıldı.
Tüm bunlardan daha önemlisi,
Türk Devlet Yönetimi, oluşturduğu yeni konsept ve stratejik akıl ile tarihsel romantizm ve ümmetçi fantastik politikalardan ziyade bölgesel realitelere uygun yeni bir diplomatik kulvar oluşturdu.
Bana göre, Türkiye’nin en büyük kazanımı bu oldu.
Bu ise Türkiye’ye hasar azaltıcı ve fırsat yaratıcı bir durum oluşturdu.
İnanıyorum ki,
Yeni Suriye sürecinde fiiliyatı nazarı dikkate alan akıl ve akılcılığı bırakmadan,
Proaktif yaklaşımlarla ve Türkiye’nin menfaatleri doğrultusunda,
Tüm senaryolara hazırlıklı şekilde,  başlatılan bu yeni stratejiyi sürdürürsek; beklenmedik kazanımlar bile elde edebileceğimizi söyleyebilirim.
Ama daha önce de söylediğim gibi,
Burası Ortadoğu ve temkinli/müteyakız ve uyanık olmak şart.

Rusya/Ukrayna Savaşı
Ben bu savaşın da,
Suriye İç Savaşı’nın bitişi ve yeni bir sürecin başlaması gibi 2025 yılında sonlanabileceği düşüncesindeyim.
Ki, Rusya’nın Esat’ı gözden çıkartmasının ardında Ukrayna savaşının ülkesinde oluşturduğu çok boyutlu yıpranmanın,
Ukrayna ile olan savaşın bitirilmesine dair arka kapı görüşmelerin, Savaşı uzattığı takdirde başına geleceklerin ve belki de iktidarını kaybetme riskinin etkili olduğu düşüncesindeyim.

Bu konuyu, önümüzdeki günlerde başka bir yazımda daha detaylı anlatacağım.

Son olarak muhalefet partilerine, medyaya ve yorumculara bir tavsiyem var.
Evet,
Siyaset yapıyorsunuz,
İktidarı eleştirmek en doğal hakkınız.
Eleştirin tabi ki ama şuanda yaşanmakta olan Suriye konusu ile ilgili ülkesel menfaatler konusunda daha yapıcı olabilir ve hatta bazı noktalarda iktidarı destekler mahiyette olmanızın ülkemiz için daha doğru bir tutum oluşturacağı inancındayım.
İnanın, bu tavrınız size oy kaybettirmeyeceği gibi; sergileyeceğiniz yapıcı muhalefet nedeniyle oy kazanırsınız.
Mesela;
Tüm siyasi partiler sığınmacıların geri gidişi konusunda mutabık.
Oluşan yeni Suriye realitesi çerçevesinde bari bu konuda iktidarla diyalog ve uzlaşıyı tercih edin.
Kendinizce iktidarın geçmiş hatalarını dile getirmek, “şöyle yapmasa idi böyle olabilirdi” gibi söylemselikte bulunmak, “Suriye toprak bütünlüğü” filan gibi gerçeklikten uzak klişeler dile getirmek ve Suriye konusunun her şıkkında hata arayıcı şekilde davranmak; inanın muhalefet yapmak veya muhalif siyaset etmek filan değildir,
Ve bilesiniz ki pirim de yapmaz.
Medyamız ve bazı yorumcularımız,
Öyle şeyler görüyor ve işitiyorum ki gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum bazen.
Sanki Suriye muhalefetinin resmi yayın organı gibi.

Arkadaşlar!
Esad gibi eli kanlı bir diktatörün gitmesine ben de çok sevindim.
Üzülecek veya üzülen kimsenin olduğunu da düşünmüyorum.
Lakin toplumsal algı oluşturma kabiliyetine sahip olanların daha dikkatli, daha temkinli, daha soğukkanlı olması şart.
Suriye’de sadece var olan statüko bitti ama emin olun ki henüz her şey/tüm sıkıntı bitmedi.
Bilakis daha çetrefilli/ayak oyunu bol ve daha kritik bir süreç başlıyor…
Demedi demeyin,
Ki yarın, tükürdüğünüzü yalamak zorunda kalmayın…



Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • egemen
    Geçmiş hatalar asıl bu dönemde dile getirilecek ki kulaklara küpe olsun bir kez daha!
  • Murat
    Bundan sonrası ne olacak, kimler pastadan pay alacak diye düşünüyordum, çok haklısınız, kaleminize sağlık Başkanım
  • Mustafa Çanak
    Yazılarınız umut ve huzur veriyor..
  • Burhan
    Cengiz yazıları yakınen takip ediyor ve okuyorum. Eline, yüreğine emeklerine sağlık. Harika çok doğru tesbitler yapıyorsunuz.
  • Mustafa K
    Allah devletimize zeval vermesin Ellerine sağlık
  • Kaan Ay
    Pazar günki yazini sımdi dinli yordum Eline saglik
  • Metin
    Büyük başkan
  • Erdem T.
    Elinize sağlık
  • Kemal B.
    Hedef bop yavaş yavaş ilerliyor adamlar 100 yıllık plan çerçevesinde ilerliyor orta doğuda savaş biraz fazla alevlenecek son 10 yılda
  • Erhan E.
    Kaleminize sağlık, İsrail'e birileri dur demedikçe çok bir şey düzelmeyecek Ortadoğu da, görünen o...
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı Evden eve nakliyat