Kendini geliştirdi, yetiştirdi ve bugünlere geldi.

Ulaştırma Bakanı idi.

Çağrı merkezi açılışı yapıyordu.

İlk telefona da kendisi cevap verdi.

Fakat telefonun diğer ucundaki vatandaşı bakan olduğuna bir türlü ikna edemeyen Binali Yıldırım vatandaşla arasında geçen konuşmayı kibir ve egodan uzak gülmekten kırılıyor ve;

“Adam inanmadı, yemediğimiz laf kalmadı. Kardeşim neden yokuşa saran kamyon gibi yorgun yorgun konuşuyorsun, böyle akıcı güzel konuşan bir bayan yok mu, bula bula seni mi buldular” diye aktarıyor. 

Kızmak kırılmak, kükremek yok.

Kendisi ve olduğu gibidir.

Doğal ve sahicidir.

Yine bir anısını gocunmadan, keyifle ve tüm samimiyetiyle anlatıyor;
“Birgün bir köye gittik.

Köyün girişinde yaşlı bir teyze çeşmenin başında oturuyor.

Yanımdakiler; ‘Teyze teyze bakan geldi bakan, ne istiyorsan söyle’ dediler.

Teyze kaldırdı kafasını, bana baktı ve ‘Hoşgelmişsin evladım’ dedi.

‘Yollarımızı yaptınız, sularımız akıyor Allah Razı olsun emmeeee, bir şey eksik kaldı’ dedi.

Ben de, ‘Nedir teyze’ dedim.

‘Bizim köyde ADSL çekmiyor’ dedi.

‘O nedir teyze’, dedim.

Teyze de; ‘Bakan olmuşsun ama cahal kalmışsın, Allah bilür ki sen şimdi mesenceri da bilmezsin’ dedi.”

Hoşgörü ve espiri sahibidir.


“Başbakanlık bitti, koltuk elimizde kaldı. Artık müzayede mi yapsak” diyecek kadar da makamın şehvetine kapılmayandır.

Peki bundan sonra ne yapacaksınız diyen gazeteciye; “Buluruz bir iş artık biz de” diyerek gülümseyebilendir.

Bizden biridir.

15 Temmuz’u anarken şehitler ve gaziler için gözyaşına hakim olamaz.

Gözlerinin dolmasından gocunmaz.

Çünkü bir fani, bir beşer, bir kul olduğunu gizlemeye çalışmaz.

Az laf çok iş diyen biridir.

Tam bir görev adamı, teknokrat ve cephe neferidir.

Ülkedeki duble yolları, otoyolları onun bakanlığı dönemine borçluyuz.

Yüksek Hızlı Tren’ler ilk defa onun döneminde hayatımıza girmiştir.

Hava yolunu halkın yolu yapandır.

Memleketin hemen her havalimanında, köprüsünde, yolunda, limanında, iletişiminde, bilişiminde onun emeği vardır.

“Az zamanda çok işler başardık” diyebilmeyi hakkıyla hak eden biridir.

O nedenle de belki de kesintisiz en uzun süreli Ulaştırma Bakanlığı yapan birisi olmuştur.

Binali Yıldırım deyince akla;
Deneyim, birikim, tecrübe, aksiyon, eser ve pratik gelir.
Bu kadar yoğun çalışmaya rağmen, hala dinç ve zindedir.
Azminden, hırsından, hizmet arzusundan bir şey kaybetmeyen biridir.
Sıfırdan başarabilmenin yaşayan bir örneğidir.

Milletvekili oldu, bakan oldu, başbakan oldu, belediye başkan adayı oldu, Meclis başkanı oldu.

Bir faninin görebileceği her türlü makama geldi.

Başbakanlığı döneminde hain 15 Temmuz darbe girişimi oldu.

O dönemde başına gelenler, pişmiş tavuğun başına gelmedi desek yeridir.

İş ve Siyaset hayatının finaline geldiği bu dönemde de eğer tercih edilirse; yıllar yılı anılacak iş ve hizmetler ifa edeceğinden hiç kuşkum yoktur.

Bu dönemde aile efradını, eş-dost ve akrabalarını temsil ettiği/edeceği görevlerle ilgili supekülasyonlardan uzak tutacağına kaniyim. 

Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır.

Özetle Binali Yıldırım demek; zorlukları aşan, aştıkça güçlenen, güçlendikçe açılan, açıldıkça inşa eden, inşa ettikçe haz alan ve eserleriyle var olmayı ve anılmayı isteyen birisi demektir.


Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.