Tüm 'Bayanlar (!)'ın 'Kadınlar Günü' kutlu olsun
Yahu bir kere ‘Kadın’a ‘Kadın’ demeye utanırken, üstelik de kendin de bir ‘Kadın’ ken, ‘Dünya (Emekçi) Kadınlar Günü’nü kutlamakta ne kadar samimisin ve günün ruhuna, anlamına ne kadar vakıfsın?
Müstehceni, ahlakı, ayıbı zihniyet, düşünce ve davranış yerine, sözcüklere yükleyerek bazı sözcükleri kullanamama ya da kullananı ayıplama meselesine başka bir yazımda değinirim.
Bugün; ‘Dünya (emekçi) kadınlar günü’ vesilesiyle hem bugüne, hem de özel günlere yaklaşımlarımız hakkında bir şeyler karalamak niyetindeyim.
Sene 1857, ülke Amerika Birleşik Devletleri. Bir tekstil fabrikasında, çoğunluğu kadın olan 40.000 işçi daha iyi çalışma şartları elde etmek için greve gidiyor.
Eyvah ! ‘Daha iyi şartlar’ mı? Bu, patronun, yani sermayenin cebinden daha fazla para çıkacak, kardan bir miktar kayıp olacak anlamına gelir.
Ne yapmalı? Sermayenin beslediği politikacıların emrindeki polis devreye girer tabii. Fabrikada yangın çıkar ve polis kapıları kilitler.
Sonuç: 129 kadın işçi yanarak ölür. Günlerden ‘8 Mart‘ tır.
Sonra; yaklaşık yarım asır (53 yıl) geçer ve sosyal devletlerin beşiği İskandinavya’nın, Danimarka’sının, Kopenhag’ında sosyalist ve sol organizasyonların yaptığı bir uluslararası toplantıda (26-27 Ağustos 1910) dünyadaki emekçilerin ve özellikle emekçi kadınların sorunlarını gündeme getirmek üzer her yıl bir gün saptanır, kapitalizmin beşiği Yu Es Ey’de yaşanan yukarıda anlatılan faciaya ithafen 8 Mart uygun görülür.
Önceleri bahar aylarında çeşitli günlerde anılırken, 1921’de Sovyetler Birliği’nde yapılan bir uluslararası sol kongrede 8 Mart kesinleştirilir.
Yani 8 Mart; dünyaya ‘Pis Solcular (!)‘ ın armağanıdır.
Ruhu ise; bir kutlamadan çok anma ve kadın sorunlarına çözüm bulmak üzere otoriteleri uyarma amaçlı çalışmalar yapmaktır.
Anlamı; genelde kadın değil, çalışan, üretime katkıda bulunan kadınla ilgilidir. Yani; annelerle değil, çalışan annelerle ilgilidir.
Ancak; kapitalizm çok geçmeden bu sol, sosyalist girişimi de çarpıtarak, erkeklerin kadınlara hediye alma gününe evriltmiş, bir üretim sorunsalı gününden , tüketim körükleme günü yaratmayı başarmıştır.
Zaten tüm bu özel günlerin birincil amacı tüketimi pompalamak değil midir?
Her özel gün; çoğunlukla erkeklerin kadınlara hediye alması gününe dönüşmemekte midir?
Anneler Günü; Yılbaşından ve Noel’den sonra en çok alış veriş yapılan gündür.
Sevgililer Günü; alış verişte kadına alınanın, erkeğe alınandan 3 misli fazla (Parasal değer olarak) olduğu gündür.
Babalar Günü ise; ‘ Kadınlar Günü ‘ ve ‘ Öğretmenler Günü’ nü bile yakalayamamaktadır. Neredeyse kayda değer olmayan bir kıpırtı olmaktadır.
Şimdi, diyorum ki; Anneler Günü’nde tüm annelerin değil, çocuğuna emek veren, anne gibi annelerin anneler gününü kutlarım. Hayatını garantiye almak için zengin adam tavlayıp, nikahı basan, düğümü sağlamlaştırmak için bir de çocuk peydahlayıp onu da gerek duyulmadığı halde sezaryanla çıkarttıran, göğüsleri sarkmasın diye emzirmeyen, ilk günden dadıya bırakıp yalnızca keyfini süren, gününü Spa, kuaför, pilateste geçiren, çocuğuna en ufak bir emek vermeyen anneyi kutlamam, kınarım hatta.
Tüm Öğretmenlerin gününü kutlamam. Öğrenciyi döven, veliden rüşvet alan, tayini Anadolu’ya, özellikle doğuya çıkmasın diye dualar eden öğretmenin nesini kutlayayım?
Dolayısıyla; 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, adından da anlaşılacağı üzere başta fabrikalarda çalışan kadınlar olmak üzere, üretime katkıda bulunan, ama öyle ev kadını da evde çalışıyor falan değil, basbayağı mesai harcayan kadınların günüdür.
Ev kadınları ayrı bir gün yaratabilirler ki yaşı 10'u geçmiş kız çocukları da evde annelerine yardım ederek çalışırlar. Üstelik de okuldan sonra. Bunlar ayrı sorunsallardır.
Hele ki ev dahil hiç bir şekilde iş görmeyip saç, baş, estetik, pilates, spor, kişisel gelişim ve dedikodu peşinde koşan kadınların günü hiç değildir ve ağızlarına yakışmamaktadır.
Sol'un yarattığı değerlerin içini boşaltan kapitalizme selamlarımla.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.