Derin Seçmen..
Derin seçmen darken; kendisini partinin milisi sanan seçmeni kastediyorum.
Her partide var bu tuhaf kafa yapısına sahip olanlar.
Ayırımsız hepsinde.
Militan bir ruhla davranan,
Asla akılcı olmayan,
En vatansever kendisi,
Gayrısı vatan haini,
Bir akıllı o,
Gerisi dangoz, vurdum duymaz.
Bir o farkında memleketin halinin,
Diğerleri uykuda.
Bir o görüyor yapılanı yapılmayanı,
Ötekiler kör.
İşte her partiye oy kaybettiren, o partinin derin seçmenidir.
Bu böyle biline, böyle de yazıla.
AK Parinin ekonomisinden memnun değil, hep AK Parti’ye vermiş oyunu, tam bu kez başka bir partiden yana kullanacak tercihini, bir bakıyor ki o partinin “Derin Seçmen” i kendisine koyun diyor.
Ben burada barınamam deyip dönüyor eski partisine.
Ya da tam “Bir kere de ben AK Parti”ye vereyim diyor, yafta hazır.
Dinsiz, imansız, terörist, vatan haini…dönüyor eski mahalleye.
Bizim memlekette “Derin Seçmen”, oy vermeyi hesap kitap, akıl fikir meselesi olarak değil de namus meselesi olarak görüyor.
Gayrı partiye oy vermeyi düşünmek vatana ihanet gibi algılanıyor.
Oysa ki; diyelim şirketinizde bir satış müdürü var. Satışlar iyi gittiği sürece işine devam eder, değilse onu çıkarır daha iyi olacağını düşündüğünüz bir müdür alırsınız yerine.
Mesele bundan ibarettir.
KİM NEDEN KAYBETTİ
CHP, Muharrem İnce’nin performansına ayak uyduramadı.
CHP “Derin Seçmen”i, Muharrem İnce’nin barışçı, uzlaştırıcı, birleştirici, espirili diline sokakta AK Parti seçmenini aşağılayarak zarar verdi.
CHP “Derin Seçmen”i HDP’ye gösterdiği ılıman tavrı AK Partiye göstermedi.
Kürtleri sarmalarken, muhafazakarları yine öteledi.
AK Parti 1 Kasım seçimlerinin altına düşmüş ve 7 Haziran’ın bir gıdım üstünde kalmış ve mecliste çoğunluğu tek başına elde edememişse, güvenlikçi politikalarını bir kez daha gözden geçirmeli, kendi gibi düşünmeyenleri vatan haini terörist ilan etmekten, muhalif, eleştiren gazeteci ve sanatçıları düşman sayıp veto edip, işinden gücünden, ekmeğinden etmekten, niteliksiz yalakalarla kolkola olmaktan vaz geçmeli.
Şımarıp, kendini fetva erbabı sayan, kerameti kendinden menkul şeyhti bilmem ne hocaydı falan, bu tiplerle arasına mesafe koymalı ve gerekeni yapmalı.
Bunlar bir kısım seçmen üzerinde olumsuz etki yapıyor ve olumlu katkıları yok.
Tarikat ve cemaatlerden uzak durmalı, onları yeniden devlete dahil etmemeli, bu algıyı yok etmek için elinden geleni yapmalı.
İyi Parti; henüz parti olamadığını gördük. Kişiler üzerinden gidiyor. Partinin diğer isimlerinin de Meral Akşener’e destek olması gerekirdi. Bir de; Meral akşener’de star ışığı yok.
Ha elle tutulur bir önerisi de varmıydı?
Varsa da ben hatırlamıyorum. Aklımda kalmadı.
Şimdi, tekrar “Derin Seçmenler” le bağlamak istiyorum.
Rica ediyorum birbirimizi düşman görmekten vaz geçelim.
Benim çocukluğumdan beri gördüğüm odur ki; bu memleketin yurttaşlarının yarısı diğer yarısından farklı düşünüp, farklı yaşamayı tercih ediyor.
Bu birarada yaşayamayız anlamına gelmiyor.
Yıllardır da yaşayıp gidiyoruz.
Ve çok şükür ki böyle.
Eğer bunu Kabul etmezsek zaten bölünmüşüz demektir ki eyvah, PKK ya ihtiyaç yok demektir.
Bir taraf diğer tarafa “Koyun” demekten vaz geçsin, diğerleri de “Terörist, dinsiz, vatan haini“ demekten vaz geçsin.
Artık barışın, kardeşliğin dili yukarıdan başlayarak hepimizi kuşatsın.
Köprüye, tünele, yola, işe, aşa ihtiyacımız olduğu kadar, hatta daha çok buna ihtiyacımız var.
Gerçek kalkınma odur.
Haydi Sayın Cumhurbaşkanım yayın şu ılıman iklimi üzerimize.
Ama sözde değil fiilde.
Güneş mevsimine gore farklı yerlerden doğar ama mutlaka doğar.
Bir sonrakinde kazananlar neden kazandı diyelim mi?
İyi günlere…
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.