Sonuç ne olursa olsun, kazanan Türkiye olsun...
Adeta bir ittifaklar savaşına sahne olan siyaset arenasındaki son gelişmelere ve liderlerin yaptıkları konuşmalara bakıldığı zaman; tüm siyasi partiler, artık tek başlarına iktidar olamayacaklarının farkına varmış durumdalar. MHP Lideri Bahçeli'nin, geçtiğimiz günlerde; "Cumhur İttifakı yeniden iktidar olacak" şeklindeki sözleri de bu gerçeğin en açık örneği olarak yorumlandı. Bahçeli bu konuşmasının devamında Cumhurbaşkanı adaylarının da yeniden Recep Tayyip Erdoğan olduğunu tekrarlayarak, Cumhur İttifakı'nın aynı kararlılıkla devam edeceği mesajını verdi.
Bahçeli'nin "HDP kapatılsın" çağrısından sonra siyaset kulislerinde konuşulan bir başka konu ise, İYİ Parti Lideri Akşener'in Millet İttifakından koparak Cumhur İttifakı saflarına geçebileceği dedikodusu...
İYİ Parti lideri Meral Akşener'in, HDP ile hiçbir şekilde yan yana gelemeyeceklerine ilişkin kararlı ve net tavrı, Erdoğan ve Bahçeli tarafından kesinlikle taktir gören bir hareket. Bu detaydan yola çıkarak Bahçeli'nin belli dönemlerde Akşener'e yaptığı "Evine dön" çağrısını da apaçık bir yoklama olarak değerlendiriyorum. Gerçi Akşener'in Bahçeli'nin son yoklamasına sosyal medya hesabı üzerinden verdiği fotoğraflı yanıt, şu an için böyle bir düşüncenin olmadığı yönündeydi ama...
Peki Akşener'in Millet İttifakından ayrılarak Cumhur İttifakına katılma ihtimali nedir ve eğer böyle bir katılım söz konusu olursa İYİ Parti tabanının bu birleşime tepkisi ne olur? İYİ Parti'nin kuruluş hikayesine bakıldığında, destekçilerinin neredeyse tamamının Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı milliyetçilerden oluştuğunu hepimiz biliyoruz. Bu önemli kriterden yola çıkarak, Akşener'in böyle bir karar vermesi halinde kesinlikle parti tabanı tarafından yalnız bırakılacağını düşünüyorum. Akşener böyle bir karar alsa dahi, parti tabanı Akşener'den bağımsız hareket eder. Hatta iş olağanüstü kongreye ve Akşener'in istifasının istenmesine kadar gidebilir. Yani bu dedikodunun son derece zamansız ve bir o kadar da yersiz olduğu kanaatindeyim...
Bu arada gündemi oldukça meşgul eden bir diğer konu ise erken seçim dedikodusu. Türkiye'de şu anda bir erken seçim havası yok. CHP ve İYİ Parti tarafından sürekli olarak dillendirilen erken seçim tartışmalarına her defasında sert bir tavırla karşılık veren Erdoğan ve Bahçeli'nin şimdilik bu konudaki fikirleri gayet açık ve net. Ama bana sorarsanız 2021 yılında bir erken seçim süreci yaşayabiliriz...
Türk siyasi tarihindeki dalgalanmalar ve hareketlilik göz önüne alındığında; Asla bir araya gelmez dediğimiz liderlerin el sıkıştığını ya da hiçbir kuvvet ayıramaz dediğimiz dostlukların ve ittifakların bozulduğuna şahit olmadık mı? Erken seçim dedikoduları için de aynı hatırlatmaları yapmak da fayda var.
Sonuç ne olursa olsun, kazanan Türkiye olsun...
Kalın sağlıcakla...
Okuyucu Yazısı - Barış Kılınçkıran
*"Okuyucu Yazıları" OGÜNhaber ilkelerine göre kontrol edilmiş ancak editör düzenlemesi yapılmadan yayınlanan, okuyucularımız tarafından yollandığı şekilde paylaşılan, sorumluluğu yazıyı yollayan okuyucuya ait olan yazılardır.
Bahçeli'nin "HDP kapatılsın" çağrısından sonra siyaset kulislerinde konuşulan bir başka konu ise, İYİ Parti Lideri Akşener'in Millet İttifakından koparak Cumhur İttifakı saflarına geçebileceği dedikodusu...
İYİ Parti lideri Meral Akşener'in, HDP ile hiçbir şekilde yan yana gelemeyeceklerine ilişkin kararlı ve net tavrı, Erdoğan ve Bahçeli tarafından kesinlikle taktir gören bir hareket. Bu detaydan yola çıkarak Bahçeli'nin belli dönemlerde Akşener'e yaptığı "Evine dön" çağrısını da apaçık bir yoklama olarak değerlendiriyorum. Gerçi Akşener'in Bahçeli'nin son yoklamasına sosyal medya hesabı üzerinden verdiği fotoğraflı yanıt, şu an için böyle bir düşüncenin olmadığı yönündeydi ama...
Peki Akşener'in Millet İttifakından ayrılarak Cumhur İttifakına katılma ihtimali nedir ve eğer böyle bir katılım söz konusu olursa İYİ Parti tabanının bu birleşime tepkisi ne olur? İYİ Parti'nin kuruluş hikayesine bakıldığında, destekçilerinin neredeyse tamamının Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı milliyetçilerden oluştuğunu hepimiz biliyoruz. Bu önemli kriterden yola çıkarak, Akşener'in böyle bir karar vermesi halinde kesinlikle parti tabanı tarafından yalnız bırakılacağını düşünüyorum. Akşener böyle bir karar alsa dahi, parti tabanı Akşener'den bağımsız hareket eder. Hatta iş olağanüstü kongreye ve Akşener'in istifasının istenmesine kadar gidebilir. Yani bu dedikodunun son derece zamansız ve bir o kadar da yersiz olduğu kanaatindeyim...
Bu arada gündemi oldukça meşgul eden bir diğer konu ise erken seçim dedikodusu. Türkiye'de şu anda bir erken seçim havası yok. CHP ve İYİ Parti tarafından sürekli olarak dillendirilen erken seçim tartışmalarına her defasında sert bir tavırla karşılık veren Erdoğan ve Bahçeli'nin şimdilik bu konudaki fikirleri gayet açık ve net. Ama bana sorarsanız 2021 yılında bir erken seçim süreci yaşayabiliriz...
Türk siyasi tarihindeki dalgalanmalar ve hareketlilik göz önüne alındığında; Asla bir araya gelmez dediğimiz liderlerin el sıkıştığını ya da hiçbir kuvvet ayıramaz dediğimiz dostlukların ve ittifakların bozulduğuna şahit olmadık mı? Erken seçim dedikoduları için de aynı hatırlatmaları yapmak da fayda var.
Sonuç ne olursa olsun, kazanan Türkiye olsun...
Kalın sağlıcakla...
Okuyucu Yazısı - Barış Kılınçkıran
*"Okuyucu Yazıları" OGÜNhaber ilkelerine göre kontrol edilmiş ancak editör düzenlemesi yapılmadan yayınlanan, okuyucularımız tarafından yollandığı şekilde paylaşılan, sorumluluğu yazıyı yollayan okuyucuya ait olan yazılardır.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.