Bu ülke*

‘’Hüzün ki en çok yakışandır bize, belki de en çok anladığımız’’ (ya da) ‘’Ölümün anayurdu bendedir,  solgun idam fermanıdır rüzigar, bir türkünün derin ağaçlığında’’
Hilmi Yavuz
 
Bu yazı Bu Ülke’nin hem trajedesini, hem komedisini hem de gerçeğini düşünmek ve sorgulamak adına yazılmıştır.

Onyıllardır değişen bir şey yok buralarda. Şiddet aynı şiddet, soygun aynı soygun, kan dökmede geriye adım atmak yok; gene pahalılık, gene açlık, gene eğitimsizlik, gene sağlıksız milyonlar…
 
Kutsal Devlet tabusu ile yetiştirilmiş bir kuşak olarak devlet içinde çetelerin cirit attığını öğrendik, geçtiğimiz yılalrdır. Her geçen gün yeni bir yüzü ile tanıştık deruni güçlerin.  Bir takım deruni güçler tasfiye edilirken acaba yepyeni deruni güçler mi oluşturuluyordu, bilemedik.

Başbakanını asmış, demokrasisi defalarca darbelerle kesintiye uğratılmış bu ülkede, bu durum pekte yadırganmazdı da aslında.
 
Bu ülkede şiddet için her zaman bir bahane bulundu.  Birilerinin 10 cm yeri daraldı diye sokaklar ateşe verildi. Ve olan sadece bize oldu. Belediye otobüsünde evinden işe, okulundan evine giden bize oldu.

Hak aradıklarını iddia ederken bile ölümü kutsar bu topraklar. Ama kendi canı kıymetlidir, her kesimden efendilerin. Kendileri zevki sefa içinde yaşarlarken,  fakir fukara halkın evlatları ölüm oruçlarına başlar.

Belki Rahmetli Cemil Meriç, yıllar öncesinde teşhisi koymuştur. Cemil Meriç ne demiş ‘ Bu Ülke’ isimli kitabında; ‘modernleşmenin dayattığı materyalizmin toplumların bir arada olma gayesini ortadan kaldırdığı ve etnik bölünmelere’ sebep olduğunu tespit etmiştir.’
 
Bir hesaplaşma yaşıyoruz ama tarih gösteriyor ki, bu ülkede her tür hesabın en ağırını vatandaş öder.

Hayır, tüm bunlara rağmen ben, gelecek adına sözüm ona aydın denilen zevattan değil, bu millete güveniyorum. Rahmetli Cemil Meriç'in ifadesi ile Türk aydını maalesef ne Türk'tür ne de aydın.
 
Ama şairin şiirinde de anlattığı üzere, biz acılarımızla büyürüz. Hüzünler diri tutuyor belki de bizleri. Kim bilir o yüzdendir belki de, en çok ağıt dolu türküleri sevmemiz, hep hüzünlü filmler izlememiz.
 
Bu millettir, yüzyıllar boyunca en olmadık zamanda feraseti ile her zaman düştüğü yerden en iri ve en diri biçimde kalkmasını bilen.
 
Ben bu milletin işte bu sessiz ferasetini severim ve ona güvenirim. İşte bu yüzdendir ki; her şeye rağmen yeni yılın milletimize ve tüm insanlığa huzur, barış ve esenlikler getirmesini diliyorum.

*Cemil Meriç’in kitabının adıdır.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı