Türk'ün derdi büyükse, özünden büyük olmaz, esarete düşmekten ağır ceza, yük olmaz, Türkoğlu şehit olur, vatana dönek olmaz, sindirmez Türkoğlu'nu zamanın sert sınavı, kalk ayağa Türkoğlu, kalksın Türk'ün bayrağı.
Şeref, namus püsküren, sönmeyen volkanın var, cesaret poladından kılıcın-kalkanın var, damarında Atatürk, heyder ruhlu kanın var, verilmez düşmanlara Türk'ün şanlı toprağı, kalk ayağa Türkoğlu, kalksın Türk'ün bayrağı! Memleketler titreten Atilla'n Oğuz'un var, gaddar şahlar susturan Tomris anan, kızın var, bir elinde kılıcın, bir elinde sazın var. çek Köroğlu narası, gelsin müjde sorağı, kalk ayağa Türkoğlu, kalksın Türk'ün bayrağı!
'Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir'
Batı dillerinde cumhuriyetin karşılığı, ulusun kendisini yönetmesi anlamına gelir. Cumhuriyet rejiminde iki unsur çok önemlidir: İdare edilenler ve İdare edenler.
Bu iki unsurun sahip olası gereken özelliklerin başında dürüstlük gelir. Cumhuriyet rejiminde her iki tarafında dürüst ve namuslu olması gerekir. Rejimin demokrasi platformuna oturtulması şarttır.
Cumhuriyet, ulusun vatan ve hukuka sevgisi ve içten bağlılığı ile yaşatılmalıdır. Bu nedenle cumhuriyete hayat veren damarların başında demokrasi gelir. Gerçek cumhuriyet rejimlerinde sistemin demokrasi ile olan ilişkisi çok önemlidir. Çünkü iç ve dış tehlikelere karşı cumhuriyet kendisini sert ve katı bir şekilde ama demokrasinin gerekleri içinde koruyacaktır. Bunların dışına çıkılmaması gereklidir, aksi taktirde demokrasi ile cumhuriyet arasında kopukluk başlar. Bundan da en büyük zararı cumhuriyet rejimi görür. Onun için cumhuriyet yöneticileri daima uyanık ve gözleyici durumda olacaklardır.
Demokrasiyi benimsemiş siyasi rejimlerdeki cumhuriyetlerde özgürlüklerin kullanılma alanları, demokrasinin kuralları ile sınırlandırılmıştır. Demokratik sistem ile idare edilen cumhuriyetlerde hiç kimsenin sınırsız hak ve hukuku yoktur. Sınırsız hak ve hukukun olduğu rejimlere de demokrasi veya cumhuriyet denemez. Çünkü demokrasilerde ve demokratik cumhuriyetlerde kişilerin ve dolayısıyla toplumların özgürlükleri hukuk yolu ile güvence altına alındığı gibi, bunların sınırları da adaletin kalemi ile çizilmiştir. Bu kısa açıklamadan sonra Atatürk’ün cumhuriyet ve devlet anlayışına değinelim.
Atatürk, kurmuş olduğu genç Türk Devletinin yapısını 29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyetin temelleri üzerine oturturken, en kısa zaman da bunun gereği olan demokrasiye geçileceğini öngörüyordu. O da siyasi alanda demokrasinin çok partili sistemle gerçekleşeceğinin bilincindeydi.
Atatürk’ün zamanımızdan yaklaşık üç çeyrek asır evvel cumhuriyet için söyledikleri, bugün hala bazı batı ülkelerin elde etmeye çalıştıkları düşüncelerdir. O söylediklerimi bilimsel bir temel üzerine oturtmamış olsaydı, bu kadar zaman sonra düşünceleri hala güncelliğini koruyabilir miydi? Atatürk sadece bilgili bir asker, uzak görüşlü bir devlet adamı değil aynı zamanda gerçek bir düşünürdü. Ayrıca sadece düşünce üretmekle kalmamış, bu düşünceleri gerçekleştirerek, üçüncü dünya ülkelerine bağımsızlığın ve kurtuluşun yolunu da göstermiştir. Bugün bağımsızlık savaşı veren pek çok ülkede Atatürk adı hala bir bayrak gibi dalgalanıyorsa nedenini burada aramak doğru olur.
29 Ekim 1923 günü ilan edilen cumhuriyetin alt yapısını Atatürk aşama aşama nasıl hazırlamıştı ?
Cumhuriyet laik bir sistem üzerine kurulacaktı. Yani cumhuriyet idaresinde ne halifeye ne de onun kalıntılarına yer vardı. Cumhuriyeti adaletli bir adalet sistemi koruyacaktı. Cumhuriyetin genç kuşakları çağ dışı kara kafalılar tarafından değil, aydın bağımsızlık ve hürriyetin değerini bilen aydın kafalı öğretmenler tarafından yetiştirilecektir. İmparatorluktan kalan mantık dışı ne varsa hepsi kaldırılacak, cumhuriyetin temelini müspet ilim oluşturacaktır. Cumhuriyetin yalnızca kanunlar ile, devlet zoru ile ve yasaklarla korunamayacağının bilincinde olan Atatürk, onun gerçek değerini anlayabileceğini söyleyebilmiştir. Geçen zaman içerisindeki olaylar bu ileri görüşlü devlet adamının ve düşünürünün ne denli haklı olduğunu göstermiştir.
Bilgisiz ve bilinçsiz bir halk topluluğunun ulus olma hakkına sahip olamayacağını vurgulayan Atatürk, ulusun bilinçlendiği oranda hak ve hukukuna sahip çıkacağını biliyordu. Bu nedenle eğitim ve kültüre çok önem vermiştir. Onun, bir bakıma kültürü, cumhuriyetin temellerinden biri olarak görmesindeki neden budur.
Atatürk’e göre sadece cumhuriyete sahip olmak yeterli değildir.
Ona layık olmak da gereklidir. Bunun içinde gereken yol gene eğitimden geçiyordu.
Hürriyet ve bağımsızlığın kıymetini, erdemli ve özverili, çağdaş eğitim almış olan gençler, savaş alanlarında bu uğurda şehit düşen askerlerden çok daha iyi bilebilirlerdi Bağımsızlık; hürriyet, cumhuriyet bundan böyle savaşarak değil, bunları değeri bilinerek korunacaktı. Onun için kılıçla elde edilen zaferler, siyasi, ekonomik, kültürel zaferlerle taçlandırılmalıydı.
21:50 Beşiktaş galibiyeti unuttu
21:49 Artvin’de kar nedeniyle Bülbülan Geçidi trafiğe kapatıldı
21:46 Van kurtarma ekibi, Bolu Tüneli’ndeki kazaya müdahale etti
21:45 Saadet Partisi’nin yeni genel başkanı Mahmut Arıkan oldu
21:38 Kahramanmaraş’ta okulda duvarın çökmesi ile yaralananlar böyle kurtarıldı
21:34 Artvin’de 2 katlı ahşap evde yangın
21:31 Gelin ve damadın drift şovu pahalıya patladı
21:29 İstanbul Valiliği, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü etkinlikleri için 40 alan belirledi
21:27 Balıkesir’de öğretmenlere vefa buluşması
21:27 Öğrenciler 2 yıl önce vefat eden öğretmenlerinin eşini ziyaret etti
21:24 Giresunspor’da Metin Aydın istifa etti
21:24 D-100 karayolunda kar çilesi: Araçlar mahsur kaldı
21:21 D-100 karayolunda 5 saattir ulaşım sağlanamıyor
21:17 Hizbullah, son 24 saatte İsrail’e yaklaşık 250 roket fırlattı
21:17 Kardan kapanan Malatya-Kayseri karayolunda çalışmalar sürüyor
21:16 Karabük’te taşımalı eğitime kar tatili
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun
Gün Medya olarak tüm ülkemizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutlarken, bu günü bize armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını rahmetle ve özlemle anıyoruz.