AA -
ÖNDER 2. Okul Aile Birliği Zirvesi'nde konuşan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, çocuklar ve onların eğitimiyle ilgili konuya hem okul, hem aile hem de çocuk perspektifinden bakıldığında öneminin arttığını söyledi.
Öncelikle, eğitim ve öğretim arasındaki farkın iyi kavranması gerektiğini ifade eden Selçuk, şöyle konuştu:
"Öğretim, hayatın belli bir sürecini kapsasa da eğitim bireyin bütün hayatını içerisine alan bir süreç. Bu sürecin mihenk taşı da kuşkusuz ailedir. Eğitim ailede başlıyor, okul sıralarında olgunlaşıyor ve hayat boyu devam eden bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Huzurlu bir ev ortamı, çocuk için en önemli okul. Çünkü biliyoruz ki biz okullardan çok önce ilk öğretmenlerimiz annelerimiz, babalarımız. Bir bebek her şeyi ilk olarak anne-babasından öğreniyor. Şu bir gerçek ki, bireyin öğretim dönemi başta olmak üzere hayattaki tüm başarılarının, esasında fıtratının şekillenmesindeki en önemli kısmı da aile oluşturuyor. Aileler de -ben üç S diyorum buna- ne kadar sevgi, saygı ve sorumluluk üzerine bina edilmişse çocuğun gelişimi o kadar sağlıklı oluyor. Bu temeller sağlam bir şekilde yerli yerine oturmadığı takdirde, üzerine inşa edilecek her bir yapı çökme tehlikesiyle karşı karşıya kalır."
Okul ve ailenin, adeta birbirinden bağımsız, etkileşimden uzak kurumlar olarak düşünülmemesi gerektiğini ifade eden Selçuk, okul ve aileyi bir kuşun iki kanadı gibi birbirini destekleyen, biri olmadan diğerinin işlevsiz kalacağı çok önemli iki kavram olarak değerlendirdi.
Evleri ilim irfan, sevgi ve hoşgörü yuvasına çevirmeleri, okulları ailelerle entegre hale getirmeleri gerektiğini vurgulayan Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu durumun mikro ölçekte birey için, makro ölçekte ise devletler ve toplumlar için geçerli olduğu kanaatindeyim. Nitekim her zaman aile, toplumun yapı taşıdır, mayasıdır diyoruz. Bunu yapmak istiyorsak, okul-aile ilişkisi bireysel olduğu kadar toplumsal başarının da anahtarı niteliğinde. Ailenin kutsallığı konusunda hepimizde bir farkındalık mevcut. Hiç kuşkusuz aile kavramı ve aileye atfedilen değerler bizim bu coğrafyada bu kadar uzun süre var olabilmemizde en etkili amillerden birisi olmuş. Medeniyetimizi ayakta tutabiliyorsak, aile efradının uyumunu, huzurunu her şeyin önünde tutan bir Peygamberin ümmeti olmamızın da bunda bir rolü var."
Selçuk, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak kendilerinin de ecdatlarından, inançlarından ve devlet geleneğinden aldıkları ilhamla, çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, Türkiye'yi 81 milyonluk bir aile olarak görüp, bu büyük ailenin her bir ferdi için özellikle ve özenle çalıştıklarını kaydetti.
Bakanlıkta Sosyal Medya Çalışma Grubu kuruldu
Bakanlığın yürüttüğü çalışmalardan bahseden Selçuk, Aile Eğitim Programları, Sosyal Hizmet Merkezleri, Aile Sosyal Destek Programı'nı (ASDEP) anlattı.
İstikballeri olarak gördükleri çocukların Bakanlık olarak önceledikleri gruplar arasında olduğunu dile getiren Selçuk, şöyle devam etti:
"Bu kapsamda gerek özel sektörle gerekse STK'lar ile ortak birçok çalışmaya imza attık, atmaya devam etmekteyiz. Çocuklara yönelik bilhassa koruyucu ve önleyici hizmetler ana konumuz. 0-6 yaş aralığındaki çocuklarımız için ailelere rehberlik amaçlı uygun içerikli Çocuk Dostu Kitap Listeleri oluşturuyor, belirli periyotlarla kamuoyuyla paylaşıyoruz. Bildiğiniz gibi artık dijital bir çağda yaşıyoruz. Çocuklarımızı bunun negatif yanlarından da kurumak zorundayız."
Bakanlıkta risklerin tespiti ve önlenmesi amacıyla Sosyal Medya Çalışma Grubu bulunduğunu bildiren Selçuk, bu grubun sosyal medyayı tarayarak ilgili haber ve oyunlarla ilgili çalışma yürüttüğünü belirtti.
Ayrıca aile ve çocuk dostu yayınların teşviki için RTÜK ile iş birliği halinde olduklarını ifade eden Selçuk, "Aile ve çocuk dostu yayınları teşvik etmek istiyoruz. Bu yayınlar çok az. Teşvik etmek istiyoruz ama yeterli sayıda yayın yok. Bu konuda farkındalık oluşturarak, teşvik ederek daha çok aile ve çocuk dostu yayın isteyerek bu programların sayısını artırılmasını istiyoruz." diye konuştu.
Selçuk, Sosyal Ekonomik Destek (SED) hizmetiyle de ihtiyaç sahibi çocukları, ailelerinin yanındayken desteklediklerini, Okul Destek Projesi ile ailelerde çocuk adına farkındalık oluşturdukları, çocuklar için ise okul dışı zamanlarını kaliteli ve verimli kullanabilecekleri ortam ve imkanları sunduklarını aktardı.
Bakan Selçuk, Suriyeli ve koruma altındaki çocuklarla ilgili olarak da hem Bakanlık hem de STK ve diğer kamu kurumlarıyla iş birliği içerisinde ortak projeler yaptıklarını kaydetti.
Son 16 yılda Türkiye'de aile, çocuk hizmetlerinden eğitime, sağlığa ve sosyal hayata değin her alanda büyük atılımlar gerçekleştirdiklerini dile getiren Selçuk, "Ülkemiz için sürekli kötü senaryolar yazan, art niyetli imajlar çizenlerin aksine biz 2023, 2053, 2071 hedeflerine koşar adım ilerliyor. Bunu başta eğitim olmak üzere her alanda görüyor, bizzat yaşıyoruz. 16 yılımıza baktığımız zaman nerelerden nerelere geldiğimiz de aşikar." dedi.
"Güçlü Türkiye'nin gençliği de öğretmenleri, ailesi de daha güçlü olmalı"
Türkiye'nin özellikle eğitim konusundaki özgürlükler ve imkanlar noktasında her zaman iyi bir konumda olmadığını belirten Selçuk, imam hatip liselerine uygulanan katsayı ve başörtüsü yasağına değindi.
O dönemde imam hatipli gençlerin hayallerinin karartıldığını söyleyen Selçuk, "Yasakçı zihniyetin hüküm sürdüğü yıllarda inançlarımıza yapılan saygısızlıklara çocuklarımızın eğitim hayatı da kurban edilmişti. Ben imam hatipli değilim ama bir imam hatipli ablasıyım. Elbette o günün çocukları bugünün büyükleri olarak o dönemleri unutmadık. Bu anlamda sorumluluk makamı olarak bizler de attığımız her adımı, ülkemiz için çaktığımız her bir çiviyi dahi milletimiz geçmişte yaşanan hiçbir zulmü tekrar yaşamasın, aynı karanlık anlara geri dönmesin diye atıyoruz." şeklinde konuştu.
Bugün basit gerekçelerle istikbaline ket vurulan değil, hedeflerine kilitlenmiş bir Türkiye olduğunu vurgulayan Selçuk, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bugün, imam hatipli olduğu için muhtarlığa dahi layık görülmeyen Cumhurbaşkanımız şimdi en etkin konumda. Bu güçlü Türkiye'nin gençliği de öğretmenleri, ailesi de daha güçlü olmalı. Ailesine, vatanına, milletine sıkı bağlarla bağlı çevresi değişse de özü hiç bir şartta değişmeyecek bir gençlik olmalı."
Huzurlu ev ortamı çocuk için en önemli okul
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk, 'Huzurlu bir ev ortamı, çocuk için en önemli okul. Çünkü biliyoruz ki biz okullardan çok önce ilk öğretmenlerimiz annelerimiz, babalarımız.' dedi.
Yorum Yazın