TİC Holding Header
  • USD 32.374
  • EUR 35.018
  • Altın 2324.261
  • BIST 100 9129.19
  • Siyaset

HÜDA PAR Sözcüsü Ramanlı: Yoksulları rahatlatacak yeni bir vergi düzenlemesi yapılmalı

HÜDA PAR Sözcüsü Serkan Ramanlı, yoksulları rahatlatacak yeni bir vergi düzenlemesi yapılması gerektiğini belirterek; yoksulların ve düşük gelirli vatandaşların ülkenin vergi yükünü taşıyor olmasının köklü bir sistem değişikliğini kaçınılmaz kıldığını söyledi.
HÜDA PAR Sözcüsü Ramanlı: Yoksulları rahatlatacak yeni bir vergi düzenlemesi yapılmalı
HÜDA PAR’ın gündem değerlendirmesini kamuoyu ile paylaşan parti sözcüsü Serkan Ramanlı, iç ve dış gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

HÜDA PAR’ın haftalık gündem değerlendirmesinin ilk sırasında düşük gelirli vatandaşları rahatlatacak yeni bir vergi düzenlemesinin yapılması yer aldı. Gelir dağılımındaki adaletsizliğin Türkiye’nin en temel meselelerinin başında geldiğine dikkat çeken Ramanlı; yoksulun gittikçe yoksullaştığı, orta sınıfın dahi pek çok zorlukla karşılaştığı, zenginlerin ise servetlerine servet kattığı bir ekonomik sistemde adaletten bahsetmenin mümkün olmadığını söyledi.

Türkiye’de devlet gelirlerinin önemli bir bölümünün dolaylı vergilerden oluştuğunu belirten HÜDA PAR Sözcüsü Ramanlı; “Özellikle yoksulların ve düşük gelirli vatandaşların ülkenin vergi yükünü taşıyor olması, köklü bir sistem değişikliğini kaçınılmaz kılmaktadır.” İfadelerine yer verdi. “Hükümetler her fırsatta vergi düzenlemesi adı altında yüksek meblağlı devlet alacağını faizleriyle birlikte affetme yoluna gitmektedir. Pek çok büyük şirketin ve tacirin yararlandığı bu fırsatlar düşük gelirli vatandaşa ek vergiler olarak yansımaktadır. 

Zenginin affedilen borcu dolaylı vergilerle yoksullara yükletilmektedir.” diyen Ramanlı; “Zenginin zenginliğini, yoksulun da yoksulluğunu artırmak adalet değildir. İnsanların hayatlarını idame ettirmek için temel gıda maddelerine dahi ulaşırken vergi ödemek zorunda bırakılması adalet değildir. Adalet, yoksulu ve orta sınıfı koruyarak gelir ve zenginlik oranında vergi almaktır. Zor günlerin daha kolay atlatılabilmesi için yoksulları rahatlatacak bir vergi düzenlemesi mutlaka yapılmalıdır.” şeklinde konuştu.

“Borsa spekülasyonlarının önüne geçilmeli, caydırıcı cezalar yürürlüğe konmalı”
Son dönemde yükselişe geçen Borsa İstanbul endeksi, yoğun haberlerin de etkisiyle önemli oranda küçük yatırımcının ilgi odağı haline geldi. Çoğu kişisel yatırımcının tepeden daldığı endekslerdeki düşüşler sonrası bu kez mağduriyet haberleri gündeme gelmeye başladı. Gererek spekülasyon iddiaları gerekse de çoğu yatırımcının mahiyetine tam aşina olamadığı kumardan farksız kaldıraçlı işlemler neticesinde varlıklarının önemli oranda eridiğini belirten Ramanlı, “Her yükseliş dönemi sonrasında olduğu gibi borsada dönen hileler ve para babalarının spekülatif manevra iddiaları özellikle son süreçte ayyuka çıkmıştır. Mevcut mevzuatta suç teşkil eden bu durumun çeşitli müeyyideleri olmasına karşın bir türlü borsa spekülasyonlarının önüne geçilememesi, suistimale açık bu alanda daha fazla tedbir ve daha caydırıcı cezaların yürürlüğe konmasını gerekli kılmaktadır.” dedi.

HÜDA PAR Sözcüsü Ramanlı, yatırımcılara da önemli uyarılarda bulunarak; “Küçük yatırımcıların da bu alanda dikkatli olması gerekmektedir. İşin temel, teknik ve psikolojik yönünden habersiz şekilde, yapılan propagandaların da etkisiyle en tepeden aldıkları şişmiş hisselerle kısa sürede zenginlik hayali kurmanın hüsranla neticeleneceğini unutmamalıdırlar. Özellikle kumar mantığıyla işleyen kaldıraçlı işlemlerden uzak durulmalı, bu tür suistimallere yönelik önleyici tedbirler alınmalıdır.” İfadelerini kullandı.

“Kredilerin amaç dışı kullanımı önlenmeli”
Yatırımlarda kullanılmak üzere cumhuriyet tarihinin en kapsamlı kredi paketi oluşturuldu. Hatırlanacağı üzere son zamanlarda yatırım amaçlı verilen krediler, bizzat yetkililerin açıklamasına göre amaç dışı kullanıma gitmiş, altın, döviz ve emlak gibi alanlarda kullanılmıştı.Bundan dolayı kredi sağlamada hükümet kısıtlamalara gitmiş, iş dünyası da kredilere ulaşamadıkları için zor durumda kaldıklarını defaatle açıklamıştı.

Son açıklanan kredi paketinin hacim olarak oldukça yüksek olduğunu, kredi paketinin amaç dışı kullanımına karşı daha sıkı tedbirlerin alınması gerektiğini söyleyen Ramanlı; aksi halde milletin parasıyla ödenen kredilerin üretim ve yeni iş imkânları oluşturmada kullanılmak yerine bir avuç zenginin servetini katlamasından öte bir işlev görmeyeceğine dikkati çekti.

“Kira artışları ve kiracılık sorunu çözüme kavuşturulmalı”
Türkiye’de birkaç yıldır zirvede olan konut sorunu, beraberinde yeni sorunları da getirdi. Bunlardan en önemlisi de konut kiralarının hızla yükselmesi oldu. Konut fiyatlarının yükselmesini önleyemeyen hükümet, resmî rakamlara göre %64 olan enflasyona rağmen çareyi kira artış oranlarına %25 sınırlaması getirmekte buldu.

HÜDA PAR’ın bu haftaki gündem değerlendirmesinde; konut fiyatları ve yükselen kira artışlarına yönelik çözüm üretilmesi çağrısı da yer aldı. Konut kiralarındaki artışın  %25 ile sınırlanması süresinin 2023 Temmuz ayında sona ereceğini hatırlatan HÜDA PAR Sözcüsü Ramanlı; “Türkiye’deki hane sayısının yaklaşık yarısını kiracılar oluşturmaktadır. Gelir düzeyinin iyice düştüğü bu dönemde kira bedeli, hanelerin gelir-gider dengesini alt üst etmektedir. Ekonomide yaşanan kaotik durum karşısında ev sahibi olmayan ve gelirleri giderlerini karşılayamayan vatandaşlar için kira desteği verilmesi bir zorunluluktur.” dedi.

Hükümete ve ev sahiplerine seslenen Ramanlı; “Kapitalist sistem insanlara sınırsız kazancı ve krizleri fırsata dönüştürerek daha çok kâr etmeyi telkin etmektedir. Kapitalizm, kardeşinin kaybetmesi pahasına kendisinin daha fazla kazanmasına odaklanmış bir sitemdir. Buna mukabil İslam, hayatı maddi kazançtan ibaret görmez, kriz zamanlarında fırsatçılık yapmayı yasaklar, sınırsız kâr yerine yardımlaşma ve dayanışmayı esas alır. Bir taraftan hükümete yönelik eleştiri ve önerilerde bulunurken diğer taraftan de tüm ev sahiplerine de kiracıların gelir durumunu gözeterek kira artışlarını mümkün olduğu kadar asgari bir düzeyde tutmalarını tavsiye ediyoruz.” İfadelerini kullandı.

“Hayvancılık politikalarında köklü revizyona gidilmeli”
HÜDA PAR’ın gündem değerlendirmesinin bir diğer konusu tarım ve hayvancılıkta revizyona gidilmesi ile ilgiliydi. HÜDA PAR Sözcüsü Ramanlı; Tarım ve hayvancılığın ehemmiyetinin ve özellikle de pandemi sonrasında stratejik bir öneme sahip olacağının bilinmesine rağmen bu süreçte yerinde ve zamanında; doğru ve yeterli adımların atılmadığını belirtti. Et, süt ve süt ürünlerinde meydana gelen yüksek fiyat artışlarının hayvancılık sektöründeki sorunları tekrar gündeme getirdiğini anımsatan Ramanlı; destekleme, düzenleme ve denetleme pozisyonundaki Tarım Bakanlığının son bir yılda ekonomik alanda meydana gelen değişim ve dönüşüme uygun projeler geliştirmede geç kaldığını ve bıçak kemiğe dayanınca ithalatın gündeme geldiğine dikkati çekti.

“Her şeyden önce hayvancılığın cazibesi artırılmalı ve mutlaka üretimi ve iç piyasaya arzı artırıcı temel projeler hayata geçirilmelidir.” diyen Ramanlı; “Tarımda ve hayvancılıkta yapılan ve oldukça yetersiz kalan desteklemeler, sektörün son bir yılda yaşanan ekonomik krizden gördüğü zararı bertaraf etmeye yetmemektedir. Özellikle yem fiyatlarında destekler artırılmalı, hayvan yetiştiriciliğine ilişkin faizsiz ve uzun vadeli krediler ve çeşitli hibeler verilmelidir. İthalata ihtiyaç bırakmayacak kısa, orta ve uzun vadeli plan ve projeler hayata geçirilmelidir.” İfadelerini kullandı.

“Kuraklık tehlikesine karşı şimdiden tedbir alınmalı”
HÜDA PAR Sözcüsü Ramanlı, kuraklık tehlikesine karşı tedbir alınmasına yönelik de önemli açıklamalarda bulundu. “Türkiye ciddi bir kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya bulunmakta, doluluk oranları her geçen gün biraz daha düşen barajlar ve çekilen yeraltı suları durumun aciliyetini göstermektedir.” diyen Ramanlı, “Bu durum karşısında geç kalınmadan gereken tüm tedbirler alınmalıdır. İçinde olduğumuz seçim atmosferi yaklaşmakta olan tehlikeleri görmemize engel teşkil etmemelidir. Sulama yatırımları ve gıda arzı güvenliği ikinci plana itilmemelidir. Suyun bilinçli tüketimi ve verimli kullanımı konusunda ülke genelinde bir hassasiyetin oluşmasına öncülük edilmelidir. GAP gibi yıllardan beri bitirilemeyen ya da yarım yamalak biten ancak çeşitli idari zayıflıklar yüzünden faaliyete geçmemiş projeler bir an önce bitirilmelidir. Modern sulama destek ve teşvikleri ivedilikle uygulamaya konulmalı, uzun vadede sulanabilecek bütün tarım alanları suyla buluşturulmalıdır.”  İfadelerine yer verdi.

“RTÜK denetlemiyor, yasalar mağdur ediyor”
TV programları ve değerlerimizle uyuşmayan yasaların toplumu ciddi şekilde yozlaştırdığına dikkat çeken Ramanlı;“Ahlâkî erdemlere ters düşen gündüz kuşağı programları, toplumsal değerleri hiçe sayarak ahlâksızlığı ve çarpık ilişkileri normalleştirmektedir. Kamuoyunun tüm tepkisine rağmen söz konusu programlar her geçen gün daha büyük rezaletlere sahne olmaktadır. TV programlarının yeterince denetlenmemesi, RTÜK’ün söz konusu yayınlara caydırıcı cezalar vermemesi ve sosyal medyanın filtresiz kullanılması yaşanan tahribatı artırmaktadır.” dedi. HÜDA PAR Sözcüsü Ramanlı; “RTÜK, TV programlarının denetimini sürekli ve etkili hâle getirmelidir. Toplumun değerlerine aykırı yayınlara son vermeli, tekrarlanan ahlâksız yayınlara caydırıcı cezalar vermelidir.  Yozlaşmaya sebebiyet veren nedenler tespit edilerek, ahlâkî çöküntüye karşı tedbirler ivedilikle alınmalıdır.” İfadelerini kullandı.

Kadının beyanının esasa alınmasıyla ciddi mağduriyetlerin oluştuğuna vurgu yapan Ramanlı; “İspat şartı aranmadan kadının beyanının tek başına esas alınması bazı mecralarda tehdit aracına dönüşmekte ve bu durum yeni mağduriyetlere yol açmaktadır. Oysa iddianın ne olduğuna bakılmaksızın iki tarafın da dinlenmesi insani ve İslamî bir haktır. Bu bağlamda 6284 sayılı yasa sorunun kaynağı haline gelmiştir.” şeklinde konuştu. Gelinen noktada, daha fazla tahribata ve zaman kaybına yol açmadan toplumu yeniden ihya ve inşa edecek düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirten Ramanlı; “Yapılacak düzenlemeler İslamî, insani ve adil olmalıdır. Kadını da erkeği de mağdur etmemelidir.” dedi.

“Pedagojik formasyon yeniden revize edilmeli”
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) geçtiğimiz günlerde pedagojik formasyon eğitimine ilişkin yeni bir karar aldı. Buna göre öğretmen yetiştiren fakülteler dışında formasyon eğitimi alınabilen alanlarda örgün eğitim ve öğretim süresi içinde pedagojik formasyon eğitiminin verilmesinin önü açıldı. Ancak öğretmen yetiştirme sistemindeki kalite sorunu ve istihdamda yaşanan zorluklar süreç içerisinde bu meseleyi içinden çıkılmaz hale getirdi.

Eğitim sistemindeki plansızlığın, ataması yapılmayan öğretmen sayısının artmasına neden olduğunu belirten Ramanlı; “Hâlihazırda atama bekleyen öğretmen adayı sayısı yüz binlerle ifade edilmektedir. Bugün yaşanan sorunların ana sebebi eğitim sisteminin bizatihi kendisidir. Başından beri sağlam bir temele oturtulamayan mevcut sistem yaklaşık yüz yıldır yapılan müdahalelerle adeta yamalı bohçaya dönmüştür. Özellikle eğitim ve fen-edebiyat fakültelerinin işlevleri ile ilgili belirsizlik ve fen-edebiyat fakültelerinden mezun olanların istihdamındaki yetersizlik ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir.” İfadesini kullandı.

Sorunun çözümüne yönelik önemli açıklamalarda bulunan Ramanlı; “İhtiyaç duyulan öğretmen sayısı ile ilgili gerçekçi bir planlama yapılmalı ve eğitim programları da ona göre düzenlenmelidir. Bu sorunun çözümü için ihtiyaç fazlası eğitim fakültelerinin kapatılması, öğretmen yetiştiren bölümlerin kontenjanlarının düşürülmesi veya pedagojik formasyon eğitimi veren bölüm sayısının azaltılması gibi seçenekler değerlendirilmelidir. Öğretmen yetiştiren bölümlerden mezun olanların veya eğitimleri devam edenlerin istihdam edilmesi için imkânlar zorlanmalı ve atama bekleyenler için makul çözümler getirilmelidir. Atılacak adımlar yeni mağduriyetlere neden olmamalı ve bu sorunun çözümü için eğitim sistemi ıslah edilmelidir.” dedi.

“Türkiye başta olmak üzere bölge ülkeleri Siyonistlerle tüm ilişkilerini sonlandırmalı”
HÜDA PAR’ın dış gündeminde Siyonist işgal rejimi ile ilişkilerin kesilmesi yer aldı. Filistin meselesinin gündemden düşmemesi gerektiğini belirten HÜDA PAR Sözcüsü Ramanlı; “Sözde başbakanlığı döneminde Filistinlilere karşı sayısız katliam gerçekleştiren Siyonist Netanyahu ve ortakları yeni dönemde saldırıların dozunu artırmıştır.  İlk olarak Batı Şeria’nın “sessiz ve kademeli olarak ilhak edilmesine” izin veren işgal yasası sözde meclisten geçirilmiş, Filistin bayrağı Filistin topraklarında yasaklanmıştır. Zorbalığın, soykırımın boyutu her geçen gün artarken Müslümanların suskunluğu da derinleşmekte, Filistin meselesi gündeme dahi gelmemektedir.” İfadesini kullandı.

Türkiye ve İslam ülkelerine seslenen Ramanlı; “Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’nın kutsiyetine saldıran siyonistler bölge ülkelerinin desteği sayesinde ne yazık ki en güçlü dönmelerini yaşamaktadır. Yönetimlerin bu utanç verici sessizliği ve siyonistlerle ittifak yarışına girmesine karşı Müslüman kamuoyu artık harekete geçmelidir. Yönetimler Siyonistlerle ilişkileri kesmeye zorlanmalı, direniş fiili olarak desteklenmelidir. İslam topraklarının ortasında türeyen bu virüse son verilmedikçe bölgenin kaostan kurtulması mümkün değildir. Türkiye başta olmak üzere bölge ülkeleri Siyonistlerle tüm ilişkilerini sonlandırmalı, işgali legalleştirmekten vazgeçmelidir.” çağırısında bulundu.

 “İslam ülkeleri, Afganistan’a destek olmalı”
Geçen hafta Afganistan'ın başkenti Kabil’de, Dışişleri Bakanlığı ve büyükelçilik binalarının yakınında 20 kişinin katledildiği menfur bir saldırı gerçekleşti. Saldırıyı kınayan HÜDA PAR sözcüsü Ramanlı; “Afganistan’ın istikrarına ve huzuruna yapılan bu saldırıyı kınıyor, vefat edenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Vefat edenlerin ailelerine ve Afganistan halkına başsağlığı ve taziyelerimizi iletiyoruz.  Temennimiz bu saldırıların son bulması, 40 yıldır savaşın ve çatışmanın sürdüğü Afganistan’da huzur ve barışın hâkim olmasıdır.” dedi.

İslam ülkelerinin Afganistan hükümetine destek vermesi gerektiğini belirten Ramanlı; “Bu saldırının yapıldığı günlerde Dünya Müslüman Âlimler Birliği’nden kıymetli bir heyet Afganistan’a bir ziyaret gerçekleştirdi. İslam Emirliği'nin birçok üst düzey yetkilisiyle görüşen âlimler, İslam ülkelerine Afganistan İslam Emirliği’ni tanıma ve destekleme çağrısı yaptılar. 500 bin çocuğun yetim, 80 bin kadının dul, 150 bin kişinin engelli ve 10 milyona yakın kişinin de göç etmek zorunda kaldığı Afganistan’da sorunların kısa sürede bitmesi, huzur ve istikrarın bir an önce sağlanması, bölgesel iş birliğiyle mümkündür. İslam ülkelerini, Afganistan’ın kendi ayakları üzerinde durabilecek seviyeye gelmesi için harekete geçmeye çağırıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın