YELİZ TAVAS - SEYYAH DERGİSİ ŞUBAT 2017 -
Türkiye’nin gözde tatil merkezi Antalya, sadece yaz aylarında değil, dört mevsim tatil için uygun. Peki Antalya’ya ne zaman gitmek, nasıl gezmek gerek? Bu sorunun yanıtı Antalya seyahatinden neler beklediğinizde saklı. Klasik deniz-güneş-kum tatilinden mavi yolculuğa, kış sporlarından inanç, kültür, gurme ve balayı turlarına dek sayısız seyahat seçeneği sunan Antalya’da beğenilerinize hitap edecek bir şeyler mutlaka bulacaksınız. Türkiye’nin işaretlenmiş ilk uluslararası yürüyüş parkuru olan 509 kilometrelik Likya Yolu da kent sınırları içerisinde. Üstelik kaya tırmanışından raftinge, tüplü dalıştan cip safariye pek çok macera rotası da cabası. İşte üç bölgede Antalya’yı gezme kılavuzu.
Kaleiçi'nden Çıktık Yola
Tarihi çok eski yüzyıllara dayanan ve neredeyse tümüyle falezler üzerinde kurulan Antalya şehir merkezi, metrosu, restoranları, alışveriş ve kültür merkezleriyle büyük bir kentten beklenebilecek her türlü hizmeti sunuyor. Geleneksel bir Osmanlı konağında Türk misafirperverliği ile ağırlanmak için Kaleiçi’ne uzanmak gerek. İslam sanatının zarafetini yansıtan firuze renkli Yivli Minareli Medrese ve Roma döneminden kalma Hadrianus Kapısı da burada. Limandaki gezi teknelerinden birine atlayıp Akdeniz’e açılmak da keyifli bir seçenek. Şehir merkezine 1,5 saat mesafedeki Saklıkent Kış Sporları Merkezi, yaz aylarında gökyüzü gözlemleri için kullanılıyor. Şehir merkezindeki Konyaaltı ve Lara plajlarının yakın çevresi, balık restoranlarıyla dolu. Düden ve Kurşunlu şelaleleri de şehir merkezine çok yakın.
Golften Raftinge
Beş yıldızlı otelleri ve upuzun kumsalları ile turistlerin akın ettiği Belek, golf turizmiyle de ilgi topluyor. Yumuşak kıvrımları ve dingin göletleriyle Zen bahçelerini andıran golf sahalarının bulunduğu Belek’te uluslararası standartlarda kulüpler hizmet veriyor. Belek’in kuzeydoğusundaki Aspendos Antik Tiyatrosu, Toros dağlarının derinliklerine uzanan cip safari turlarının da başlangıç noktası. Köprüçay’ın kıyıları eşliğinde Beşkonak’a uzanan yolda yörük köyleri ve antik harabelerle karşılaşılıyor. Köprülü Kanyon’un girişindeki tarihi köprünün yüksekliği 27 metre. Dağın hemen arka yamacındaki antik kentin adı Selge. Köprülü Kanyon Rafting Merkezi, birkaç dakika ileride. Gün boyu ortasında olcağınız doğanın tadına doyamazsanız Toroslara bakan eski bir köy evinde konaklamak elinizde.
Tarih İçinde Yolculuk
İrili ufaklı 80 kadar antik yerleşime ev sahipliği yapan Antalya, konuklarına tarih içinde bir yolculuk vaat ediyor. Şehirdeki önemli ören yerlerinden biri olan Perge, Aksu yakınlarında. Güllük Dağı Milli Parkı’nda bulunan Termessos ise Anadolu’nun en iyi korunmuş Helenistik yerleşimlerinden biri. Eski çağlardan kalma yerleşim izlerine rastlanan Karain Mağarası ve Güver uçurumu Kanyonu’nu gördükten sonra istikamet Kemer. Akdeniz’in en gelişmiş turizm merkezlerinin başında gelen, Beldibi’nden başlayarak Tekirova’ya kadar uzanan sahiliyle ünlü Kemer’den sonra Phaselis antik kentine ulaşılıyor. Günümüzden yaklaşık 2 bin 600 yıl önce Rodoslu denizciler tarafından kurulan üç limanlı kıyı kenti Phaselis, altın çağını yaşadığı Roma döneminde parfüm üretimiyle ünlenmiş.
Batı Antalya
Antalya’nın sebze ve narenciye deposu Kumluca’nın komşusu Finike, eski bir liman yerleşimi. Bir kartal yuvasını anımsatan Arykanda antik kenti dışında modern marinası ve portakal bahçeleriyle tanınan Finike’de, tarihi evler de dikkat çekici. Finike’den Demre’ye uzanan 24 kilometrelik yolun seyir keyfi yüksek. Demre sahilindeki lokantaların spesiyali, közde mavi pavurya. Demre, aynı zamanda Noel Baba olarak bilinen Aziz Nikalaos’un memleketi. Demre’de yaşayıp görev yaptığı Noel Baba Kilisesi bugün bir müze. Kilisede her yıl aralık ayının ilk haftası, Noel Baba’yı anma törenleri düzenleniyor. Yürüyüş mesafesindeki Likya yerleşimi Myra ise kayalara oyulmuş mezar odaları ve sağlam antik tiyatrosuyla etkileyici bir görünüme sahip. Demre’nin iskelesi Çayağzı’ndan gün boyu Batık Şehir’e tekne kalkıyor.
Yanartaş'ın Gizemi
Kumluca yönünde Tekirova’dan itibaren gittikçe denizden uzaklaşan yol, Tahtalı Dağı’nın yamaçlarına doğru yükselmeye başlıyor. Birkaç kilometre ilerideki Çıralı sapağı, yoğun bir cangılın arasında gittikçe alçalarak göz kamaştırıcı bir kumsala açılıyor. Burası aynı zamanda Caretta caretta cinsi deniz kaplumbağalarının yaşam alanı. Pansiyon olarak kullanılan özgün ağaç evleri, orman içine dağılmış antik harabeleri, organik meyve ve sebze bahçeleriyle ünlü bölgenin asıl sürprizi Yanartaş. Volkanik bir yamacın farklı noktalarında hiç sönmeden yanan ateş öbeklerine, antik bir patikadan yaklaşık yarım saatlik tırmanışla ulaşılıyor. Çıralı’nın sekiz kilometre güneyinde bulunan Adrasan güzel kumsalı, kapı komşusu Gelidonya Burnu ise deniz feneriyle tanınıyor.
Batıkşehir'in İzinde
Üçağız, begonvillerin süslediği beyaz badanalı evleriyle küçük bir balıkçı köyü. Civardaki ormanlık tepeler adım başı Likya lahitleri, kayalara oyulmuş keşiş hücreleri, sur kalıntıları ve mezar odalarıyla bezeli gizemli bir vaha gibi. Kekova Adası ve kıyısındaki Batık Şehir, iskeleden 15 dakika mesafede. Daha ilerideki Kaleköy (Simena) ise karadan ulaşımı olmayan, el değmemiş bir Akdeniz köyü. Bölgedeki en önemli turizm merkezlerinden biri olan Kaş’ta tüplü dalış çok yaygın. Şık restoran ve kafelerin çevrelediği Cumhuriyet Meydanı’na açılan Uzunçarşı Caddesi, geleneksel dokunun en iyi korunduğu yer. Caddenin ucundaki Likya lahidi ise Kaş’ın sembolü. Türkiye’nin en güzel plajlarından biri olan Kaputaş, Kalkan yolunda. Tipik bir Akdeniz kasabası olan Kalkan da ilgiye değer güzellikte.
Torosların Zirvelerinde
Kaş - Elmalı yolunun 10. kilometresinden sonra dağ köyleri başlıyor. Sedir ormanlarıyla tanınan Kıbrıs Çayı Yaban Hayatı Koruma Parkı yol üzerinde. Kaş’a 69 kilometre uzaklıktaki Gömbe, ortasından gürül gürül dere akan küçük bir yayla kasabası. Civardaki yaylalardan Girdev buz gibi pınarları, Çukurbağ Yeşil Krater Gölü, Uçarsu ise şelalesiyle ünlü. Kaş’ın doğusundaki en etkileyici yaylalardan biri olan Sütleğen ise çam, sedir ve ardıç ağaçlarıyla kaplı derin bir vadiye bakıyor. Bulutların üzerinde bir yükselip bir alçalan dağ yolu, Kalkan istikametinde Çamlıova, İkizce, Sarıbelen, Felen ve Göldağı yaylalarına uğruyor. Kalkan’a 17 kilometre uzaklıktaki Bezirgân Yaylası, Toroslar’ın keskin tepeleriyle çevrili kapalı bir havzanın ortasına kurulmuş. Antik Likya yolunun geçtiği yaylada yaz aylarında yöresel yemekler sunuluyor.
Ve Doğu Antalya..
Bir yanda Torosların buz gibi sularıyla beslenip gürül gürül çağlayan Manavgat Çayı, diğer yanda Akdeniz’in en güzel antik kentlerinden birine ev sahipliği yapan Side. İşte Antalya’nın doğusundaki iki önemli turistik merkez. Trafiğe kapalı bir yarımada üzerinde kurulan Side’de yerleşim alanları antik harabelerle iç içe. Bir zamanlar gladyatör dövüşlerine ev sahipliği yapan antik tiyatro ve Apollon Tapınağı yörenin tarih hazinelerinden. Arkeoloji Müzesi ise antik heykeller galerisi gibi. Beş yıldızlı otellerle çevrili Titreyengöl ve Sorgun gibi doğa alanların yanı sıra, yörenin güzel kumsalı da bol. Denizden biraz uzakta kalan Manavgat ise şelalesiyle ziyaretçi topluyor. Burada gezi tekneleriyle nehir turu yapabilir, civardaki ormanlık alanları deve sırtında
keşfedebilirsiniz.
Kışın Başka Güzel Antalya
Akdeniz’in gözde tatil merkezi Antalya, sadece yaz aylarının değil, ılıman iklimi ve lüks otelleri ile kış tatillerinin vazgeçilmez duraklarından biri. Yerinde deneyimlenmiş önerilerle harika bir ilkbahara hazırlanan şehri gelin birlikte keşfedelim.
Yorum Yazın