• Seyyah

Kış güzeli Türkiye

Genellikle Türkiye’nin tatil mevsiminin yaz ayları olduğu düşünülür. Oysa dağları, ormanları, gölleri ve sahilleriyle bu ülke, kış mevsiminin fazlasıyla yakıştığı ender coğrafyalardan biridir.
Kış güzeli Türkiye
SEYYAH DERGİSİ ŞUBAT 2019 - Yeni yıla doğru bir kış sabahının sessizliğini düşleyin. Karla kaplı köknar ağaçlarının ortasında firuze taşı gibi parlayan küçük bir gölün kıyısındaki kır kasabasında, insan yüreğinin ateşini besleyen Noel zamanına günler kalmış olsun mesela. Berrak bir kış sabahını, sıcacık meyveli kekin kokusuyla karşıladığınızı düşünün. Sonra karın lapa lapa yağdığı bir dağ başında burnunuz kıpkırmızı olana dek kartopu oynadığınızı; kardan adamın gözlerinden, elinize bulaşan kömür isine bakıp çocukluğunuzu anımsadığınızı, yapay bir Noel ağacını pamuktan karlarla süslemek yerine, yemyeşil çam ağaçlarının üzerinden dökülen karların altında koşuşturduğunuzu hayal edin. Doğada bu denli uzak yaşayan, kendi doğasına bile uzaklaşan bir kent insanı, tüm bunları ister tabi. Siz istemez miydiniz?

Doğanın Zarafeti
Mevsimin güzelliklerini yaşamak için ille de uzak diyarlara gitmek gerekmez aslında. Bir kış günü İstanbul’da, Boğaziçi’nde olmak, kar mavisi bir günün tadını çıkarmak için yeterli olabilir çoğu zaman. Kar, kalın bir yalnızlık beyazı olarak kadim metropolün üzerine iner ve asırlık çınarların çıplak dallarını buzdan heykellere çevirir. Beyaz şapkalı Ayasofya kubbelerinden başlayıp Galata Kulesi üzerinden Haliç’i derin bir yalnızlık beyazına boyayarak koşuşturan kar, bir o yakaya bir bu yakaya atlayarak; Ortaköy, Kuzguncuk, Arnavutköy, Hisarlar, Kanlıca ve Emirgan’dan geçip, daha ötelerdeki Sarıyer ve Kavaklar’a tüy tüy yağar. Tekinsiz bir tekne gibi saf bir beyazlığa savrulan İstanbul, karşı konulmaz gizemli bir çekiciliğe bürünür. Karlı bir kış sabahı hiç olmazsa yakın yerlere uzanmak, hiç fena fikir de değildir yine de... Bolu, hayallerinizdeki kış manzaraları için en yakın ve en iyi seçeneklerden biridir. Ve elbette karlı kış günlerinde apayrı bir güzelliğe bürünen Aladağlar’ın eteğinde, köknar ağaçlarının arasında nazar boncuğu gibi parıldayan Gölcük. Denizden 950 metre yükseklikteki göl, çevresinde hiç bir betonarme yapı bulunmadığı için, sakin bir gün geçirmek isteyenlerin gözdesi. Gölde nazlı nazlı gezinen kuğuların zarafeti, romantizmin doruklarını yaşayan sevgililer, kuşların telaşlı uçuşları ve uzaktan çikolatadan yapılmış gibi duran iki katlı ahşap köşk; göl kıyısındaki enstantanelerin parçalarıdır Gölcük’te. Karlar altındaki göl kıyısında her yer o kadar sessiz ki, ahşap çeşmelerden akan suyun şırıltısı, lirik bir şarkı; ayaklarınızın altında ezilen yumuşacık karın sesi ise, bir kedinin mırıltıları gibi gelir kulaklarınıza. Gölcük’e gelip, Bolu’nun kış güzeli Abant’a uğramamak olur mu? Eski çağlarda orman denizi diye anılan Abant, ağaçlarla örülmüş yemyeşil dokusu, renk-ışık oyunlarının buluştuğu gölü ve esirgeyen arınmışlığıyla doğal bir erotizme sahip. Orman kıyısındaki patikalarda gezinirken, durgun suyun üzerini ipekli bir şal gibi sarıp sarmalayan limon yeşili nilüferlere dalıp gidecek, pastoral tablolar belirecek zihninizde. Masallardakilere benzeyen bahçeli evler, bir kavalın peşine takılmış koyun sürüleri, tahta tezgâhlarında bal, kaymak, reçel, peynir, köy ekmeği ve sazdan sepetler satan köylüler eşlik edecek yürüyüşlerinize... Devasa çam ağaçlarının kucağındaki tahta masalardan birine kurulup, parlak kış güneşinin rehavetinin bedeninizi esir aldığını hissedeceksiniz sonra. Sadece karlı zamanlarda değil, günün her saatinde apayrı bir güzelliğe bürünen Abant’a yolu düşmeyenin bilemeyeceği bir sırdır bu... Daha yükseklere uzanıp bir de dağda kış duygusunu yaşayalım derseniz, adresiniz Kartalkaya olmalı. Doğanın kusursuz güzelliğini konforla birleştiren Kartalkaya, son yılların popüler kış turizm merkezi. Gündüzleri, bembeyaz kar örtüsünden yansıyan güneş ışıklarıyla ışıl ışıl yıkanan kayak merkezi, akşam olduğunda romantik bir ruh haline bürünür. İster kayak, ister şömine başında romantik saatler yada gece hayatı... Kartalkaya’da seçenek çok, tercih size kalmış!



Beyaz Yalnızlık
“Ne kışı ne karı biter bu kentin. Yazın bile sırtımız tam ısınmaz da birazcık ısınır gibi olurken, kış bastırır yeniden...”, denmesi boşuna değil Erzurum için. Zira bulutlara olabildiğince yakın bir düzlüğe, yaklaşık 2 bin metre yüksekliğe kurulmuş bir şehir burası. Taşı toprağı tarih kokan kent, son yıllarda tanıştığı kış turizmiyle yeni bir cazibe merkezine dönüşüyor. Yılda ortalama 150 gün kış sporları yapılabilen Palandöken Kayak Merkezi neredeyse şehrin içine yerleşmiş. Kentin içinden çıktıktan 5 kilometre sonra, villa tipi dağ evleri takip ediyor sizi dağa doğru. Sonunda sıcacık havuzlarında kulaç atılan beş yıldızlı otellerin, renkli gece kulüplerinin ve uluslararası standartlarda kayak pistlerinin çevrelediği ışıltılı bir dünyaya açılıyor yolun ucu. Türkiye’nin kışı en sert yaşayan kentlerinin başında gelen Erzurum, bol karlı iklimi ve dağlık coğrafyasını turizmin hizmetine kazandırmış görünüyor. Yılın ortalama yedi ayı karın yerden kalkmadığı Erzurum’da, yine de kaderine isyan etmez yöre halkı. ‘’Kar bol ola ki, ovada bereket ola...’’ sözü, yöre halkının memleketlerine bakışını özetidir bir anlamda... Anadolu’da kışın iliklere kadar yaşandığı bir diğer yer de Kars’tır. Avrupai bir kent planına sahip olan Kars; Rus ve Ermeni binaları, yalnız sokakları, eski manastırları ve antik Ani Harabeleri’yle Türkiye’nin en uzak, en mahzun ve en sürprizli kenti belki de. Özellikle bembeyaz bir örtüye büründüğü karlı günlerde...
Yıllar önce kente gelen Refik Durbaş, “Burası Doğu’da bir kent olamaz, yanlışlıkla Berlin’e gelmiş olmalıyım” demişti. Siz iyisi mi bu şehri zamandan çalınmış bir kış seyahatiyle keşfedin. Yanınıza Orhan Pamuk’un “Kar” romanını almayı ihmal etmeden elbette. Uzun yolculukları göze alamayanlardansanız, hafta sonu turlarının vazgeçilmez adresi Safranbolu’ya, bu kez kışın gitmeye ne dersiniz? Bütün kent yumuşak beyaz bir örtüyle kaplanmışken, siz ahşap evlerin sıcacık kucağında dinlenebilir, arnavutkaldırımı daracık sokak aralarının size anlatacağı eski zaman hikayelerine kulak verebilirsiniz. Adını yörede yetişen safran bitkisinden alan Safranbolu’nun asırlık konakları, lezzetli hamur işleri, çeşit çeşit lokumları, şömine başı sohbetleri ve müzikli akşamları sizi bekliyor. Türkiye’nin eşsiz kış fotoğrafını tamamlayan bir diğer yer ise Kapadokya. Bölge turizminin merkezi Ürgüp, kaya kiliseleriyle Göreme Açık Hava Müzesi, konaklarıyla ünlü eski Rum köyü Sinasos, doğa harikası Ihlara Vadisi, geleneksel çömlek atölyeleriyle Avanos, trekkingcilerin favorisi Güvercinlik Vadisi, bir ortaçağ yerleşimini çağrıştıran Uçhisar, Derinkuyu ile Kaymaklı Yeraltı Kentleri, bölgenin en ilginç peribacası oluşumlarına sahip Devrent Vadisi ve Paşabağ’ı gibi yöre klasiklerini içine alan bu büyülü coğrafya, hayal ile gerçeğin ayırt edilemediği kış manzaraları vaat ediyor. Kendine özgü renkleri, sesleri, dokusu ve kalp atışlarıyla aşıklar, gezginler, sanatçılar ve yaratıcı ruhlar için eşsiz bir nimet. Bembeyaz kar tanecikleriyle süslenmiş peribacalarının fantastik kıvrımları eşliğinde uzun yürüyüşler yapmak, insan eliyle yontulmuş gerçek bir mağara evinde konaklamak, ıssız bir terasta yıldızlara dalmak, vadileri boyayan seher kırmızısıyla kahvaltı yapmak, asırlık mahzenlerin küflü kokusunun sarhoşluğunu yaşamak, yeraltı kentlerinin mucizevi dehlizlerinde yaşam izlerini kovalamak, Kapadokya’nın ruhuna inmek ve ona tutkuyla bağlanmak için deneyebileceğiniz şeylerden sadece birkaçı...



Kışı Keyfe Dönüştürecek Öneriler
*Gölcük’e 5 kilometre uzaklıktaki Bolu Kaplıcaları, hamamları, yüzme havuzları, buhar banyoları, masaj üniteleri ve vitamin barlarıyla dev bir sağlık kompleksi.
* 15 aralıktan itibaren Kartalkaya’daki gece kulüpleri, hafta sonu akşamları, şömine başında dans partileriyle şenleniyor.
* Üçkümbetler, Cimcime Sultan, Rabia Hatun... Erzurum’un hemen her köşesindeki Selçuklu kümbetleri, kentin sembolü gibi.
* Kars’ın 48 kilometre doğusundaki Ani Harabeleri, 8 bin yıllık tarihiyle Hıristiyan ve İslam ortaçağının anıt kenti.
* Safranbolu’daki tarihi Osmanlı yapısı Cinci Hamamı’nın kadın kesecileri, şaşırtıcı derecede başarılı birer masöz.
* Kapadokya’nın karla kaplı vadileri üzerinde balonla süzülmek sıradışı bir deneyim. Önerim: Kapadokya Balloons Göreme.

Yorum Yazın