Leziz aparatifler
Park Hyatt Istanbul “çay saati” etkinliği, vejetaryen sushi, somonlu sandviç, sebzeli kiş, ekler, müsli, üzümlü scone, çilekli milföy ve macaron gibi 20 çeşit soğuk servisin yanı sıra; su böreği, sucuklu mini sandviçler, kavurma ve kaşarlı tostlar ile çay keyfini ikiye katlıyor. Park Hyatt Istanbul’da akşamüstü çay keyfine eşlik edecek seçkin tatlardan oluşan çay saati menüsü kişi başı 80 TL + KDV şeklinde konuklara sunuluyor. 12 yaşın altındaki çocuklar ise bu fiyattan yüzde 50 indirimli yararlanabiliyorlar. Ayrıca akşamüstü keyfini uzatmak, Nişantaşı’nda yeni akşamı bir kadeh şampanya ile karşılamak isteyenleri de unutmayan Park Hyatt İstanbul, bu menüsünü de kişi başı 170 TL + KDV ile fiyatlandırıyor.
Büyüyen marka
Merkezi Chicago’da bulunan Hyatt Hotels Corporation, misafirlerini ağırlamakta gösterdiği üstün başarı ile haklı bir gurura sahip. Hyatt, 14 markası ile dünyanın önde gelen otel şirketlerinden biri. 55 ülkede, 100 binden Hyatt personeli, her gün otantik misafirperlik göstererek ağırladıkları misafirlerinin hayatlarında fark yaratmakta. Şirket, onlarca marka altında 750’den fazla otel ve tatil beldesi işletmekte, isim hakkı işletmeciliği yapmakta veya yönetmekte. Altı kıtada yatırımlar ise devam ediyor. Park Hyatt Istanbul “çay saati” etkinliğine katılmak ve lezzit atıştırmalıkları denemek için detaylı bilgi ve rezervasyon talep edebilirsiniz.
Çay sadece çay değildir!
Sezai Karakoç’tan Bedri Rahmi Eyüboğlu’na birçok yazar ve şaire ilham veren çayın Türk kültür tarihinde özel bir yeri var. Dünyanın yarısı çay der bu içeceğe. Kalanlar ise tea. Çünkü çayı kervanlar aracılığıyla getirenler ismini Kanton’da “cha” deyişinden, deniz yoluyla getirenler Amoy lehçesindeki “tay” okunuşundan almıştır. İtalyanlar ise çay için iki ayrı isim kullanırlar: “Cia” ve “te”. Besbelli onlar çayı hem baharat yolundan gelen kervanlardan hem de deniz yolundan ithal etmişlerdir. Arapçada “shai”, Hindistan’da “chaaya”, Çek Cumhuriyeti’nde “cay”, Japonya’da “cha” veya “ocha”, İran’da “tzai” veya “chai”, Portekiz’de “chà”, Danimarka’da “te”, Hollanda’da “thee”, İspanya’da “té”, Fransa’da “thé”, İsrail’de “tae” ve Endonezya’da “téh” derler. Almanya’da Birinci Dünya Savaşı’na kadar çay için kullanılan “thee” kelimesi, savaştan sonra “tee” oluvermiş. Tibetliler ise üçüncü bir isim bulmuşlar. “boe’ja” diyorlar çaya. Her halükarda çayın menşeinin Çin’e uzandığı konusunda bir ittifak var. Bir Çin atasözü ise zaten şöyle: “Çaydan bir gün uzak tutulmak yerine yemekten üç gün uzak durmayı tercih ederim.”
