Troid nodüllerinin, troid bezinin yapısından kaynaklanan bir hastalık olduğunu söyleyen Acıbadem Kayseri Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Yunus Dönder, “Troid bezi vücudun orkestra şefidir. Troid bezinden salgılanan hormonlar vücudu yönetir. Troid bezinde bazı nodüller oluşabilir. Nodüller, bazı belirtilerle kendini ifade eder, bu belirtiler; boyunda şişlik, nefes darlığı, yutkunma güçlüğü veya troid bezi çok çalışırsa ellerde titreme, kalp çarpıntısı ya da terleme gibi semptomlar olabilir. Troid bezi az çalışırsa vücutta ödem oluşabilir, halsizlik ve yorgunluk olabilir. Nodülün araştırılması ve değerlendirilmesi yapılacak tedavi için çok önemlidir” dedi.
“İyi ya da kötü huylu nodül ayrımı yapılıyor”
Nodüllerin farklı özellikleri olduğunu belirten Doç. Dr. Yunus Dönder, tedavi şeklinin nodüllere göre değiştiğini söyleyerek şu bilgileri verdi: “İyi ya da kötü nodül olması, boyutu ve sayısı çok önemli. Örneğin bazı troid nodüllerini biz sadece ultrasonla takip ediyoruz. Eğer ki bir santimi geçiyorsa ve şüpheli semptomlar varsa o zaman biyopsi yapıyoruz. Tanısını koyduğumuzda tümör veya tümör şüphesi varsa o zaman ameliyat yapıyoruz”
“Riski en aza indirmek için sinir monitör cihazı kullanıyoruz”
Troid ameliyatlarında kalsiyum düşüklüğü ve sinir hasarı oluşma riskinin olduğuna dikkat çeken Dönder, bu riskleri bertaraf etmek için sinir motorizasyon yönteminin kullanıldığını belirterek şunları dedi: “Troid ameliyatlarından sonra geçici veya kalıcı kalsiyum düşüklüğü görüşebiliyor bunun yanında yine geçici veya kalıcı sinir hasarı olabiliyor. Sinir hasarı riskini de en aza indirmek için sinir monitör cihazı kullanıyoruz. Amacımız mümkün mertebe troid dokusunu tümden almak. Ancak sinir dokusuna çok yakın bir troid dokusu varsa bazen siniri riske atmamak için küçük bir troid dokusu bırakılabiliyor. Kalan dokunun tedavisi için radyoaktif iyot yöntemini kullanabiliyoruz. Bu kararları verirken, hastaya en yüksek fayda sağlayan yöntemi seçiyoruz.
“Tek taraflı veya çift taraflı troid ameliyatları yapabiliyoruz”
Troid nodülünün içeriğine göre tek ya da çift taraflı ameliyatların yapıldığını aktaran Dönder, “Troid bezi vücudun hızlı çalışması ya da az çalışmasını belirleyen bir bez olduğu için hızlı çalışması da az çalışması da bizim için istenmeyen bir durumdur. Tedavi nodülün iyi ya da kötü huylu olmasına göre değişiyor. Öncelikle tanı yöntemleri kullanıyoruz. Hastanın hormon kontrollerini yapıyoruz. Ultrasondaki nodülün boyutuna, sayısına ve tipine göre biyopsi önerebiliyoruz. Biyopsi sonucuna göre de iyi huyluysa takip edebiliyoruz. Kötü huyluysa ya da kötü huylu şüphesi varsa o zamanda cerrahi tedaviyi öneriyoruz. Tek taraflı veya çift taraflı troid ameliyatları yapabiliyoruz. Tek taraflı troid ameliyatı yaptığımız zaman dışardan troid hormonu vermemize gerek kalmayabiliyor. Ancak çift taraflı yapıyorsak, kişinin ömür boyu troid hormonu kullanması gerekiyor. Bu hastalarda troid hormon kontrollerini yapıyoruz. İlk zamanlarda troid hormonunun dengesini tutturmak zor olabiliyor. Troid ameliyatlarında troid bezinin hepsini aldığımız zaman troid hormonunu dışarıdan yerine koyuyoruz. Hastanın her gün alması gereken bir ilacı oluyor. Ancak troid dokusunun hepsini almadığımız ameliyatlarda dışarıdan hormon vermeyebiliyoruz. Bu da hastanın hormon düzeyine bağlı bir durum” ifadelerini kullandı.
Dr. Dönder: “Troid bezi vücudun orkestra şefidir”
Acıbadem Kayseri Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Yunus Dönder, troid bezinin insan vücudunda adeta orkestra şefi olduğunu dile getirerek, “Troid bezinden salgılanan hormonlar vücudu yönetir” dedi.