Koronavirüs (COVİD-19) pandemisinin tüm dünya ile birlikte ülkemizi de etkileniyor. Alınan tedbirlerle birlikte salgının azaltılması hedefleniyor. Görülen semptomları hastalığın teşhisinde önemli yer tutuyor. Korononavirüslü hastalarda en yaygın olarak ateş, öksürük, yorgunluk, nefes darlığı, boğaz ağrısı, baş ağrısı, yaygın vücut ağrısı, bulantı, kusma, ishal, gözlerde kızarma gibi şikayetlerin bir ya da birkaçının görülebildiğine dikkat çeken Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Şaban Çelebi, bu şikayetlerin içerisinde en önemlisinin ateş ve öksürük olduğunu, bununla birlikte KBB hekimlerini ilgilendiren şikayetlerin de göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etti.
’’ Güney Kore’de koronavirüs hastaların yüzde 30’unda tat ve koku bozukluğunun tespit edildi’’
Hiçbir semptomu olmayan sadece tat ve koku bozukluğu gelişen hastalarda da koronavirüs enfeksiyonunun olabileceğini dile getiren Doç. Dr. Çelebi, Güney Kore’de koronavirüs hastaların yüzde 30’unda tat ve koku bozukluğunun tespit edildiğini belirtti.
Bu tat ve koku bozukluğunun herhangi bir başka belirti olmadan ani olarak gelişebileceğini, ateş, ağrı, öksürük, solunum sıkıntısı gibi koronavirüsün yaygın şikayetlerinin görülmeyebileceğini sözlerine ekleyen Doç. Dr. Çelebi, bu kişilerin sosyal mesafeye ve izolasyon kurallarına uyarak koronavirüs kliniklerine müracaat etmesinde fayda olduğunu vurguladı.
Tat ve koku kaybına dikkat
Tat ve koku kaybına dikkat çeken Doç. Dr. Çelebi, ’’Normalde keskin olarak aldığımız tat ve kokularda (örneğin; soğan, baharat, kolonya, kahve) kaybolma olur. Tat ve koku bozukluğu koronavirüse özgü bir bulgu olabilir. Bu şikayeti olan kişiler, hastalığın yayılmasının önlenmesi açısından daha dikkatli olmalıdır’’ dedi.
Tat ve koku bozukluğunu açıklayan başka bir sebep olmadığında, özellikle bu koronavirüs salgını döneminde hastanın, bu hastalık yönünden değerlendirilmesinin göz önünde bulundurulması gerektiğinin altını çizen, Doç. Dr. Çelebi, genetik ve çevresel faktörlerdeki farklılıktan dolayı bu şikayetlerin her hastada görülmediğini, tat ve koku bozukluğu şikayeti olan kişileri muayene eden KBB hekimlerinin, bu hastaları potansiyel koronavirüs pozitif hasta olarak değerlendirip muayene önlemlerini alması gerektiğini belirtti.
’’Belirtilere doğru yaklaşım çok önemli’’
Doç. Dr. Şaban Çelebi, virüsün en fazla burun ve boğazı içine alan üst hava yolunda bulunduğunu ve muayene ederken hastanın hapşırması ile bulaşıcı riskin arttığını vurguladı.Tat ve koku duyusu kaybının genellikle geçici bir şikayet olduğunu ve birkaç gün ila birkaç hafta içerisinde düzeleceğini anlatan Doç. Dr. Çelebi, burada ürkütücü olan durumun, tat ve koku duyusunun kaybı değil, bu hastaların göz ardı edilerek diğer hasta olmayan kişilere koronavirsü yayma ihtimalleri olduğunu belirtti.
’’Burun tıkanıklığı şikayeti de koronavirüs hastalarda nadiren görülmekle’’
Doç. Dr. Çelebi sözlerine şöyle devam etti: ’’Burun akıntısı ve burun tıkanıklığı şikayeti de koronavirüs hastalarda çok çok nadiren görülmekle birlikte bunun dışındaki daha önce görülmemiş hasta yakınmaları da daha dikkatlice değerlendirilip özellikle bu pandemi döneminde göz önünde bulundurulmalıdır’’ dedi.
’’Koronavirüsün yüz felci ve işitme kaybı yapması ile ilgili herhangi bir bilimsel veri yok’’
Koronavirüsün yüz felci ve işitme kaybı yapması ile ilgili herhangi bir bilimsel veri olmadığını ifade eden Doç. Dr. Çelebi, ’’İşitme kaybı olan hastaların yalnızlık, anksiyete, depresyon gibi nedenlerden dolayı immün sistemler zayıflayabilir. Aynı zamanda işitme kaybı olan hastaların çoğunluğu ileri yaşlarda ve hipertansiyon, diyabet gibi ek hastalıkları var. İşitme kaybı olan bu hastaların koronavirüse karşı direncinin zayıf. Yani işitme kaybı olması, koronavirüse yakalanma riskini arttırabilir gibi bir durum söz konusu değil’’ şeklinde konuştu.