Çünkü önemli ulusal bayramlarından birini çocuklara adayan ve bu günü Çocuk Bayramı olarak kutlayan bir ülkede yaşamaktadırlar.
Türkiye’deki çocuklar başka açılardan da şanslıdırlar. Büyük çoğunluğu bebeklik dönemini hayatta kalarak geçirmekte, kendilerine özen gösteren ailelerde büyümekte ve düzenli olarak okula gitmektedirler. 1990’lı yıllarda bu ülkede her 20 çocuktan biri 5 yaşına gelmeden ölüyordu; bugün bu oran yaklaşık yalnızca 70 çocukta birdir.
Diğer sağlık göstergelerinde de benzer iyileşmeler görülmektedir. Son yıllarda, yaşama iyi bir başlangıç yapma, yaşamın daha sonraki evreleri için gerekli temelleri oluşturma açısından önem taşıyan okulöncesi eğitimde de yaygınlaşma görülmektedir. Bugün hemen hemen istisnasız tüm kız ve erkek çocuklar ilkokula gitmektedir. Sportif ve kültürel etkinliklere katılan, modern teknolojiden yararlanan daha çok çocuk görüyorum.
Kuşkusuz, her şeyin daha iyisi olabilir. Kimi çocuklar toplumsal konumları ya da kişisel durumları nedeniyle yararlanabilecekleri fırsatlardan yoksun kalmaktadır. Sağlanan hizmetler ve kalitesi değişkenlik gösterebilmektedir. Kimi çocuklar da şiddet, çocuk işçiliği, suç ya da erken ve zorla evlendirilme gibi olumsuzluklarla karşılaşmakta; yardım da her zaman zamanında gelmeyebilmektedir. Bu ve benzeri konular hükümet tarafından ele alınmaktadır ve bizler de UNICEF olarak bu çabaları desteklemekteyiz.
Son birkaç ay içinde bile önemli gelişmelere tanık olduk. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı her çocuğun bir ailesi olması için çok başarılı bir korucuyu aile kampanyası başlattı. Ortaöğretim zorunlu hale getirildi. Şikâyetleri alıp bunlar hakkında işlem yapmak üzere kadınlar ve çocuklar için bir denetçilik kurumu oluşturuldu. Türkiye’nin çocuklar için yapmış ve yapmakta olduklarının birçok açıdan diğer ülkeler için örnek teşkil edeceğine derinden inanıyorum.
Aynı şeyler, Türkiye’nin Suriye’deki krize yönelik tutumu için de söylenebilir. Ülkelerindeki şiddet olaylarıyla sarsılan ve her şeylerini bırakıp buraya gelen, yarısı çocuk olmak üzere 400 bin kişiyi barındırıp ihtiyaçlarını karşılamak ne kolay ne de ucuz bir iştir. Türk Hükümetini temsilen Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile Kızılay bu konuda büyük işler yapmaktadır. Bizler de, amansız bir çatışmada sıkışıp kalan çocuklar ve gençler için bir normallik algısı yaratma açısından eğitim ve çocuk koruma gibi alanlarda yardımlarda bulunabildiğimiz için mutluyuz.
Sizlere mutlu bir bayram, Türkiye ve dünyada çocuk hakları ve çocuk refahı açısından iyi haberler diliyorum.
UNICEF Türkiye Temsilcisi