• Kurumsal

Müze Kente objektiften bir bakış

Safranbolu; Beypazarı, Taraklı ve Odunpazarı gibi klasik Osmanlı kent mimarisini yansıtan tarihî kentlerimizden biri.
Müze Kente objektiften bir bakış
Sultan Gedik - Özgün mimariye sahip evleri ile ünlü olan Safranbolu, sahip olduğu zengin kültürel mirası korumadaki başarısı sayesinde 1994 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girdi.

Kültürel ve ekonomik açıdan parladığı Osmanlı döneminde, İstanbul-Sinop kervanyolu üzerinde önemli bir konaklama merkezi olan Safranbolu, geleneksel Türk toplum yaşantısının tüm özelliklerini yansıtan kültürel mirasını, çevresel dokusu içinde koruyabilmiş kentlerimizden biri. Kente haklı bir ün kazandıran evleri, 18. ve 19. yüzyıl hayatını, kültürünü, ekonomisini, teknolojisini ve yaşama biçimini aktaran bir mimarlık bilgisi ile inşa edilmiş. Kentte bulunan yaklaşık 2000 geleneksel Türk evinin 800 kadarı yasal koruma altında bulunuyor.

Geleneksel mimari örneklerinin görüleceği Yörük Köyü ve Bağlar ve Safranbolu evlerinin en güzellerinden Kaymakamlar Evi’nin; Semerciler ve Dericiler Çarşıları ile Osmanlı döneminde lonca örgütlerinin bulunduğu Arasta’nın, 17. yüzyıl mirası Cinci Han’ın ve Türklerin Safranbolu’da konuşlandığı ilk nokta olan harika manzaralı Hıdırlık Tepesi’nin objektiflerin ardından bu defa farklı bir açıyla görüleceği fotoğraf gezisi, ünlü fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar’ın eşliğinde gerçekleştirilecek.

Çağlar Boyu Safranbolu
Antik çağlarda Paflagonia bölgesinin içinde kalan Safranbolu, yüzyıllar içinde Lidya, Pers, Helen, Roma ve Bizans hâkimiyetinde kalmış. 12. ve 13. yüzyıllarda sırasıyla Danişmentlilerin, Selçukluların ve Candaroğullarının idaresi altına giren şehir, 15. Yüzyılın ortasında Osmanlı hâkimiyetine girmiş. 19. yüzyılda bir sancak merkezi olan ve 1927’de Zonguldak’ın ilçesi yapılan Safranbolu, son olarak 1995 yılında il olan Karabük’e bağlanmış.

İlkçağda adı “Dadybra” olan ve Türk egemenliğine girince adı “Zalifre”ye çevrilen Safranbolu’ya, daha sonra “Borglu” ve Osmanlı yönetiminde de “Taraklı Borglu” denmiş. 18. yüzyıl sonlarında “Zağfiran-Borlu” ve “Zafranbolu” olarak anılan kent, 1940 yılında “Safranbolu” adını almış.

Safronbolu evleri
Safranbolu denince akla ilk gelen Safranbolu evleridir. İlçe merkezinde 18. yüzyıldan 20. yüzyılın başına dek yapılmış yaklaşık 2000 geleneksel Türk evi bulunmaktadır.

Safranbolu evleri iki ayrı kesiminde gruplanmıştır: Eskiden “şehir” diye bilinen ve kışlık olarak adlandırılan çarşı kesimi ile “bağlar” diye bilinen ve yazlık olarak kullanılan kesim. Çarşı ve bağlar semtlerinde toplu olarak korunabilmiş Safranbolu evleri, çoğunlukla tarıma elverişli olmayan vadi kenarındaki yamaçlara, çevreye ve komşulara saygılı bir biçimde, birbirinin manzarasını ve güneşini kapatmayacak şekilde inşa edilmiştir. Arnavut kaldırımlı yollar ise sel sularına karşı dayanıklı ve rutubeti en aza indirebilecek nitelikte meyilli formda yapılmıştır.

Geleneksel ev tarzının ön planda olduğu Safranbolu’da evler genellikle 3 kattan oluşmuş, 6-8 odalı ve geniş kullanım alanlı olarak tasarlanmıştır. Odaların her biri, bir çekirdek aileyi barındırabilecek tüm unsurlara sahip bağımsız birer birimdir. Her odada yüklük adı verilen dolaplar, sergenler, ocak ve sedirler vardır. Ahşap yüklük dolapların içerisinde, yıkanmak amacıyla da kullanılabilen gusülhaneler mevcuttur. Safranbolu evlerinin dikkat çeken bir diğer özelliği, tavanlarındaki ahşap işlemelerdir. Evlerindeki “çıkmalar”, dış görünümü tekdüzelikten kurtarmaktadır. Evlerin bazılarının içlerinde, serinlik vermesi ve yangından korunması amacıyla yapılmış havuzlar bulunur. Evlerin inşasında, alt katlarda taş, üst katlarda kerpiç ve ahşap tercih edilmiştir. Çatıda ise alaturka kiremitler kullanılmıştır.
Cem Sultan
Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı