Rheinpfalz gazetesi, Almanya'da bazı sektörlerde koronavirüs salgınına karşı yeterli önlemlerin alınmadığını savunuyor: “Korona krizi yetersizlikleri acımasızca gözler önüne seriyor. Bu dünya çapında böyle. Örneğin politikacıların yönetim zaafiyetleri veya devletlerin kötü sağlık sistemleri ortaya çıkıyor.Gerçeklerin göz ardı edilmesi de bugünlerde destekleniyor, zira her şey sorunsuz şekilde ilerliyor. En azından toplumun çoğunluğu için durum böyle. Alman mezbahalarındaki çalışma koşulları da buna uyuyor. Çünkü bazı mezbahalarda enfeksiyon sayıları büyük artış gösterince buralarda çalışan Rumen, Bulgar ve diğerler yabancı işçilerin çalışma ve yaşam koşulları aniden eleştiri konusu haline geldi. Durumları elbette daha önce de biliniyordu. Almanya'da halkın büyük çoğunluğu kötü çalışma koşullarının diğer sektörlerde de geçerli olduğununun farkında. Tarlalarda çalışanlar da bazı kurye olarak çalışanlar kadar mağdur olabilir. Sıkışık, dar ortamlarda, yan yana çalışma ve yaşam koşullarından dolayı daha büyük bir enfeksiyon riskiyle karşı karşıyalar.”
Hafta sonunda korona önlemlerine karşı düzenlenen gösterilere dikkat çeken Neue Osnabrücker Zeitung, bu gösterilerin ve katılımcılarının suçlanmaması gerektiğine işaret ediyor: “Almanya'da bir protesto olur olmaz bazı güvenlik makamları hemen heyecana kapılır. Bu durumda sakin kalmakta yarar var. Korona önlemlerine karşı birkaç bin gösterici eylem yaparsa bu demokrasi için rahatsız edici bir durum olmaz. Ayrıca gösterilere katılan herkesi radikal veya ezoterik olarak görmek haksızlık olur. Oralarda sıradan insanlar da var. Ancak onlar kendilerine şu sorunun yöneltimesine izin vermeliler: Sağcı popülist ve komplo teoricilerinin yanında bir gösteriye katılmalılar mı? Bunlar iyi bir topluluk değil. Ancak genel olarak toplumun bu tür aşırı uçlara karşı büyük ölçüde bağışıklık kazandığı görünüyor. Eskiden sık sık dillendirilen Alman korkusundan artık pek eser kalmamış.”
Hessische Niedersaechsische Allgemeine ise yorum köşesinde tüm ilgililerden daha açık ve şeffaf davranmalarının beklendiğini vurguluyor: “Başbakan'dan yerel sağlık memuruna kadar herkesin pandemiyle mücadele çerçevesinde yapılanları tüm kanallarda, eskisinden daha sık ve şiddetle açıklaması ve savunması şart. Şeffaflık ve mantıklı izahat makul düşünceli olanları korur. Şeffaflık, karmaşık olayların basitleştirilmesi korona protestolarında gözlemlenen kötü niyetin cazip gelen çağrılarına karşı bağışıklık sağlar. Hiçbir şey insanları 'devlet rejimi' kadar bastırılmış ve gasp edilmiş kurban rolüne büründüremez. Ve bu nedenle sessiz çoğunluk halka açık yerlerde egemenlik talep ediyor. Şu anda bazı şehirlerde tam olarak işte bunlar oluyor. Bu da tam olarak aşırılık yanlılarının ve popülistlerin, özellikle de sağcıların işine geliyor.”
Almanya'da futbol maçlarının seyircisiz olarak oynanmaya başlaması Braunschweiger Zeitung'da ele alınıyor: “Hafta sonu gösterdi ki, stadyumdaki seyirciler oyunun değerini artırıyor. Bu onların müsabakanın katma değeri oldukları anlamına geliyor. Taraftarları futbolla özdeşleştiren renkler, mitler ve takımın tarihi, heyacan, kendisiyle aynı duyguları taşıyan kalabalıkta kaybolma duygularını taraftarlar kendileri yönlerdirir. Bunlar olmayınca futbol, 22 gencin atletik ve koordineli şekilde top koşturmasından başka bir anlam ifade etmez. Bir vesiledir ama gösterinin sadece küçük bir unsurudur. Çelişki olan, korona krizinin taraftarları dışlarken onların birlikteliğini güçlendirmesi.”
