TİC Holding Header
  • USD 32.594
  • EUR 35.008
  • Altın 2450.557
  • BIST 100 9796.33
  • Genel

Uçak kazasından sağ kurtulan Adem Bilici, yıllar sonra o anları anlattı!

Adem Bilici, 1994 yılında askeri görevini yerine getirirken yeni doğmuş çocuğunu görmek için komutandan izin alarak uçakla seyahat etmeye karar vermişti.
Uçak kazasından sağ kurtulan Adem Bilici, yıllar sonra o anları anlattı!
Merve Şişman -

Başına geleceklerden habersiz bindiği uçak Van ilinde uçağın burnunun yere çarpmasıyla düştü. Sağ kurtulan Adem Bilici’nin hayatına dair, başına neler geldiğini sorduk.

Adem Bilici, 1972 yılında Ankara’da dünyaya gözlerini açtı. 16 Çocuklu bir ailenin 8. çocuğu olan Adem Bilici küçük yaşta çiftçilikle uğraşmaya başladı. Okul hayatında ‘ Sarı çizmeli Adem ‘ olarak anılan Adem Bilici ortaokuldan sonra yeterli imkanlar olmadığı için eğitimini tamamlayamadığını söylüyor. Çalış İlk öğretim okulundan 1982 yılında mezun olmasıyla, tarlada çalışmaya başladı. Yaşıtları eğitim hayatına devam ederken kendisinin tarlada çapa yapması, sığır gütmesi içini burktuğunu Adem Bilici söylese de kader böyleymiş diyor. Adem Bilici, “Hayat planlarımızdan değil yaşadıklarımızdan ibarettir” ifadesini sürekli çevresindeki insanlara söylediğinin de altını çiziyor. Kazadan sonraki senelerde 2 kızı ve eşinin kendisini bıraktığını söyleyen Bilici, Ankara’da özel bir sitede 72 daireye bakarak kapıcılık yaptığını dile getiriyor. Yalnız başına hayatına devam eden Adem Bilici 3 kez intihar etmeye çalıştığını dile getirdi.




“Sarı çizmelerim sahip olduğum tek şeydi”

1972 yılında Ankara’da doğdum. Kalabalık bir aileydik. Babam küçük kardeşlerimi döverek öldürdüğü için sabıkası vardı. 16 çocuklu bir aile olmanın en kötü yanı geçim sıkıntısıydı. Tarlada çalıştırılır, ayaklarımız şişene kadar çapa yapardık. Annem tarladan geldiğinde sığırlara sürülen yara kapatıcı kremi bizim ayaklarımıza sürerdi. Hayvandan bir farkımız yoktu. Sığırlarımız bizden daha kaliteli zaman geçiriyor bile diyebillirim. O günlerin bitmesi için çok dua ediyorduk kardeşlerimle. Şiddetin olduğu aileden sağ kurtulan 8 kardeşimden biri de ben oldum. Annem çocuklarının kayıplarına daha fazla dayanamadı. Sobanın ateşi söndüğünde annemin ağlama seslerini duyuyordum. Mekanı cennet olsun anneciğimin, onu çok özlüyorum. Küçük bir çocuk gibiyim yine de yaşım 48 oldu. Ama sürekli kendi dağılan ailemden çok canım annemi özlüyorum. Küçüklüğümde sahip olduğum tek şey sarı çizmelerimdi. Başka tarlalarda çalıştığımda giyerdim. Köyün zengin ailesinden olan bir çocuk vermişti. Oysa sahip olunanlar en yakınımdaki annemdi.

‘Kızımı görmeye giderken başıma gelecekleri bilmiyordum’

1994 yılı kış dönemiydi. Askeri görevimi yerine getiriyordum. Komutan kızımın doğduğunu söyledi. Eşim hamileydi, ben askerdeyken. Gelen mektubuma baktım, kızım olduğu için heyecandan ne yapacağımı bilmiyordum. 29 Aralık 1994 tarihinde Ankara-Van seferini yapan Boeıng 737-400 uçağı Van’ın Erdemit ilçesi yakınlarında bir köyün olduğu bölgeye 1-2 km arasındaki bölgeye düştü. Uçakta 70 kişi olduğunu biliyorum,1994 yılında Türk hava yollarına ait bir uçaktı. Ekonomi bölgesindeydim. Uçağın orta kapısındaki bölgede cam kenarında oturuyordum. Uçak 2 kere piste inemedi. Daha sonra yön değiştirip inmeye kalktığında dağa burnunun ucuna düştü. Kemerim takılıydı. Uçak zıplıyordu, kemeri takılı olmayanlar ilk inişte savruldu. Yanımda bir kadın oturuyordu. Kemeri takılı değildi, kendisinin cansız bedenini parçalanmış şekilde gördüm. Korkunçtu. Uçak zıplarken çarpmanın etkisiyle ikiye ayrıldı. Ayrılan yerden koltuğumla beraber havaya fırladım. Elimde mektubumu sımsıkı tutmuş, çığlıklara şahit oluyordum. Kar beyazı dediğimiz dönemde, karın üzerinde kopmuş uzuvlar, cesetler, kan her şey vardı. Sadece yeni doğmuş kızımı görmek istemiştim. Başıma gelecekleri nereden bilebilirdim ki.




“Uçağın kuyruk bölgesinde olan bir bebek kurtulmuş”

Yere düştüğümde bilincim yerindeydi. Bacağımda ve yanağıma uçağın parçaları batmıştı. Üstümde ağırlık vardı. Çığlıklar duyuyordum, etraf kan kırmızısıydı. Az da olsa nefes alabiliyordum. Hayatta kalanlar ağlamaklı seslerle ‘yardım edin lütfen’ diye bağırıyorlardı. Yanımda cesetler vardı. Askerler, köylüler bizi kurtarmaya gelmişler. Patlamadan sonra geriye kalanları tabii. Patlamadan geride kalan parçaların arasından uçağın kuyruk kısmından bir bebek çıkardılar. Gözlerime inanamadım. Çünkü burnu bile kanamamıştı. Ölümle burun buruna geldim. Daha sonra bir asker beni taşıyordu sanırım. Köye götürülmüşüm. Hastane falan ambulans hiçbir şey yoktu haliyle. Köydeki insanlar, askerler duyup gelmeseydi. Canlı kurtulanlar da zamanla ölecekti. Karın soğukluğu dinç tuttu. 3-4 metre kar vardı. Van haliyle Aralık ayıda olunca soğuktu. 70 Kişi olduğunu düşündüğüm uçakta en fazla 9-10 kişi kurtulabilmişti. Daha sonra haberlere de baktığımda uçakta çalışanların çoğunun hayatını kaybettiğini söylemişlerdi.



“Eşimle ayrıldıktan sonra kızlarımla da görüşmemeye başladık”

Kızımı görmek için gittiğim yere uzun uğraşlar sonunda varmıştım. Kızımla hasret giderdikten sonra askerlik izini dolmuştu. Görevime geri gittim. Askerliğimi de tamamlayınca Ankara’da ailemle yaşamaya başladım. Eşimle görüşlerimiz, hayata bakış açımız farklı olduğunu anladığımızda boşanmaya karar verdi eşim. Benim tek isteğim kızlarımın yeterince büyümesi ve o şekilde ayrılmaktı. Olmadı, yapamadık ve ayrıldık. İki kızımı da okutmak için elimden geleni yapıyordum. Özel bir sitede 72 daireye bakan kapıcı olarak çalışıyordum. Ben okulumu bitirip daha iyi işlerde çalışamadım. Ama kızlarım en iyi yerlerde okusunlar istedim. Okudular, eşimle beraber onlar beni bırakıp gitti. Eski eşimle görüşmemem normal ama kızlarımın sesini özledim. Benimle görüşmüyorlar, arıyorum açmıyorlar. Özlemimden 3 kez intihar etmeye çalıştım. Büyük kızım evlenmiş benim haberim yoktu. Hayatıma yalnız devam etmeye çalışıyorum. 72 daire bakıcısı olarak ve iki civciv sahibi olarak.

Not: Adem Bilici hayatına dair bilgiler sunduğu için bilgiler ekleyerek haberi zaman zaman güncelliyoruz.

Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri