Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu, bir dizi ziyaret ve programa katılmak üzere geldiği Rize’de Rize Cumhuriyet Başsavcılığını ve ardından Rize Valiliğini ziyaret etti. Ziyaretlerin ardından Rize Barosu’nda basın toplantısı gerçekleştiren Feyzioğlu, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Türkiye Barolar Birliği’nin hiçbir partinin yanında veya arkasında olmadığını ifade eden Feyzioğlu, “Biz bu görevleri karşılıksız yerine getirmeye gayret ediyoruz. Karşılık sadece meslektaşlarımızın ve vatandaşlarımızın sevgisidir. Milli birlik içerisinde hareket etmemiz gerekiyor. Türkiye Barolar Birliği hiçbir siyasi partinin ne yanında ne arkasında. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bizim vazgeçilmemiz. Cumhuriyetimizin çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkması için mücadele ediyoruz” dedi.
Bu yıl hukuk fakültelerine giriş puanlarının daha yüksek olacağının altını çizen Feyzioğlu, “Hukuk kitaplarını ezberletebilirsiniz, kanunları ezberletebilirsiniz ama düşünme yeteneğini ve sorgulama yeteneğini kazandırmazsanız eğitim vermemişsinizdir. Bir savcı ona sığınan vatandaşın derdini dinlemenin onun en asli vazifesi olduğunu bilir. İşte bu eğitimdir. Bu bilinçler eğitimle olur. Cumhurbaşkanı fakültelere giriş sıralamasını 190 binden 100 bine düşürmeyi hedeflemiştir. Bu yıl çok daha yüksek puan ile sınavlara girilecektir” diye konuştu.
Kendisinin herhangi bir siyasi partinin genel başkanlığına yakıştırılmasından memnuniyet duyduğunu ancak söz konusu konuma asla gelmeyeceğini ifade eden Feyzioğlu, kendi milliyetçiliğinin Mustafa Kemal Atatürk’ün yapıcı milletçiliği olduğunun altını çizdi. Feyzioğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Bizim dünyaya ideolojik bakmak yerine çözüm odaklı bakmamız lazım. Böyle baktığımız zaman ortada çözülmeyecek bir sorun olduğunu görmüyorum. Türkiye görevini iyi yapan insan istiyor. Ben herhangi bir siyasi partinin genel başkanlığına yakıştırılmaktan memnuniyet duyarım ama ben kendimi böyle bir yere asla getirmem. Hiçbir siyasi partide yerim olmadı, olmayacak. Benim milliyetçiliğimden rahatsız olan varsa olabilir. Mustafa Kemal Atatürk’ün tanımladığı şekilde herkesi kucaklayan, bu vatana hizmet eden yapıcı milliyetçilik anlayışıdır. Bugün bilimsel yapıdaki çalışmalarda Mustafa Kemal’in bu olayı Ortadoğu sıkıntısının çözülmesine bile örnek gösteriliyor.”
"ABD ile gerçekleşen görüşmelerin çok verimli geçtiği gözüküyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretinde gerçekleştirdiği görüşmelerin verimli geçtiğini gördüğünü ifade eden Feyzioğlu, Türkiye’ye karşı kara propaganda yapıldığını ifade etti. Kitap vererek ve film seyrettirilerek sıkıştırma yapılmasının yetersiz olduğunu ifade eden Feyzioğlu, bu sıkıştırmaların halk kitleleri tarafından yapılması gerektiğini belirtti. Feyzioğlu, “ABD ile gerçekleşen görüşmelerin çok verimli geçtiği gözüküyor. FETÖ, PKK ve DHKP-C mekanizması her yerde öyle bir çalışıyor, sivil toplum örgütlerini öyle bir pençesine almış ki Türkiye’ye inanılmaz kara propaganda savaşı üretiliyor. Kitap vererek ya da film seyrettirerek yetmiyor. Onları sıkıştıracak olan halk kitleleridir. Propaganda çalışmalarında son derece etkili çalışıyorlar. Bana neden Akçakale’ye gittin diyorlar. Neden gitmeyim? Türk gazeteciler ateş hattında olmamalarına rağmen haber yapmak için çırpındıkları otelin çatısında hedef alındığında hanginiz orada olmak istemedi. Bende orada olmak istedim. Dünya bunu görmezden geliyor. Dünyaya bunu göstermem için makamımda durmadım ve oraya gittim. Türk ordusu dünyanın en şerefli askeridir. Tek bir sivili hedef almaz, aksine onlar için şehit olmayı göze alır. Ben bunu dedim ve bir siyasi parti benim hakkımda suç duyurusunda bulundu. Bu suç duyuruları benim için madalya gibidir” şeklinde konuştu.
Cenevre’de Suriye anayasasının yazıldığını ifade eden Feyzioğlu, yaşadıklarından ders aldığını umdukları Esad ile aracısız görüşmenin gerektiğini ifade etti. Feyzioğlu, söz konusu anayasanın hazırlanmasında devletin uygun gördüğü takdirde katkıda bulunmak istediklerini de belirtti. Feyzioğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“ABD ve Rusya ile mutabakat. Bunların hepsi başarı. Birileri tökezleyelim diye bekliyorlar. 100 yıldır hayalini kurdukları o kukla devlete tam ulaşacaklardı ama Türkiye oyunu bozdu. Depresyondalar. Bu depresyonun tedavisi bizde değil. O depresyonlar bizi mutlu ediyor. Hayallerini paramparça ettik. Şimdi Türkiye’yi bekleyen çok büyük bir tehlike var. Cenevre’de Suriye anayasası yazılıyor. Bu anayasada oradaki silahlı PKK güçlerinin Suriye Ordusu’na 5. kol olarak katılması yolu açılırsa bizim bütün fedakârlıklarımız maalesef boşa çıkar. Anayasa yazılırken eğer ABD ve Almanya’nın girişimiyle bir özerk bölge yaratılmak istenirse 5 sene sonra PKK devleti kurulur. Bizim burada üstün menfaatimiz, Suriye Devleti’nin menfaatleriyle örtüşüyor. Suriye Hükümeti kendi ülkesinde bir özerk devlet kurulmasını istemiyor, Türkiye de bunu istemiyor. Dolayısıyla bizim artık yaşadıklarından ders aldığını umduğumuz Esad yönetimiyle aracısız görüşmektir. Görüşmek zorundayız. Suriye ile Türkiye komşudur. Yabancılar gidecektir biz bize kalacağız. Suriye ile doğrudan ilişki kurulmalıdır. Türkiye, bölgenin en istikrarlı gücü olarak bu düzende bölgenin şekillenmesinde ve yeniden inşasında en etkili söz sahibidir ve söz sahibi olmuştur. Bizde bu konuda üstümüze düşeni yapmaya hazırız. Suriyeli avukatlarla, Suriye Barolar Birliği ile birlikte devletimiz uygun görürse Suriye anayasasının yazılımında Türk ve Suriyeli avukatlarla bizde katkıda bulunmak isteriz. Bu da bir kamu diplomasisidir.”
Rize Baro Başkanı Ümit Peçe ise yaptığı açıklamada, “Bir önceki Rize ziyaretinde başkanımız yadırganmış ve insafsızca eleştirilmişti. Bu nedenle bir yıl içerisinde ikinci ziyaretleri, tekrar bir arada olmamız bizi mutlu etmiştir. Rize Barosu olarak başkanımızın yanındayız” ifadelerini kullandı.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu: “Suriye anayasasının yazılımında Suriyeli avukatlara biz de katkıda bulunmak isteriz”
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Suriye anayasasının yazılımında Suriyeli avukatlara kendilerinin de katkıda bulunmak istediğini söyledi.