Ali Sürüm -
İSTANBUL / İHA - Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından İsveç Yayıncılar Birliği’nin ortaklığı ve Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA), Bianet, Edebiyat Haber ve TÜYAP’ın işbirliğiyle, “Yayınlama Özgürlüğü Yolunda” Projesi'nde “Türkiye yayıncılığında ifade özgürlüğü”nü geliştirmek amaçlanıyor.
TYB’nin proje sahibi, İsveç Yayıncılar Birliği’nin proje ortağı, Edebiyat Haber, İPS İletişim Vakfı, TÜYAP ve Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin proje iştirakçisi olduğu rapor hukukçu Tora Pekin tarafından hazırlandı.
AB’YE UYUM ÇERÇEVESİNDE İLERLEMEDE İSTİKRAR YOK
‘Avrupa Birliği’ne Giriş Sürecinde Türkiye’de Yayınlama Özgürlüğü Raporu, Yayınlama Özgürlüğü Üzerine, AB ve Yayınlama Özgürlüğü, Türkiye’de Yayınlama Özgürlüğü, Eylem Planı ve Sonuç olmak üzere beş bölümden oluşan 68 sayfalık raporda uygulamadan örnekler de yer alıyor. Rapora göre, hedeflenen AB standartlarına bakıldığında, Türkiye’de yönetici ve politikacılar tarafından yazarlara ve gazetecilere yöneltilen dava sayıları yüksek olmakla birlikte, son bir yılda soruşturma, ceza davası ve manevi tazminat davası sayısının arttığı gözlemleniyor. AB müktesebatıyla uyum çerçevesinde somut ilerleme hedeflerini gerçekleştirmede istikrar sağlanamadığının vurgulandığı söz konusu raporda, ifade özgürlüğü ile ilgili en büyük yapısal sorun bu konuda doğrusal bir ilerleyiş olmaması olarak aktarılıyor.
KISA VADEDE YAPILMASI GEREKENLER
Yayıncılığın ve yayınlama özgürlüğünün önündeki yasal engellemelerin kaldırılması için, yayınlama özgürlüğünü doğrudan ilgilendiren Türk Ceza Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, Basın Kanunu, Matbaalar Kanunu, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun, Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu ile Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu için değişiklik yapılması ve AB Müktesebatı ile uyumlu hale getirilmesi raporda, kısa vadede gerçekleşmesi gerekenler arasında yer alıyor.
İLKÖĞRETİMDE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DERSİ VERİLSİN
Raporda, ifade özgürlüğü hakkının temel bir insan hakkı olduğuna ilişkin bilgiler, ilköğretimden başlayarak ders olarak okutulması önerisi getiriliyor. Türkiye’nin AİHM ölçütlerine ulaşılamamasındaki nedenlerin de ele alındığı raporda, bunun temel nedenlerden birinin, kamu görevlileri ile savcı ve yargıçların bir bölümünün kararları dikkate almamaları olduğu belirtildi. Bunu önlemek için, AİHM tarafından verilen ihlal kararlarının, bu kararlara neden olan kamu görevlileri ile savcı ve yargıçların yükselmelerine engel teşkil etmesi ve buna yönelik uygulama şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşılması gerektiği belirtildi.
