TİC Holding Header
  • USD 32.465
  • EUR 34.914
  • Altın 2419.075
  • BIST 100 10045.74
  • Genel

Kan emici o 'Rus' bu

İnsan öldürmekten haz alan, yaptığı katliamları övecek kadar gözünü kan bürümüş bir lider.
Kan emici o 'Rus' bu
Ozan Koltuk - Soğuk Savaş'ın bitimine yakın günler, Putin'in şekillendiği günlerdi.

Komünist Doğu Almanya'nın Dresden şehrinde düşük mevkili bir KGB ajanıyken 1989 devrimi, Putin'in üzerine çöktü.

Putin'i çaresiz ancak etkisi uzun sürecek iki dersle yüz yüze bıraktı: Berlin Duvarı'nın çökmesine ve Demir Perde'nin inmesine yol açan eylemleri gördükten sonra kitlesel hareketlere karşı bir korku edindi, Sovyetler Birliği'nin çökmesinin ardından ise Moskova'da oluşan iktidar boşluğuna karşı bir tiksinme duydu.

Aralık 1989'da Dresden'daki KGB Genel Merkezi, geniş kitleler tarafından kuşatıldığında nasıl yardım istediğini Putin kendisi anlatıyor.

Kızıl Ordu'nun tank birimini korunma için arıyor, ancak Mihail Gorbaçov yönetimi altındaki Moskova sessiz kalıyor.

Bunun üzerine Putin inisiyatif alıp sakıncalı raporları yok etmeye başlıyor.

Röportajlarından oluşan kitapta Putin bu olayı, "Kendi başıma çok sayıda malzeme yaktım. O kadar çok şey yaktım ki ocak patladı" diyerek ifade etti.

DİKTATÖR
Putin göreve geldikten sonra üç ay içinde medyayı kontrolü altına aldı. Kremlin'in eski koruyucuları oligarklar, bu duruma gafil avladı.

Medyayı kontrol etmesinin hem eleştirenlerin etkisini kesmek hem de anlatımı kendi lehine çevirmek açısından avantajları oldu.

100 milyon kişi tarafından izlenen ve ülkenin yüzde 70'ine ulaşan NTV, Putin'in ilk kurbanı oldu. Ancak sonuncu da değildi.

Bugün Ruslar sadece Putin'in göstermek istediklerini izleyebiliyor.

FARKLI DÜŞÜNEN OLİGARKLARI UZAKLAŞTIRDI
Putin, oligarklar kendisinin kontrolünü ele geçirmeden önce oligarkların kontrolünü ele geçirmeye kalktı.

Berezovsky (2000) ve Mihail Hodorkovsky (2003) yavaş yavaş etkisiz hale getirildi.

Rusya'nın büyük şirketleri Putin ve müttefiklerinin eline düşmeye başladı.

SURİYE

Rusya, Suriye'de 'DAEŞ'i vuruyoruz' bahanesiyle hava saldırıları düzenliyor. Saldırılarda çoğunluğu çocuk ve kadın olan siviller yaşamlarını yitiriyor. Putin, Rusya Savunma Bakanlığı ve askeri sanayi endüstrisi yetkilileriyle Soçi şehrinde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Rus müdahalesinin başladığı 30 Eylül'den bu yana Suriye'de 10 binden fazla uçuş gerçekleştirilerek, 30 binin üzerinde hedefin vurulduğunu belirtiyor.

HASTANE VE OKUL KATLİAMI
Rus jetleri, Azez'de kadın doğum ve çocuk hastanesi ile Suriyelilerin barındığı okula, İdlib'te de Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü'nün destek verdiği hastaneye saldırmış. Misket bombası ve seyir füzeleriyle yapılan saldırılarda 52 kişi yaşamını yitirmişti.



YAPTIĞI KATLİAMLARI ÖVE ÖVE ANLATTI
Rus güçlerinin Suriye'ye havadan ve denizden 115 seyir füzesi fırlattığını belirten Putin, Rusya'dan havalanan uzun menzili bombardıman uçaklarının ise 178 uçuş gerçekleştirdiğini kaydetti.

Putin, Suriye'deki hava saldırılarının, Rus silahlarının verimli ve kaliteli olduğunu açıkça gösterdiğini savundu.

Suriye'deki hava saldırılarını "etkili ve güçlü" olarak nitelendiren Putin, "Ancak en önemli olan Suriye'de siyasi çözümün sağlanabilmesi için gerekli koşulların oluşturulması. Amerikalılar dahil tüm partnerlerimizle birlikte geliştirdiğimiz mekanizmaların Suriye'de pozitif ve köklü değişimlere yol açmasını umut ediyorum" iddialarında bulundu.

Putin'in Suriye'ye dahil olması ona birtakım avantajlar sağladı: Orta Doğu'da istikrar için hayati olan toprak kontrolünü kimse ele geçiremeyecekti; yeni silahları ve taktikleri denemek için bir şans edindi; Esad dışındaki tarihi müttefiklerine Rusların eski arkadaşlarını bırakmayacağı yönünde güçlü bir mesaj gönderdi.

KIRIM
Çarlık Rusya ve Sovyetler Birliği döneminde Moskova yönetiminde olan Kırım Yarımadası, 1954 yılında Sovyet lider Nikita Kruşçev tarafından Ukrayna'ya bağlanmıştır. 1991 yılında yapılan referandum ile 'özerk cumhuriyet' statüsünü almıştır ve Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra da Ukrayna'ya bağlı özerk yapı olarak varlığını sürdürmüştür. 1994 Budapeşte Memorandumu ile ABD, Birleşik Krallık ve Rusya Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü tahaahhüt etmişlerdir. 1997 yılında ise Ukrayna ve Rusya arasında imzalanan anlaşma ile Rus donanmasının Sivastopol'deki varlığı uzatılmıştır. Demografik olarak ise Ukraynaca konuşan nüfusun en az bulunduğu yerlerden biri olmuştur. Tatarların Uzak Asya'ya sürülmesi ve Ruslaştırma politikaları Kırım yarımadasında Rusların artmasına ve etnik Rusların sayılarının Tatarlar ile etnik Ukraynalılara karşı daha fazla olmasına sebep olmuştur.

Rusların Kırım ve Donbass bölgelerinde sayıca fazla olmaları geçmiş dönemdeki seçim sonuçlarına da yansımıştır. Yarımadadaki Tatar ve Ukraynalılar, Rus etkisine karşı çıkarken; etnik Ruslar Rusya ile yakın politikaları savunan partileri desteklemiş ve Euroskeptik bakış açılarını korumuşlardır. Yevromaydan gösterileri patlak vermeden yapılan son seçimlerde Rus yanlısı politikalarıyla bilinen Yanukoviç, Kırım'da %52,34 oy oranı ile Lugansk ve Donetsk bölgelerinden sonraki en yüksek oy oranına erişmiştir.

21 Şubat 2014 tarihinde Ukrayna cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç aylar süren gösteriler sonrası Rusya'ya kaçmıştır. Ukrayna hükûmeti değişmiş ve Batı yanlısı bir hükûmet gelmiştir.

Rusya, yeni hükûmeti tanımamıştır ve darbe girişimi olarak nitelendirmiştir.

RUSYA YANLISI MİLİSLERİN DENETİMİ SAĞLAMASI
23 Şubat'ta Sivastopol şehrinde Rusya yanlısı gösteriler başlamıştır. Simferopol ve Sivastopol'de Rusya yanlıları yerel milis örgütlenmeler oluşturmaya başlamışlardır. Aynı gün Kerç şehrinde Ukrayna bayrağı indirilmiş ve Rus bayrağı takılmıştır. 26 Şubat'ta Rus silahlarına sahip ve Rus yapımı giysiler giyen fakat herhangi bir arma veya bayrak taşımayan Rus yanlısı milisler, Kırım yarımadasındaki pek çok stratejik noktayı ele geçirmişlerdir. İlk olarak 4,000-5,000 civarında Kırım Tatarı ve Yevromaydan destekçisi Rus yanlısı ayrılıkçılarla karşı karşıya gelmişlerdir. İki kişi hayatını kaybetmiştir. Rus yanlısı milisler Sivastopol ile Simferopol arasındaki yolu tutmuş ve güvenlik noktaları oluşturmuşlardır. Ertesi gün başkent Simferopol'de Kırım parlamento binası ele geçirilmiştir.

Mart ayının ilk haftasında Anapa'dan da takviye kuvvetler alan Rus güçleri, Sivastopol'deki Ukrayna donanmasını kuşatmış ve teslim olmalarını istemiştir. Bunun yanında da Simferopol'deki Ukrayna birlikleri de kuşatılmış ve çıkışlarına izin verilmemiştir. 6 Mart'ta Kırım Yüksek Konseyi 16 Mart tarihinde Kırım'ın Rusya'ya katılıp katılmayacağını belirleyen referandum yapacaklarını açıklamıştır. 8 Mart'ta Kırım yarımadasını Ukrayna ana karasına bağlayan yol üzerindeki Çongar köyü ele geçirilmiş ve Ukrayna askeri personeli ve ailelerinin bölgeyi terketmeleri istenmiştir.

REFERANDUM VE KIRIM'IN RUSYA'YA KATILMASI
16 Mart 2014 tarihinde referandum yapılmıştır. %83 oranında katılım oranının olduğu referandum sonucunda; Kırım'da %96.77, Sivastopol'de ise %95.6 oranında Rusya'ya bağlanmak yönünde oy kullanılmıştır. Bir gün sonra Kırım parlamentosu resmen Rusya'ya bağlanma talebini iletmiştir. İlerleyen günlerde Obama 11 Ukraynalı ve Rus yetkiliye yaptırım kararını açıklamıştır. Ayrıca, Rusya'nın G8 üyeliği de askıya alınmıştır. 27 Mart'ta BM Güvenlik Konseyi, Kırım referandumunun yasal olmadığını belirten bir karar çıkarmıştır.

17 Mart 2014 tarihinde Rusya devlet başkanı Vladimir Putin Rusya'nın Kırım'ı ilhakını onaylayan imzayı atmış ve Kırım resmen Rusya'ya katılmıştır.

DONBASS SAVAŞI
Çatışmaların başlaması, Rusya ile Avrupa Birliği arasında meydana gelen Ukrayna'nın yönünü belirleme tartışmasına dayanmaktadır. Ukrayna'nın halk darbesi ile görevden uzaklaştırılan eski cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç Ukrayna'nın Rusya ile iyi ilişkiler kurması taraftarıydı. 21 Kasım 2013 tarihinde Ukrayna hükûmeti Ukrayna-Avrupa Birliği Ortaklık Anlaşmasını imzalamayı reddedince halk ayaklanmaları meydana geldi. Yevromaydan olarak adlandırılan bu ayaklanmalar cumhurbaşkanının 22 Şubat'ta istifasına ve hükümetin düşmesine yol açtı.

Hükümetin düşmesinden sonra olaylar Kiev ve çevresinde yatışırken, bu sefer Rus etnik kökenli Ukraynalılar Rusya'ya yakınlığıyla bilinen Yanukoviç'in düşmesi sonrası Kiev'de kurulan yeni hükümete karşı ayaklandılar. Rusya, Kırım'ı ilhak etti. Böylece olaylar uluslararası bir boyuta sıçramış oldu. Kırım'ın Rusların eline geçmesinden sonra Odessa, Kharkiv, Donetsk, Lugansk gibi Rus etnik kökenlilerin yaşadıkları şehirlerde protestolar başladı. Protesto gösterileri Rusların çoğunlukta olduğu Ukrayna'nın Donbass bölgesinde çatışmalara yol açtı. İsyancılar süratle hükûmet binalarını ele geçirdi ve Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerini kurduklarını ilan ettiler. 26 Haziran'da ise Lugansk ve Donetsk Cumhuriyetleri birleşerek Halk Birliği Cumhuriyetini kurduklarını açıkladı. Ne var ki, bu de-facto devlet hiçbir uluslararası aktör tarafından tanınmamıştır.

ÇATIŞMALAR
Nisan sonuna kadar Lugansk ve Donetsk Oblastlarının büyük bölümü isyancılar tarafından ele geçirilmiştir. Karakollar ve hükûmet merkezlerine isyancıların bayrakları ve Rusya bayrakları çekilmiş ve Ukrayna bayrakları indirilmiştir. Donetsk ve Lugansk gibi iki büyük şehir ve oblast başkentleri de isyancıların eline geçmiştir.

Kiev'de yeni kurulan hükûmet başlarda iç karışıklıklar yüzünden Ukrayna Ordusunu geri planda tutmuştur. Mayıs sonu ve Haziran başlarından itibaren ise Ukrayna Ordusu genel taarruza geçmiş ve sert çarpışmalar başlamıştır. Ordu, havadan ve karadan isyancıların yerleşim birimlerini de yoğun bombardımana tutmuş ve birçok sivil de hayatını kaybetmiştir. On binlerce insan Batı Ukrayna'ya veya Rusya, Macaristan, Bulgaristan gibi bölge ülkelerine sığınmışlardır.

Temmuz başından itibaren Ukrayna Ordusu isyancıların elindeki en önemli noktalar olarak değerlendirilen Kramatorsk ve Sloviansk'ı ele geçirmeyi başarmıştır. Donetsk şehri çevreleme harekatı için uygun konuma gelmiştir. Ağustos başı itibarı ile Lugansk ile Donetsk'i birbirine bağlayan ana yol üzerinde çatışmalar şiddetlenmiştir. Ukrayna Ordusu böylece iki büyük şehir olan Donetsk ile Lugansk'ı birbirinden ayırmaya ve isyancıları ikiye ayırmaya çalışmaktadır.

17 Temmuz'da Malezya Havayollarına ait sivil uçak düşürülmüş ve iki taraf da birbirlerini suçlamışlardır.

Rusya'nın desteğini arttırmasıyla Rus yanlısı milisler yeniden önemli kazanımlar elde ettiler. Savaş, Yazın sonuna doğru kilitlendi.

5 Eylül tarihinde Belarus'un başkenti Minsk'te Ukrayna ve Novorossiya arasında ateşkes antlaşması imzalanmıştır. İki taraflar da derhal çatışmalara son verecek ve barış için görüşmelere başlayacaklardır. Ne var ki, ateşkes kısa süreli olmuştur.

Eylül ayın sonlarında 5 Eylül Ateşkesi bozuldu ve Ukrayna Ordusu ile Novorossiya milisleri arasında çatışmalar yeniden başlamıştır. Çatışmalar, Donetsk Havalimanı çevresinde ve Novoazovsk ile Mariupol arasında yoğunlaşmıştır. Novoazovsk yeniden Rus yanlısı milislerin eline geçmiştir. Kiev Hükümeti, Mariupol'ün düşmemesi için destek birlikler sevketmiştir.

Ukrayna Ordusu, Ocak ayında Donetsk Havalimanından çekilmek zorunda kalmıştır. Ayrıca Rus yanlısı ayrılıkçılar Mariupol'ün kenar semtlerine saldırılar gerçekleştirmişlerdir. Donetsk Halk Cumhuriyeti lideri Zakarçenko amaçlarının Donetsk il sınırlarına kadar gitmek olduğunu açıklamıştır.

Şubat ayının ortasına doğru Rus yanlısı ayrılıkçılar saldırılarını Debaltseve çevresinde yoğunlaştırmışlardır. Sol ve sağ kanattan Debaltseve'yi kuşatan ayrılıkçılar, uzun süren çatışmalar sonucu Debaltseve'yi ele geçirmişlerdir.

12 Şubat tarihinde Minsk II protokolü ile taraflar ateşkes konusunda anlaşmıştır. Ateşkes, 15 Şubat gece 00:00'dan itibaren yürürlüğe girmiştir. Debaltseve dışında diğer noktalarda ateşkese büyük oranda uyulmuştur. Debaltseve'de ise 18 Şubat'ta Ukrayna Ordusunun çekilmesi sonrası çatışmalar büyük oranda durmuştur. Minsk II Protokolü, Ukrayna'da anayasal reform yapılmasını, cephedeki ağır silahların cephe gerisine taşınmasını ve savaş esirlerinin salıverilmesi konularını da içermektedir.

Minsk II ateşkes antlaşması sonrası iki taraf da büyük çaplı bir saldırı gerçekleştirmese de, çatışmalar Luhansk'ın bazı köyleri, Donetsk Havalimanı yakınları ve Shyrokyne civarında aralıkla devam etmektedir. İki taraf da birbirlerini ateşkesi ihlal etmekle suçlamaktadır. Ukrayna hükümeti, 18 Şubat-5 Mayıs tarihleri arasında Ukrayna Ordusunun 28 kasaba ve köyü kaybettiğini belirtmiştir.

30 Ocak'tan itibaren çatışmalar yeniden şiddetlenmeye başlamıştır devam etmektedir.

8 Şubat 2017 tarihinde pro-Rus ayrılıkçı "Somali Tümeni"nin komutanı Yarbay Mihail Sergeyeviç Tolstyh, ofisine düzenlenen bir saldırı sonucu öldürülmüştür.

Çatışmalar neticesinde Savur-Mohıla büyük oranda hasar görmüştür.



PUTİN, DAĞISTAN'DAKİ KATLiAMLAR İÇİN VOTKA İÇMİŞTİ
Rus ordusu Dağıstan köylerinde yıllar önce katliam yaparken "Savaşı kazanınca 'votka' içmeye geleceğim" diyen Putin dediğini yaptı. Hem de Müslümanlarla aynı masada...

Moskova yönetimi, 1999 Ağustos ayında, terörle mücadele bahanesiyle Dağıstan Cumhuriyeti’nde, Şamil Basayev ve Hattab yönetimindeki özgürlük isyanını satın aldığı Çeçenlerle kanlı bir şekilde bastırdı. O dönem Başkanvekilli olan Putin, Dağıstan'da dudağına götürdüğü kadehi bırakmış, 'votka içmeye geleceğim' demişti.



NOT!!! 
Bugün Esed Rejimi ile kol kola gezen Putin'e... ''Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz''
Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri